Zaten biliyorum traducir francés
1,128 traducción paralela
Zaten biliyorum.
Je sais pourquoi.
Bunları zaten biliyorum.
De tout cela, je suis la plus convaincue.
Öldüğünü zaten biliyorum.
Je sais qu'il est mort.
Eğer bu seksle ilgiliyse ben zaten biliyorum.
S'il s'agit de sexe, je sais tout.
İçinde ne olduğunu zaten biliyorum.
Je sais ce qu'il y a dedans
Zaten biliyorum. Beyaz Ejderlerim her yıl Kral'ı korurlar. Ne olmuş?
Oui, ce sont nos chevaliers du Dragon Blanc qui s'en occuperont, tout comme les années précédentes, non?
Yetenek testi sonucu ne çıkarsa çıksın, kaderimi zaten biliyorum.
Quoi que dise mon test, on connaît mon avenir. - Oui.
Yolu zaten biliyorum. İşe yetişmem gereken gibi bir ortam yok zaten.
Je connais la route et je n'ai plus d'impératifs.
Bunu zaten biliyorum.
Ca, je le savais déjà.
Peki bunları zaten biliyorum.
Je sais tout ça.
İsimlerinizi zaten biliyorum. Ününüz sizden önce buraya geldi.
Je connais très bien vos noms et visages.
— Zaten biliyorum.
- Je le sais déjà.
Bana söylemesine gerek yok, zaten biliyorum.
- inutile, je sais pourquoi.
Cevapları zaten biliyorum.
Je connais déjà les réponses.
Üstelik bunu zaten biliyorum.
Et je le sais!
Bana kendi hayat hikayemi anlattın, ki bunu yaşayan bendim, zaten biliyorum.
Tu m'as raconté l'histoire de ma vie... tu ne seras pas surpris que je la connaisse.
Söyleme, zaten biliyorum.
C'est pas la peine, je sais.
Boş ver, sanırım zaten biliyorum.
Peu importe, je crois que je le sais.
- Zaten biliyorum.
- je la connais déjà.
Yanıtını zaten biliyorum.
Je connais déjà la réponse.
Adresini zaten biliyorum. Kaçamazsın. Arayıp, uygun biçimde davet etmek istiyorum.
J'ai déjà l'adresse... vous ne pouvez pas m'échapper... et je vous inviterai à sortir.
Zaten biliyorum. Öyle mi? Aynı menejeri paylaştığımız ortaya çıktı.
Tu le savais? ça n'est qu'une mise en scène.
Zaten burayı en iyi ben biliyorum.
- Je connais l'endroit.
- Evet biliyorum. Zaten onunla konuştum.
Je lui ai déja parlé.
Ama zaten ne söyleyeceğini biliyorum.
Mais je sais ce qu'il répondra.
- Biliyorum zaten.
Je vois.
- Zaten biliyorum Ray, ben zaten...
- Je sais déjà, Ray.
Dinleyeni biliyorum zaten.
Je sais qui écoute, de toute façon.
Çok çılgınca, biliyorum, sorun da bu zaten.
Je sais que c'est dingue, c'est ça le problème.
Evet biliyorum. Ama işin aslı şu ki bunu zaten yapacaktım.
Je sais, mais c'est ce que j'allais faire.
Zaten biliyorum, Mary.
Je le connais, Mary.
Son gittiğimiz yerde sana sert davrandığımı biliyorum ama kimsenin beni riske atmasına izin veremem. - Zaten yeterince tehlikeli.
J'étais un peu dur plus tôt, mais je ne peux pas courir le moindre risque.
Eğer büyükbabamın ölümü hakkındaysa, zaten herşeyi biliyorum.
Si c'est sur la mort de mon grand-père, je sais déjà tout.
Orada ne yazdığını biliyorum zaten.
Je sais déjà ce qui est écrit là-dedans.
Evet, biliyorum. Kendini bu konuda zaten kötü hissediyor, o yüzden...
Elle se sent assez mal comme ça, alors on va juste...
- Zaten biliyorsun, değil mi? - Tabi ki biliyorum.
Evidemment.
Sırrını zaten biliyorum.
Je connais ce secret.
Zaten biliyorum.
Je le sais déjà.
- "C" aldığımı biliyorum zaten.
- Je la sais ma note, j'ai eû "C".
- Biliyorum zaten.
Je sais comment on fait.
Zaten senin her zaman onun tarafını tuttuğunu biliyorum.
Exactement. Tu es de son côté, toi aussi? Ça veut dire quoi?
- Ben zaten yapabileceğimiz bir dans türü biliyorum. Yatarak tango.
Moi ce que j'aime c'est la secousse à l'horizontale.
Andy zaten buradaydı, ve sanırım ne yapacağımı biliyorum.
Andy est déjà passé et je crois savoir ce qu'il faut faire.
Aşağı yukarı biliyorum zaten.
Tout est clair.
Kötü haber olduğunu biliyorum zaten.
Je sais que c'est merdique.
Dinle, zaten bilmek istediğimden daha fazlasını biliyorum, tamam mı?
J'en sais déjà plus que je ne le souhaiterais.
Zaten ben planımı biliyorum. Planı ben yaptım. Benim planım.
Je ne sais pas ce que Zurg compte faire avec l'Unisprit, mais je compte bien le battre.
Bunu biliyorum zaten.
Pas besoin de me convaincre!
Biliyorum, çok üzülüyorum zaten.
Je sais, ça me désole.
Biliyorum zaten. Boşboğaz Cherie.
Cherie, la pipelette.
Çünkü zaten kendi hakkımdakileri biliyorum.
Parce que sur moi, je connais déjà tout...