Adım bu traducir portugués
4,456 traducción paralela
Artık benim adım bu.
Este é o meu nome agora, o meu nome.
Gerçek adım bu.
Esse é o meu nome verdadeiro.
Adım bu.
É o meu nome.
Temel adım bu.
É o passo básico.
Sıradaki adım bu Nick. Cesaretin varsa bu adımı at.
É o próximo passo, Nick, se tiveres a coragem de o dar.
- Aynen, adım bu!
Exacto, é a minha patente.
Adım Gerry bu arada.
Chamo-me Gerry.
Adım Nod bu arada.
- Olá, já agora eu sou o Nod!
Kimse yurttaş hakları kanununu hatırlamayacak ama bu eyalete adım bile atılmayıp, Selma'ya gösterilen ilgisizliği hatırlayacaklar.
Ninguém se vai recordar da Lei dos Direitos Civis, mas vão lembrar-se dos confrontos em Selma, ainda para mais, quando nem sequer veio ao Estado.
Bu galerinin kapısından adım atanlar değil ama.
- Ninguém que entre nesta galeria.
Bu eyalete bir daha adımını atamaz.
Não voltará a pôr os pés neste condado.
- Bu arada adım Wil.
- A propósito, sou o Will.
- Bu doğru. Benim adım Arius.
- Exactamente.
- Adın bu mu? "Wyldstyle" mı?
- É esse o teu nome? "SuperCool"?
Düşmanımın adına bu bedene girdim
Já enterrámos o corpo.
Bu tür bir ilham kaynağını nereden bulabilirim? Yaratıcılığınızı hayatınızın her alanını değiştirecek bir şekilde serbest bırakmanın ilk adımını attınız. Tebrikler.
Onde é que encontro esse tipo de inspiração?
Ben diyene dek, ejderhalar dahil kimse bu adadan adımını atmayacak!
Nenhum dragão nem Viking põe o pé fora desta ilha sem ordem minha!
Ve adım adım, bu dünyayı değiştireceğiz.
E, pouco a pouco, vamos mudar este mundo.
Sonunda bir büyü dalında uzmanlaştım. Bu büyünün adı da Ruh.
Eu, finalmente, declaro uma magia, e ela chama-se "Spirit".
Benim adım Rose Hathaway, ve normal bir genç kız değilim. Ama sanırım bu o kadar da önemli bir şey değil.
O meu nome é Rose Hathaway, e eu não sou a típica adolescente normal, mas suponho, haverá realmente uma coisa dessas?
Hepsi bu. Buradan uzaklaşmak için sana bir adım sunuyorum.
Isso é tudo que estou a oferecer.
Hepsi bu, sana bir adım sunuyorum.
Isso é tudo que posso oferecer.
Bu dört duvar her ulusta senin adını yüceltebilecek, Tanrım.
Que estas quatro paredes possam tornar o Teu nome famoso em todas as nações, Senhor.
Adım Alaird bu arada!
A propósito, meu nome é Alaird.
Bu sadece ikinci adım.
Este é o passo seguinte.
Oh, eğer ben gay isem sebebi üç aydır seni becermemdir. Ki bu atılacak en akıllı adım gibi görünüyor!
Se sou gay, é porque depois de te andar a comer durante três meses esse parece o passo lógico seguinte a dar!
Adı mı bu?
É o título?
Adım Tezza, adresim bu.
Chamo-me Tezza, esta é a minha morada.
Adım Gizli Ajan'dır. Çünkü bu vurucu ekibin lideriyim.
O meu nome é secreto, porque eu sou o chefe desta unidade de ataque.
Bu bankacının, bir adı var mıydı?
E esse banqueiro, tem nome?
Bu onun gerçek adı mıydı? Colette yani?
Era mesmo o verdadeiro nome dela, Colette?
Bu elemanı yakın zaman önce hırsızlıktan tutuklamıştım Adamın takma adı var.
Prendi este tipo há uns tempos por roubo. Tem um nome de código!
Ben sadece bütün bu olanlara adımın karışmasına inanamıyorum.
Eu só... Não posso acreditar que fui envolvida nisto tudo.
Daha sonra da adımı bilen bu kız çıkageliyor.
E agora esta miúda aparece. A dizer o meu nome.
Bu binaya girince geleceğe adım atmış gibi olmalısın.
Quando se entra neste edifício, deve soar a uma entrada no futuro.
Neymiş bu üçüncü adım?
O que significa o terceiro passo?
Bu kaçıncı adım?
Que passo é esse?
Evet, bu benim kod adım Nick.
- É o meu nome de código, Nick.
- Üzerine adını yaz. Üzerine adını yaz ve "Bu benim anasını satayım" de.
Mete-o lá a dizer : "É meu!"
- Adım Oliver bu arada.
- Meu nome é Oliver, certo.
- Bu yüzükle karım olarak kendini bana adıyorsun.
- Com este anel. És consagrada a mim como minha esposa.
Bundan sonra adın bu canım senin.
Vai ser a tua alcunha!
Bu tarafa doğru beş yüz adım atıyordu.
Decidimos andar 500 passos numa direcção...
Bir şeyden haberin olmadığını sanıyor. Bu senin avantajın, kullan onu. - Atacağın adımı iyi düşün.
Se ele acha... que és ignorante, tens uma vantagem e podes usá-la.
- Bu attığın adımı iyi düşünmek değil. - Biliyorum.
Bom, isto não é pôr os patos numa fila.
Bu adımını dikenlerin üzerine atmaktır.
Isto é pôr os patos num picador de madeira!
Bu iki takımda kim daha iyi hikayelerle dönerse o grup kazanacaktı, ve Ben kızlardan bir adım önde olmaya kararlıydım.
Nesta batalha dos sexos, o grupo que voltasse com as melhores histórias ganhava e eu estava determinado a manter-nos à frente das raparigas.
Normalde bu şehrin adım yoksunu olduğunu söylerdim ama, son zamanlarda...
- Bem, normalmente diria que esta cidade tem um ritmo bem particular, mas ultimamente...
Bu senin gerçek adın mı?
É este o seu verdadeiro nome?
Van Hoytl bu tabloda erkekliğe adım atmak üzere olan yakışıklı bir oğlanı incelikle resmetmiştir.
Este é o encantador retrato que van Hoytl fez de um belo rapaz no limiar da idade adulta.
Bu hareket Constantine'i bir sıçrayışta... dünyanın bir numaralı aranan suçlusu yaptı. Gizemli Lemur'dan bir adım önde.
Esta fuga colocou Constantine, de um salto, no número um dos criminosos mais procurados do mundo, um lugar à frente do misterioso Lémure.