English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ö ] / Ölmeli

Ölmeli traducir francés

527 traducción paralela
"Ama ölmeli, yoksa baştan çıkarır daha başka erkekleri."
" Pourtant, il faut qu'elle meure.
Yaş veya kuru, bir adam meyvesini vermeden ölmeli. Hoşçakal...
"Et sec ou vert, l'homme doit mourir, avant qu'il ne porte fruit."
Çok ufak bir şey biliyorum, onu da bir günah çıkarmadan duydum... Ve o sırlar da benimle birlikte ölmeli.
Ce que je sais vient des confessions, et doit mourir avec moi :
"Anıtsal bir mermer gibi düz, Kardan daha beyaz tenini de " Yaralamak istemiyorum. " Yine de ölmeli!
Ni déchirer cette peau plus blanche que la neige et lisse comme l'albâtre des tombeaux.
"Gine de ölmeli, yoksa başkalarına da ihanet edecektir."
"Pourtant elle doit mourir, sinon elle trahira d'autres hommes."
ve duvar ustası olduğum için açIıktan ölmeli miyim?
Moi qui suis maçon, je dois crever de faim? Pourquoi t'en prendre à moi?
İkinizden biri ölmeli.
Soit vous, soit mon mari!
Sana sıra gelene kadar bir sürü adam ölmeli.
Pourquoi cette hâte?
# Katiller ölmeli.
Mais tant pis... les assassins doivent mourir.
Piskopos veya rahip fark etmez, suçlu ölmeli.
Je veux la tête du coupable.
Efendimiz. O ölmeli. Ellerini sürdü.
Il doit mourir, il a posé la main sur vous.
Sana kalsa insanlar aynı yerde doğmalı, yaşamalı ve ölmeli!
D'après toi, les gens devraient naître, vivre et mourir au même endroit!
İlla biri ölmeli mi?
- Vous parlerez après un meurtre?
Kraliçe Nailla ölmeli.
- La reine doit mourir.
O ölmeli.
Il doit mourir.
O şimdi ölmeli yoksa başaramayız.
Elle doit mourir ou nous aurons échoué.
Geleneklere göre kocasıyla birlikte ölmeli. Bu cinayet nerede işlenecek?
- La coutume veut qu'elle meure avec lui.
Bu kurtarıcı yeni doğanlar arasında olduğuna göre sadece yeni doğanlar ölmeli.
Puisque ce sauveur se trouve parmi leurs nouveaux-nés, seuls les nouveaux-nés doivent mourir.
Yeni doğan tüm erkek İbrani çocuklar ölmeli.
Que chaque nouveau-né de sexe masculin soit mis à mort.
Karartma çanı çalarken,... Basil Underwood ölmeli. "
"Quand sonnera le couvre-feu, Cet homme rendra son âme à Dieu".
- Aunt ölmeli.
Tu devrais être morte.
Kadın ölmeli ki ayı Inuk'un Asiak ve çocuğunu beslemek için onu avlayacağı gün için yaşayabilsin.
Elle doit mourir pour que l'ours vive... et le jour où Inuk le tuera, il nourrira Asiak et son fils.
Biz evli kadınlar sırf açlık mı çekmeli yani? Ser sefil ölmeli miyiz öylece?
Ce n'est pas une raison pour crever de faim ni se donner la mort.
Ve ölmeli.
Et mourir.
Yasa katil ölmeli der.
Selon la loi, cet homme doit mourir.
Hırsa hizmet için bir çocuk mu ölmeli?
Est-ce qu'un enfant doit mourir pour servir des ambitions?
Bu, büyük Sezar Roma'nın sevgili evladı en azından içimizden biri Roma yaşasın diye ölmeli.
Le Grand César... aimé de Rome... un d'entre nous... doit mourir pour que Rome vive.
Altın postu çalanlar mutlaka ölmeli.
Ceux qui volent la Toison d'Or doivent mourir.
Hepimiz senin yüzünden ölmeli miyiz Balam?
Devons-nous tous mourir pour toi?
Kör adam ölmeli, ama öncelikle Sakichi'ye şans vermeliyiz, değil mi?
Il devrait mourir, mais nous devrions laisser Sakichi s'en charger, non?
- O zaman ölmeli.
- Alors il mourra.
Genç bir kız ölmeli.
Une vierge doit mourir.
Genç bir kız ölmeli!
Une vierge doit mourir!
Joe ölmeli.
Joe doit mourir.
O entrikacı çiftçiler ölmeli.
Ces fermiers comploteurs doivent mourir!
Hepsi ölmeli. Ağı genişletelim
Entre bandits, ils vont s'entretuer.
Sevinin o insanların öldüğüne, yarın daha fazlasıda ölmeli.
Ne célébrez pas la mort de ces hommes, car d'autres encore mourront demain.
Şimdi Robespierre ölmeli...
Juillet arrive, c'est Robespierre qui doit mourir
Mücadele etmeliyiz, adam ölmeli.
Luttons. Il doit mourir.
- Belki de senin gibi sıçanlar ölmeli.
- Un rat comme toi ne mérite pas de vivre.
Biz Klingonlulara göre de hastalar ölmeli.
Nous autres Klingons, croyons comme vous que les malades doivent mourir.
Edith Keeler ölmeli mi?
Edith Keeler doive mourir.
Jim, Edith Keeler ölmeli.
Jim, il faut qu'Edith Keeler meure.
Landru ölmeli.
Landru doit mourir.
- O bir putperest. İtiraf edip ölmeli. Stearne bunu sağlayacak.
C'est un idolâtre, il avouera et mourra de la main de Stearne.
Hols, çok güçlü olmadan önce ölmeli.
Je dois l'éliminer avant qu'il ne devienne plus puissant.
- Jesse James ölmeli.
- Jesse James doit mourir.
Bir canlı ölmeli ki diğer canlı yaşayabilsin.
La chair doit mourir, pour que la chair vive.
Daha kaç çocuk ölmeli?
Combien d'enfants doivent mourir?
Ölmeli.
Il doit mourir.
Ama o bir samuray ve bir samuray gibi ölmeli.
Mais c'est un samouraï.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]