English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Alacaksın

Alacaksın traducir portugués

5,927 traducción paralela
Bunlardan bir tane alacaksınız sonra size hesabınızı soracağız.
Se nós é que caíssemos nessa, vocês iam ver.
Kendini beğenmişliğin yüzünden bir ay hücre cezası alacaksın.
Mas vais um mês para a solitária por seres convencido.
Kârın yarısını alacaksın. 3 milyon.
Receberás metade do lucro. 3 Milhões.
Sen ne alacaksın?
O que é que quer?
İntikamımı alacaksın.
Vai tratar da minha vingança.
Bugün alacaksın.
Hoje vai fazer por merecê-lo.
Payını alacaksın, kimsenin ruhu duymayacak.
Recebes a tua parte e ninguém saberá de nada!
- Tamam, yüzde mi alacaksınız?
Então, ganharia uma percentagem?
Yani benim payımı da mı alacaksın?
- Vais levar a minha parte? - O que te importa?
Cevaplarını alacaksın.
Terás as tuas respostas.
Bundan çok keyif alacaksınız.
Vão adorar.
Sen de Katashi'nin parmağını alacaksın.
E vais tirar o dedo do Katashi.
Ağabey! Eğer bu bir savaş çağırısıysa benim atımı ve yayımı alacaksın.
Irmão mais velho, se isto é uma chamada para a guerra, tens o meu cavalo e o meu arco.
Bebeği onlar yetiştirmeyecek ; çünkü onu alacaksınız uzay beşiğine geri koyacaksınız ve bu gezegenden çok uzaklara atacaksınız.
Não vão cuidar do bebé, porque vocês vão ficar com ele, voltá-lo a pôr na nave espacial, e enviá-lo para bastante longe deste planeta.
Silahınızı alacaksınız, Komutan.
Terá a sua arma, General.
Etkinliğini sonlandırmak için bir rapor alacaksın.
Vais ser colocado no relatório, para desactivação.
Biz soruşturmayı tamamlayınca alacaksınız.
Assim que acabarmos a investigação.
Şimdi bana iğneyi vuracaksın ve güçlerimi alacaksın, değil mi?
Agora, dás-me a injecção. E tiras-me os poderes, certo?
Howard, trendeki yemekte hangi cep saatini yanına alacaksın?
Howard, que relógio de bolso vais usar no jantar no comboio?
Birkaç gün izin alacaksın.
Vai tirar uns dias de folga.
Zamanı geldiğinde, bu güçten sen de nasibini alacaksın.
A seu tempo, também vai beneficiar desse poder.
- Yani elimizden mi alacaksın?
- Ai quer tirar-nos o urso?
Yani bana vurduğun kadar zevk alacaksın.
Até agora, tem-me batido para se divertir.
hak ettiğini alacaksın.
Ides ter o que mereceis.
Seni bıraktığımızda hepsini alacaksın.
Tê-las-eis de volta quando nos deixardes.
Bu fazla uzun sürmeyecek çünkü sen onun gücünü söküp alacaksın.
Isso já não interessa, porque vai retirar-lhe os poderes.
Benden başka ne alacaksın, Charlie?
O que mais tirarias de mim, Charlie?
Şimdi sen - Sen onları geri alacaksın.
Vai recuperá-los.
Kalbini geri alacaksın. Hem de her zamankinden daha güçlü olarak.
Que vais recuperar, mais forte que nunca.
Hiçbir şey olmasa bile dünyadaki en iyi avukatlarından birinden bedava danışmanlık alacaksın.
No mínimo, vai ter aconselhamento grátis de um dos melhores advogados do planeta.
- Yeniden 4 saatlik bir eğitim alacaksınız.
- Isso é tudo? É recomendado 4 horas de treino.
Turlarınızın sonunda iyi bir şekilde hizmet ettiyseniz özgürlüğünüzün kanıtı olan bu imzalı evrakları alacaksınız.
No final das vossas excursões, se tiverem servido diligentemente, vão receber estes papéis assinados que atestam à vossa liberdade.
Sen onları içeri alacaksın ben de indireceğim.
- Os seus 2 ex-empregados. Os que levaram a sua filha.
Direktifleri benden alacaksınız, tamam mı? - Herkesin söyleyip durduğu da bu.
- Não é o que andam a dizer.
Biz bu kapıdan gideceğiz, siz de yolun aşağısındaki batı kapısını alacaksınız.
Vamos por esta porta, vocês, vão pela do beco.
Hangisini alacaksın?
Mas qual?
Ondan somut bilgiler getirirsen, tam desteğimizi alacaksın.
Obtenha detalhes concretos dele e você terá nosso suporte total.
Ama söylediğimi yapıp, onlara Romanya'dan geldiğimi söylersen eşek yüküyle para alacaksın.
Mas se fizer o que eu digo, falando que sou da Romênia, você ganhará muito dinheiro.
Bir sonraki ucuz hilemden çok büyük keyif alacaksın bence.
Acho que vais gostar do meu próximo truque.
Kollarına alacaksın da.
E irás ter.
O zaman onun yerini sen alacaksın sanırım.
Então assumo que tome o lugar dele.
Sen alacaksın.
Pode lá ir buscar.
Size söz veriyorum ; işinizi geri alacaksınız.
Prometo que terá o seu emprego de volta.
Duruşmanı alacaksın tamam mı?
- Vão ter a audiência.
İstediğin savaşı alacaksın.
Parece que vais ter a tua luta.
Dilim istiyorsan kendin alacaksın.
Se queres para ti, vai buscar.
- Şunu fark etmeliler ki... - O halde, çocukları okuldan sen alacaksın senin dönüş saatinde Rose burada olacak ve ben de yarın öğlen evde olacağım.
Então, levas as miúdas à escola, a Rose vai cá estar quando voltares e eu voltarei amanhã ao meio-dia.
Yata giderken yanına alacaksın.
Leva-a no barco no cruzeiro do casamento.
Kızları sen alacaksın. 6 : 00'ya kadar seninle olacaklar.
Vais buscar as miúdas.
- O düzenbazı elime geçirdiğim vakit florinlerini alacaksın.
Receberás os florins, quando tiver o servo na mão.
İntikamını alacaksın.
Vais ter a tua vingança.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]