English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zannedersem

Zannedersem traducir francés

394 traducción paralela
Elinden gelmeyen şey yok zannedersem. Öyle değil mi?
"Vous devez pouvoir tirer quelque chose de presque n'importe quoi, non?"
Zannedersem Yüzbaşı Harvey gelir gelmez.
- Dès le retour du Capitaine Harvey.
McGuire da değildir zannedersem.
Je doute que ce soit McGuire.
Zannedersem, buraya geldiğimizde de yoktu.
Je crois même qu'il n'y en a jamais eu.
Bekçi, zannedersem.
La gouvernante, je suppose.
Zannedersem.
C'est possible.
O ve Bay Wheaton'ın akşam için planları vardı, zannedersem.
M. Wheaton et elle avaient prévu de se voir, je crois.
Topallayarak yürüyor, zannedersem sol ayağı.
Il boite légèrement de la jambe gauche, je crois.
Zannedersem evden kaçmıştın.
Vous étiez parti de chez vous?
Zannedersem kaptanları kast ediyor.
Mais les capitaines, oui!
Lester da onun kocası oluyor zannedersem?
Lester est le mari, je suppose?
Kardeş Ledeyard zannedersem boruyu bir daha öttüreceksin.
Sœur Ledyard. Si vous sonniez du cor?
- Sevgili Jonathan bu filmi yönetmeye bana ödediğin yüz bin dolardan beri birkaç pound sterlin zannedersem bir film istiyorsun
Whit? Mon cher, si vous m'offrez 100000 $ pour réaliser ce film, je me dis que c'est parce que vous aimez mon style.
Zannedersem var.
Je crois que oui.
Direniş güçleri için tam bir esrardı... ve zannedersem, İngilizler'le bağlantılıydı.
C'est une héroïne de la Résistance. En relation, sans doute, avec les Anglais.
- Zannedersem sana Sophie'den bahsetmemi istiyorsun.
Je vais vous parler de Sophie.
- Zannedersem otel zaten senin. - İşin aslı evet.
L'hôtel vous appartient.
Elbette olamaz. Küçük ufak bir yara zannedersem.
Mais non, c'est rien du tout, juste une petite blessure.
Saat kaç? 20 : 30 zannedersem?
Il est quelle heure, 20 h 30?
- Zannedersem üç, dört gün.
- Trois, quatre jours, je suppose.
Zannedersem birkaç saat sürecek.
Ça prendra quelques heures
Neden bana söylemedin? Zannedersem sana yazmıştım.
J'aurais pu l'écrire, mais je devais m'en tirer seule.
- Görüş meselesi, zannedersem.
C'est une question d'impression.
YUkarıdaki arkadaş da yakında şehri terkeder zannedersem.
Monsieur ne va pas s'attarder chez nous.
1973'te zannedersem.
En 1973, il me semble.
Zannedersem, damarlarımda az da olsa o Prescott kanından taşıyorumdur.
Il me restera bien un peu du sang des Prescott.
Zannedersem, keşif uçuşlarınızdan biri olmalı.
Un de vos avions de reconnaissance qui s'est égaré.
Zannedersem dil konusunda yetenekliyim efendim.
J'ai ce talent pour les langues.
Zannedersem öğle vakti dönecekti!
Il était censé rentrer à midi.
- Zannedersem dedektifsiniz.
- Je vous croyais détective. - D'un nouveau genre.
Zannedersem Williamson'ı tanıyordunuz.
- Je suppose que vous connaissiez Williamson?
Wissant'a niye davet edildiğimizi zannedersem biliyorum.
Je crois savoir pourquoi Wissant nous convoque.
Zannedersem bundan bahsetmiştin.
Je pensais que vous en parleriez.
Zannedersem cüzdanlarınız çalınmış!
Je suppose qu'on vous a volé votre portefeuille?
- Zannedersem dışarıda fırtına var.
- Je crois qu'un orage se prépare!
Hayır, zannedersem öyle.
Non, je suppose que non.
Ziyarette bulunabileceğiniz iki ya da üç tane dul kadın olacaktı zannedersem...
Il y a deux ou trois veuves qui seraient prêtes à recevoir...
Ama zannedersem bu tuhaf bir vaka.
mais je suppose que c'est un cas étrange.
Zannedersem veledinin başına ne geleceği umrunda değil.
Tu laisses ton gosse tout seul?
Bir şeyler uyduracağım zannedersem.
Je trouverai bien une excuse.
Zannedersem Liverpool üzerinden.
Je suis censé me rendre à Liverpool.
Zannedersem mükemmeldim frank, Bütün bu kaybettiğim yılları kazanmaya çalışmayı düşünmedim.
Pour être parfaitement franche, je ne supporterais pas de me dire que ces années ont été gâchées.
Bir oyun yazdığımda, bir nevi, zannedersem yapmaya çalıştığım şeylerden bir tanesi kendime bir parça gerçeklik seçiyorum ve bunu seyirci ile paylaşmaya çabalıyorum.
Tu vois? Quand j'écris une pièce, j'essaie, entre autres... ce que j'essaie de faire, c'est de me colleter avec des morceaux de réalité! et je tente de les faire partager au public.
Sadece tekneye göz kulak olacak nitelik var bende zannedersem.
Je pense être qualifié pour garder le bateau.
Zannedersem, ama sonra, köşeyi dönünce Sör Tavish Mortimer ile karşılaşmış.
Si on peut dire. Juste quand arriva Sir Travish Mortimer.
Zannedersem biraz yorgunum. Pek iyi uyumadım.
La fatigue, sans doute.
Zannedersem öyle diyorlardı.
S'ils s'aimaient?
- Zannedersem iyi.
- Je crois.
Geçen Kasım, zannedersem.
Vous avez noté la date?
Zannedersem, altı bin küsür civarında?
- Absolument.
Baltık kıyılarından zannedersem...
Il est de la Baltique, à mon avis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]