Ama bu arada traducir portugués
618 traducción paralela
Ama bu arada size hizmet edebilirim, Almanya'ya eğer kıymetim anlaşılırsa sonrası çok daha kolay olur.
Mas entretanto, posso ser-lhe útil a si, à Alemanha se poder provar os meus méritos.
Elbette doğru ama bu arada 400-500 baş hayvanımızı kaybederiz.
Tem razão. Claro. Entretanto perderemos 500 cabeças de..
Ama bu arada Tanrı beni size muhtaç etti.
Entretanto, Deus permita que tenhamos nós necessidade de vós.
Ama bu arada, bana bifteğimi getirir misin?
Enquanto isso, importa-se de me trazer o bife?
Ama bu arada biz de diğerleri gibi çalışmaya devam edeceğiz.
Mas entretanto, trabalharemos como os outros.
Ama bu arada, derin bir şaşkınlık içinde olduğumu belirtmeliyim.
Entretanto, expressamos nossa indignação.
Doğru, evlilik bekleyebilir ama bu arada, gelecekleri damgalanıp, mühürlenecek.
Verdade, o casamento pode esperar. Enquanto isso, o futuro delas estará assinado e selado!
Ama bu arada, ben keyfime bakacağım.
Enquanto isso, eu vou me divertir.
Sorumluluklarınızdan kaçmaya devam edin lütfen ama bu arada binam mahvolmaya devam ediyor.
Continue a ignorar as suas obrigações, enquanto o meu edifício se arruina.
Ama bu arada arabasını görmen lazım. Delirdin mi?
No esntanto o carro dele...
Ama bu arada... sokaklarımızı kokainle dolduran... bu hükümetle iş yapıyoruz.
Ao mesmo tempo, estamos a fazer negócio com o mesmo governo... que enche as nossas ruas de cocaína.
Ama bu arada, burada ne yazıyor gördün mü?
Mas enquanto isso, isto aqui diz?
Ama bu arada neden şu sistemi onarmalarına yardım etmiyorsun?
Mas, entretanto, por que não os ajudas com o sistema de orientação?
Ama bu arada, seninle konuşabilmem için bir telsiz alabilir misin?
Enquanto isso, arranje um rádio para eu falar com você.
Laurie'yle ilgileniyorum ve ona çıkma teklif etmek istiyorum. Ama bu arada annesinden de vazgeçmek istemiyorum.
Olha, a coisa é o seguinte, estou muito atraído pela Laurie, e quero convidá-la para sair mas não quero parar de sair com a mãe dela também.
Ama bu arada fazla ortalarda gözükme.
Certo, enquanto isso procure ficar na sua.
Ama bu arada, küçük Lisa'mız genç bir kadın oluyor.
Mas pouco a pouco, a nossa Lisa esta a tornar-se uma pequena mulher.
Ama bu arada birinin onun ailesini aramaması için hiçbir engel göremiyorum.
Mas não veio porque... Vejo que não arranjaram ninguém que entretanto procure a sua família.
Ama bu arada öpücüğe ne dersin Noel Baba?
Mas até lá, que tal um beijo, Pai Natal?
Bu arada, iyi alkol arzı, devamlı yükselen içki talebini karşılayamıyor. Ama yeraltı içki sektöründe, ham içkiler gözükmeye başlıyor.
Entretanto, o fornecimento de álcool do bom não corresponde à sua sempre crescente procura e, no submundo da indústria do álcool, surgem as destilarias amadoras.
Bu arada, canım, isteyerek kabalık ettiğimi düşünme ama sen, Bay de Winter'ın dişinin kovuğuna kaçardın ancak.
A propósito, minha querida, não pense que quero ser mal educada... mas foi uma rapariga atrevida com o Sr. de Winter.
Bu arada, Albert'i seviyor musun?
Em tempo, ama o Albert?
Bu arada, kişiliğine ters düşebilir ama... sakin olmaya çalış.
Entretanto, mesmo arriscando alterar a tua personalidade, tenta permanecer calmo.
Bu arada, sen çıkar çıkmaz Maureen aradı bizi çarşamba günü yemeğe çağırdı. Çarşamba günü için günlüğüne bir şey yazmışsın ama yazını okuyamadım.
A propósito, a Maureen ligou logo após saíres... e quer que jantemos lá na quarta-feira, mas escreveste algo na tua agenda para quarta-feira... e não percebo a tua letra.
Hükümet Vip'i yasaklayacak, ama biz bu arada para kaybedeceğiz.
D Governo quer proibir o Vip. Mas, até lá, vamos ter prejuízo.
Bu arada Ambléve'i kaldırmış olabilirler ama iki saat önceki yol buydu.
Talvez tenham mudado Amblève de sítio, entretanto mas há duas horas, a estrada era esta.
Bay Percy Snodgrass arada iki tek atardı ama bunu asla ortalıkta yapmazdı... bir kenara çekilip gizlice içerdi hayallerini kont olmak ve kızlar süslerdi... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... burnundaki parlak kızarıklığın sebebi nedir?
Percy Snodgrass bebia demais mas só quando ninguém via comprava-a em segredo e sonhava que tinha uma namorada oom-pah-pah, ela reza assim oom-pah-pah, já todos a sabem qual será a causa daquele nariz vermelho?
Ama ısrarla onu takip etmemizi istiyor. Bu arada diğer Apaçilere de haber vermiş olabilir.
Pode estar a levar-nos até aos apaches.
Bu arada Bayan Buckner dün gece size ulaşamadığnı söyledi, halbuki... geç saatlere kadar çalışacağınızı sanıyormuş ama...
A propósito, a Sra. Buckner disse que tentou contactá-la, naquela noite. Pensou que ia fazer serão aqui no escritório, mas... Não.
Bu arada, bilmem ilgini çeker mi ama, bu bir ipucu.
A propósito, isto é uma pista, se estiver interessado.
Ama bu arada benim bilmek istediğim burada ne işin var?
- Que diabos estamos a fazer aqui?
Bu arada, yemek elbiseni giy ve partiye katılmak üzere gel. Hadi ama!
Entretanto, veste o fato e junta-te à festa.
Bu arada, masum insanlar otobanlarda ölmeye devam ediyor ama.
- Mas há gente inocente achatada em nossas auto-estradas.
Bu arada, Viyena'dayken Julia'yı görmek istedim, ama benimle görüşemedi.
A propósito, tentei ver a Julia em Viena, mas ela não me quis ver.
Ama iş isteyen oydu. Botu da karaya çek bu arada.
Quero o barco fora da água!
Bu arada, sana söylemedim ama bence birlikte yaptığımız en iyi film bu olacak.
Já agora, não to tinha dito, mas... acho que é nosso melhor filme.
Bu alan... arkeolojinin büyük tehlikelerinden birini gösteriyor, ete kemiğe değil ama arada sırada bu da olur...
Este local também demonstra um dos grandes perigos da arqueologia, não para a nossa vida, apesar de às vezes o haver.
Duydun ama ben bu arada gidip duvarların yerle bir olduğunu görüyorum.
Ouviste, mas entretanto eu passo por lá e vejo as paredes a virem abaixo.
ve, bu arada, çok ama çok derin bir boşluk var.
- Conheço esses tipos.
Araba ile La Famules'in en sonuna gideceksin, bu arada arabacıya adres kağıdını ver ama onu yolda atmamasını belirt.
Irá até Lowther Mews, na esquina da Strand, e entregará a morada ao condutor pedindo que ele não a deite fora.
Onu aramamaya çalışıyorum, bu sefer de o beni arıyor. Ve sonra da ben arıyorum. Buluşmamak için çabalıyoruz ama arada bir de buluşuyoruz.
Tento não lhe ligar, mas vem ela e telefona-me, e a seguir ligo eu, e tentamos resistir a um encontro, mas de vez em quando encontramo-nos.
Şey, bu arada bir zamanlar Kurbağa'yı yemeyi ama uğursuzluk getireceğini düşündüğümü söylemeliyim.
Bem, entretanto... Devia dizer-lhe que tive em mente comer o Sapo ( sapo )... e tenho receio que isso me traga má sorte.
Bu arada, istatistiklerin burada ama günleri geçmiş, biliyorsundur.
E a propósito aqui do teu gráfico. Está desactualizado.
Ama bu arada, soruna çok daha tanıdık bir bakış açısından yaklaşacağım.
Não podemos permitir que faças isso! Vamos lutar contra ti.
Çok zor, ama bizi bir arada tutan da bu.
É uma chatice... mas mantem-nos unidos.
Belki arada bir hatırlayıp, kendilerini kötü hissederler ama bu uzun sürmez.
Às vezes, o que fez atormenta-o, mas passa.
Ahım şahım bir yer değil tabii, ama sizin kaldığınız o iğrenç yerden bin kere daha rahattır. Bu arada...
Não é grande coisa, mas certamente muito melhor que qualquer outro onde tenha estado cá.
- Bu arada, Kelly pazar günü bebeğe bakabilirmiyim diye sordu ama yapamıyacam galiba.
Já agora, a Kelly perguntou se eu podia fazer de ama Segunda e acho que não posso
Bu insanlar çok farklı görünüyorlar, ama yine de özgürce bir arada çalışabiliyorlar.
Estas pessoas são tão diferentes, mas trabalham juntas livremente.
Ama bu sanki sanki en güzel rüyamı ve ve en kötü kabusumu bir arada görüyormuşum gibi.
Mas é como é como se estivesse a ter o sonho mais belo e o pesadelo mais horrível ao mesmo tempo.
Mimi çok güzel ama siz bu arada hâlâ adınızı bilmiyorum.
A propósito, ainda não sei como se chama.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu mümkün değil 32
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu mümkün değil 32