English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zengin

Zengin traducir francés

12,451 traducción paralela
Orta yaş krizine girmiş zengin bir adam gelip parçaladı.
Et... Bam, un riche gars dans une crise de la quarantaine hors de prix...
Senin ürünlerin ve benim bağlantılarımla çok zengin olacağız.
Avec tes produits et mes contacts, on devient très riches.
Zengin ve kudretli Hapsburgların soyundan geliyorlar.
Ils descendent d'une branche riche et puissante du côté Hapsburgs.
Kırıştıracak çok sayıda zengin ve sarhoş adam olacak. Dışarıda sigara içen, merhaba diyebileceğin.
Dehors, en fumant un peu, tu pourrais dire bonsoir.
Zengin, güçlü, hızlı acayip damarların var insanları kanınla iyileştirebiliyorsun.
Riche, fort, rapide, tu as de drôles de veines, tu peux soigner les gens avec ton sang.
Gerçekten şehri gölgelerden yöneten zengin ve güçlü adamlardan oluşan gizli bir grup var mı?
Il existe un groupe d'hommes riches et puissants qui dirigent la ville de Gotham?
Onları gözledim. Gotham'daki en zengin, en güçlü insanları.
Je les ai observés, les hommes les plus riches et les plus puissants de Gotham.
Bu formül Bay Schrader'ı uzun bir zaman önce zengin etmiş. Böyle bir notla dikkati üzerine çekmek isteyeceğini sanmıyorum.
Cette formule a rendu M. Schrader immensément riche, je doute qu'il recherche autant d'attention.
Siz zengin insanlar yok musunuz...
Les riches...
Saniyelerden bahsetmişken bu akşam bir sürü pizza yiyeceğim ve o zengin kahpe ödeyecek.
Je vais prendre 2 parts a la pizzeria, et cette garce de riche va payer.
Üçüncü nesil zengin politikacılar her zaman Binbaşı gibi kadınlarla tanışamazlar.
Ça doit le changer des rombières qu'on côtoie au parlement.
Belki de zengin çocuk yanlis vampiri kizdirmistir. Nasil gidiyor?
Peut être que le riche à énervé le mauvais vampire.
Kim olduğunuz ya da neye inandığınızın siyahi ya da beyaz olmanızın, eşcinsel olup olmamanızın zengin ya da fakir olmanızın bir önemi yok.
"peu importe qui vous êtes, ou en quoi vous croyez," "noir ou blanc," "hétéro ou gay,"
Zengin birini bulmam gerekiyor sadece.
- Ouais, ouais. Il faut juste que je trouve un mec plein aux as.
Zengin bir kadına ne dersin?
Et pourquoi pas une femme riche?
Bir kerecik olsun zengin olmak istiyorum.
Je veux être riche rien qu'une fois.
Zengin, komik, ve sabahın 9'unda takım elbiseli bir adam?
Riche, drôle, et en costume à 9 heures du matin?
Nancy kapağı zengin bir kediye attı, bol miktarda yavru yardımı ile geçineceğiz.
Nancy est tombé sur un un chat riche, nous allons vivre sur sa pension alimentaire.
Bu Zengin 101.
C'est la base chez les riches.
Yapabilseydim eğer, zengin eski erkek arkadaşım, onun peltek konuşmasıyla ilgili düşüncelerimi asla bilemezdi, ve şu anda "thouth of Franth"'de yaşıyor olurdum.
Si c'était le cas, mon riche ex n'aurait jamais su ce que je pensais de son cheveu sur la langue et j'aurai habité dans le Thud ( Sud ) de la Franthe ( France ).
İşimizi düzeltmek için zengin birine ihtiyacımız yok.
On n'a pas besoin de ce riche pour aider notre entreprise.
Bu gemi bizi zengin edecek mallarını sunmadı daha.
Ce vaisseau n'a pas encore donné toutes ces richesses.
Kusura bakmayın da, zengin olmak ne zamandan beri suç?
Désolé, depuis quand être riche est un crime?
Bu gecenin ilk kurbanı sahneye çıkmalı artık. Hepimizin tanıdığı ve sevdiği, zavallı zengin çocuk ara sokakta annesi ve babası öldürüldü ya hani. En sevdiğim gönüllüm.
Je pense qu'il est temps pour la première victime de la soirée, vous le connaissez et l'aimez tous, le pauvre petit riche, ses parents assassinés dans une allée, et mon volontaire préféré.
Galavan gibi adamlar zengin ailelerde doğmuş insanlar.
Galavan vient d'un milieu aisé.
Sen de şu anda o zengin olduğu için onunla bir araya gelmek isteyeceğini mi düşünüyorsun?
Et tu crois qu'elle va vouloir retourner avec lui maintenant qu'il est riche.
Zengin Rus müşterimiz burada can güvenliği var mı diye sordu.
J'ai un client russe plein aux as qui se demande s'il est en sécurité ici. T'énerve pas.
- Hedef-zengin civarında konuşun.
- On parle d'un terrain riche en cibles.
Protein olarak zengin ve bifteğe göre maliyeti daha ucuz ve elde etmesi kolaydır.
Ils sont très riche en protéines et sont moins chers et plus facile à trouver que la viande.
Olabilir ama zengin ve güzelim. O yüzden pek bir önemi yok.
Mais je suis riche et belle, donc peu importe.
Babanın aşırı zengin olmasını ve seninle seks yapmayı seviyorum.
J'adore le fait que ton père soit si riche et j'adore tellement te baiser.
Komutan Clarkson son saygın ve zengin gezgindir.
Capitaine Clarkson, le dernier toubab décent.
Neden iyi bir romu Afrikalı görünen ama zengin gezginler gibi davranan aptal bir kadınla pazarlık edeyim?
Pourquoi si je devrais négocier bon rhum avec une femme folle qui semblent africain mais agissent comme un toubab?
Zengin gezginlerle pazarlık etmem.
Je ne négocie pas avec toubab.
Kim bu kadın? Zengin gezginler gibi hareket ediyor.
_
Zengin kadın!
Femme Toubab!
Yoksa bu, zengin arkadaşları olan kalantor teknoloji devinin gözünü boyama fırsatı mı?
Ou c'est le, euh, l'opportunité d'éblouir un milliardaire avec de riches amis?
Zengin Amerikalıları kaçırır ve milyonlar kazanırlar.
Ils kidnappent de riches américains et se font des millions.
Sylvester kibarsın, gönlün zengin ve benim olamayacağım kadar iyi bir insansın.
Sylvester, tu es... euh... Gentil et généreux et un meilleur être humain que je ne le serais jamais.
Zaten zengin bir ülke değillerdi...
Ils n'ont jamais connu la faiblesse...
Hevan Lover kulübünün zengin ve akıllı olduğunu düşündük.
Nous pensions que le club des amoureux du paradis était riche et spirituel.
Yakışıklı ve zengin biri.
Il est canon, et riche.
Katie de bizim gibi zengin.
Elle est riche, comme nous.
Gölün zengin tarafındaki kampa gitmesi gerek.
Elle devrait être du côté des riches.
Büyük, zengin ve güçlü Katie Finnerty'den fışkıran bir gülücük müydü o?
Ce serait pas un sourire que je viens de voir?
O zengin.
Elle est chargée
Zengin olduklarını...
Qu'ils sont pleins aux as.
Bu iş Emma'yı ünlü beni de zengin edebilir.
Ça rendra Emma célèbre et moi riche.
Fakat şimdi zengin karısının eline bakan fakir bir adam oldum.
Maintenant, je ne suis qu'un pauvre soutenu par sa riche épouse.
Zengin bir züppe ölümüne dövülüyor ölü bir fahişe, ölü bir pezevenk Charlie'nin yatağında otelcinin ölü eşinin dizleri arasında bir aktörün kafası.
Jésus, Tom. Comment une femme pourrait faire tout ça?
Aileme göre ise zengin bir ailenin iyi bir çocuğuydu.
Bon gars provenant d'une famille riche.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]