English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zayıfladı

Zayıfladı traducir francés

255 traducción paralela
Eski zaman büyüleri artık zayıfladı, ama kimileri hâlâ etkili.
Les anciens charmes sont affaiblis mais certains sont encore puissants.
Midem her geçen gün zayıfladı.
J'aime e café, et mon estomac est de plus en plus faible.
Güvenimin zayıfladığını itiraf ediyorum.
Ma confiance a faibli.
Bütün duvarlar zayıfladı. Artık destekleyemeyiz.
Ces murs sont fragilisés, Vous ne pouvez plus les étayer maintenant.
O zaman zayıfladın.
Alors tu as maigri.
Çok çalıştığınızda asabi olup zayıfladığınızı söylemiştiniz.
Vous avez dit que quand vous êtes stressé, vous perdez du poids.
Hepimiz biraz zayıfladık.
Mous sommes tous plus maígres.
Çocukların gittikçe zayıfladığını görüyorum.
Les enfants maigrissent de jour en jour.
Ama Güney gücünün ve nüfuzunun zayıfladığını gördüğü düzinelerce Batı kasabasına saldırmaya başladı.
Mais le Sud, voyant sa puissance décliner, lutta contre l'inévitable dans les villes de l'Ouest.
Eğer bu barbarları aramıza alırsak, düşmanlarımız şöyle düşünecek : Mecburdular, çünkü zayıfladılar.
Si nous acceptons la présence de ces barbares, nos ennemis diront que c'est par faiblesse.
Hala ilhamı var ama konsantrasyonu biraz zayıfladı.
Son inspiration est intacte mais son pouvoir de concentration a faibli.
Biraz zayıfladın mı ne? Farklı görünüyorsun.
Tu as un peu maigri mais on dirait un autre homme.
- Orası karanlık, yarım bir dünya. Kanatlarımız giderek zayıfladı.
C'est un maigre demi-monde, et la croissance de nos ailes s'affaiblit.
Biraz zayıfladılar, ama uzun bir yolculuktu.
Elles sont encore un peu maigres mais la route a été longue.
- Kopyalama esnasında vücut zayıfladı.
- La duplication a affaibli son corps.
Giderek zayıfladığını düşünüyoruz.
On t'entend de moins en moins.
Kalp kapakçık kaslarının zayıfladığı açıkça görülüyor.
C'est une faiblesse de la paroi musculaire du cœur.
Yarı insanım. Reflekslerim yok oldu, zihinsel yeteneklerim zayıfladı.
Mais j'ai des réflexes physiques et des capacités mentales réduits.
Güneşten uzaklaşırken frenler zayıfladı.
Les moteurs sont affaiblis.
Kendi gücüyle, senin vücudunun fizyolojik tepkilerini taşıyabiliyor. Zayıfladı.
Avec sa force, elle a maintenu vos réactions physiologiques.
Kalkanlarımız zayıfladı.
Les boucliers sont affaiblis.
İyice zayıfladın.
Tu as maigri.
Sen gittikten sonra gözlerim iyice zayıfladı.
L'été après votre départ, j'ai perdu l'usage normal de mes yeux.
Antrenmanlarda canımızı çıkartıyorsun, sonra da zayıfladık diye kızıyorsun.
Tu nous fais perdre du gras et ensuite tu nous trouves trop maigres.
5 kilo zayıfladı ama 40 metreyi yarım saniye daha yavaş koşuyor.
Ouais, il a cinq kilos de moins et il est une demi-seconde plus lent.
Tan Sze zayıfladığımızı zannederek korumasını indirecektir!
Tan Si croira que je suis à bout.
O kostüme bürünmek için 700 grama kadar zayıfladı.
Il a dû trouver un moyen de faire 4 kg pour rentrer dans ce costume.
- Hem yiyip hem nasıl seksi görünebilirim? - Galiba 2,5 kilo zayıfladım.
J'ai déjà perdu 3 kilos.
Pek hatırlayamıyorum. Pratiğim biraz zayıfladı.
Je ne m'entraine plus, trop de temps est passé.
Desteklere bak, zayıfladılar.
Attention à ces montants, ils sont fragilisés.
Hem esnaf hem de tüccarlar zayıfladı.
Chez nous, les deux sont amortis.
İç çamaşırlarımlaydım. Zayıfladığımı fark etti.
J'étais en caleçon et il a remarqué que j'avais maigri.
Gelip beni okşadı. Buraya geliyor. Dedi ki, "Baba, sen çok zayıfladın."
Il s'est approché et m'a donné une tape... et il a dit : "Papa, qu'est-ce que tu as maigri!"
Geriye güzellikler kaldı. Kötülük zayıfladı.
Ni le mal, ni le bien, Rien ne s'est perdu en vain,
Sadece birkaç günde çöpleri yemediğin için zayıfladın.
Regarde, quelques jours sans manger ces saletés et tu t'es déjà aminci.
Zayıfladın.
Vous avez maigri.
Bir zamanlar çok şişmandı, sonra inanılmaz miktarda kilo verdi ve çok zayıfladı, bir de sakal uzattı.
Après avoir été obèse, il était devenu squelettique, avec une grande barbe.
- Biraz zayıfladım ama...
- J'ai mis un petit...
Karanlık güçlerce saldırıya uğradım Ve gittikçe zayıfladım
Mais le souffle du mal m'envahit peu à peu et m'aspire.
Ama eğer kontrolü zayıfladıysa?
Mais si son contrôle s'était affaibli?
Al, Vancouver'ı aramadım ve annem 200 kiloya kadar zayıfladı.
Nous pourrissons petit à petit mais ça semble plaire aux enfants. Non, pas ça.
Zayıfladı ama, değil mi Steve?
Il a perdu du poids, non?
- İskele kalkanları zayıfladı.
Notre planète en a besoin.
Karşıtmaddenin bulunduğu manyetik koruma alanı zayıfladı.
Aujourd'hui enfin, je vais payer ma dette, avec mes moyens.
Aslında kötü başladı, ortalarda birazcık zayıfladı, sonlara doğru daha iyiydi, ama bundan gerisi...
Ça commence très mal... ça vasouille au milieu... et mieux vaut ne rien dire de la fin... À part ça, c'est parfait.
Konumu zayıfladıkça, duruşu daha da saldırganlaşacaktır.
En position de faiblesse, il se montrera d'autant plus agressif.
- Sen biraz zayıfladın mı?
- Dis-donc, tu ne serais pas un peu trop mince?
Kahraman kalplerinizin öfkesi zaman ve kaderle zayıfladı.
"Bien affaiblis pas les ombres, et forts de la volonté de combattre."
Çok zayıfladı, kuryelik işine biraz ara vermem gerekecek.
Elle s'est beaucoup affaiblie. Je vais devoir annuler mon service de livraisons.
Onları yemek. Ya, pek zayıfladığını görmedim nedense.
Tu n'as pas fondu!
Gözlerim çok zayıfladı artık.
Mon oeil va plus jusqu'aussi loin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]