Ama bunlar traducir portugués
6,095 traducción paralela
Ama bunları duymak biraz ağır geldi.
Mas doeu ouvir à mesma.
Mako sesimi hiç beğenmez ama bunlar çok sevdiler.
O Mako sempre odiou o meu canto, mas eles adoram!
Diğer grupların da iyi şarkıları vardı ama bunlar çok eğleniyordu.
Muitas bandas tem as suas músicas, tocam-nas e divertem-se. DARRYL JENIFER Baixista dos Bad Brains
Ama bunları önceden hazırlamazdı.
Mas nem sequer era forçado.
O bölgede, güneyde popüler olan şeylere yer veriyordu ama bunların bütün ülkede duyulmasını sağladı.
Música que era popular... na região e no sul... mas deu-lhes uma projeção nacional.
Fred hep hastaydı ama bunları göz önüne almaktan hep kaçınıyordu. Sürekli yaşam savaşı veriyordu.
O Fred estava sempre doente e estava sempre a ser operado, e continuamente a lutar pela vida.
Doktor hala ceset üzerinde çalışıyor ama bunları gönderdi.
O Doc ainda está a trabalhar no corpo, mas enviou-me estas fotos.
Seks, uyuşturucu, paraşütle atlama bunları heyecan için yapıyor olmamız çok garip sırf kendimizi canlı hisetmek için ama bunlar ölümümüzede sebep olabilir.
Sexo, drogas, paráquedismo. Estranho como as coisas que fazemos por emoção para que nos sintamos vivos, sejam as mesmas coisas que nos podem matar.
Ama bunların hiç biri güvenmeden olmaz.
Mas nada disso pode acontecer sem confiança.
- Ama bunlar imkansız.
Aconteceu. - Mas é impossível!
- Ama bunlar öğrenmemek senin suçun değil. - Jonas. Aile biriminin yanına dönmen gerekiyor.
- Tens de voltar para a tua unidade familiar!
Ama bunların hiçbirinin seni oraya çıkarmaması lazım. Yine de biz bir takımız.
Somos a pior equipa que o mundo alguma vez conheceu e se eu escolhesse, nenhum de vocês ia para o banco, mas ainda assim, somos uma equipa.
Umarım bunu söylediğim için kusuruma bakmazsın ama bunlar şimdiye kadar yediğim en iyi krepler.
Espero que não se importe com o que vou dizer Mas estas são as melhores panquecas que alguma vez já comi.
Köyün çoğunu öldürmüşler ama bunları serbest bırakmışlar.
Mataram a maioria, mas deixaram escapar estes.
Ama bunların hiçbir önemi yok.
Mas nada disso importa.
Ama sen bunları, iki yıl önce ŞYD pikniğinde kırdın,...
Ou como tu disseste há dois anos atrás no piquenique do Corpo de Bombeiros de Chicago,
Ama... Hey, Sam... Bunları düzeltebilirsin.
- Sam... pode reparar isso.
Ama, Lola, bunlar hikayeler, dedikodular.
Mas, Lola, são só histórias, rumores.
Şimdi bana ne diyeceğinizi biliyorum aklımı yitiriyorum, sorumluluk almaktan korkuyorum şarkıcılık kariyerimi halkımdan daha çok önemsiyorum ama sebebi bunları hiçbiri değil.
Agora, sei que vão dizer que sou preguiçoso, que tenho medo de ter responsabilidades, que coloco a minha carreira à frente do povo... Mas não é nada disso.
Zehirlendikten sonra oldukça karanlık bir dönem geçirdim, biliyorum ama sonunda, neden tüm bunları yaşamam gerektiğini anladım.
Sei que me afundei profundamente, após ter sido envenenada, mas finalmente, entendi a razão, porque tive de passar por tudo isso.
Bunları da göz önüne alırsak, Paul yıllardır süregelen yozlaşmış ve yolsuzluk dolu federal bir anlaşmanın menfur skandalını ortaya çıkaracaktı ama milyon dolarlık menfaat için aç gözlü ihale sahibi inatla federal memeden sütü emmeye devam etmek için Paul'u parka toplantı bahanesiyle çekip onu susturmak için orada öldürdü.
- Considera isto... O Paul descobre um escândalo nefasto repleto de corrupção e lavagem de dinheiro ligados a um contrato federal, mas, com milhões de dólares em jogo, o empreiteiro ganancioso, determinado a manter as tetas do governo, atrai o Paul para uma reunião no parque, onde ele tem um assassino para silenciá-lo.
Bunlar armağan ama maktul için değil.
São presentes mas não para a vítima.
Ama şimdi bunların berbat olduğunu biliyorum, bu yüzden dert etmiyorum artık.
Mas agora sei que as coisas são uma treta, por isso não me importo.
Duyguların işe karıştığının farkındayım ama yadigarlar, tılsımlar, bunların mantığı yok.
Reconheço as emoções que estão envolvidas, mas totens, talismãs, não há lógica nisso.
Bunlar dünyanın en ünlü grupları olmayabilir. Ama bu gruplar, dünyanın en ünlü bazı gruplarını etkiledi.
Estas bandas podem não ser as mais famosas no mundo... mas estas bandas influenciaram... algumas das mais famosas bandas do mundo.
Bunları biliyorum Ray. Ama Berlin daha eski bir mevzu.
Eu conheço os termos Ray, mas o Berlin planeou isto.
Fitch'in elinde olduğunu, operasyon ve senin hakkında bildikleri her şeyi biliyorum bunlar duymak isteyeceğin şeyler, ama yanına gelmeden hiçbir şey anlatmayacağım.
Sei que o Fitch está contigo, que sabem de ti e da operação, e vais querer ouvir tudo, mas não vou dizer até me receberes.
Bunları daha önceden kullanmalıydım ama bazı sebeplerden dolayı yapamadım.
Eu devia tê-los usado antes, mas não o fiz.
Ama bundan iki ay sonra bir C-130, Dover'a ceset torbalarını boşaltmaya başladığında bunları belirsiz bir demokrasiye mi bağlayacağız?
Mas daqui a dois meses, quando a primeira leva de corpos for descarregada em Dover, isto tudo por uma coisa que, no melhor caso, lembra-me vagamente a democracia?
Camı kırmak için gereken enerjiyi temel alarak kurbana uyguladığ kuvveti, yerçekimini, yüksekliğini hesapladım. Ama şimdilik bunlar tahmini rakamlar.
Baseado na energia necessária para partir os vidros, o momento transferido para a vítima, a gravidade, a elevação, mas são apenas números hipotéticos até agora.
Eminim hatırlarsın Yüzbaşı Holland'dan geriye incelenebilecek bir şey kalmamıştı. ... ama beyin dokusunda vazojenik ödemle sızıntı vardı ve beyaz madde süngerleşmişti. Bunların hepsi YİBÖ'ye uyuyor.
Bem, como tenho a certeza que te lembras, não havia muito do Capitão Holland para examinar, mas o tecido cerebral apresentava um edema vasogénio, extravasamento capilar e espondilose da massa branca, e todos eles são consistentes com ECGA.
Hayır, bunlar kesinlikle rapordaki fotolar ama hiç böyle doku kaybı görmedim.
Não, estas são certamente as fotografias do relatório, mas nunca vi perda de tecido como esta antes.
İlk başta dikkat etmedim ama, sonra bakınca nefes borularında bunları buldum.
Foi difícil de ver à primeira, até ter visto as traqueias delas e ter encontrado isto.
Farkındayım ama aylardır birlikteyiz bunlar neden şimdi...?
Sim, mas trabalhamos juntos há meses, então porque...
Bunların hiçbiri seni ilgilendirmez ama, bunu para için yapmıyorum.
Não tens nada a ver com isso, mas não estou a fazê-lo por dinheiro.
Hala bakıyorum ama şimdiye dek çalınan haritaların olduğu çekmeceler bunlar.
Ainda estou a analisa-las, mas até agora são estas as gavetas de onde foram tirados os mapas.
Sanırım bunlar bilgiden sayılır ama 2004 yılında önemli olur mu?
É uma informação, mas é importante em 2014?
Bunlar Şikago İtfaiyesi daha Veronica Carlisle'yı kurtarmaya gelmeden önce oldu. - Ama evi kurtarmaya yetmedi. - Saygı duyulacak bir hikaye, Glenn.
E este era o local antes do Corpo de Bombeiros de Chicago chegarem mesmo a tempo para salvar Veronica Carlisle, mas não a tempo de salvar a casa.
- Evet yoktu ama Trey'in Lance'in bunları aslında neden yaptığını öğrenince Boothe'a karşı ifade vermeyi kabul etti.
Bem, eles não podiam, mas quando o Trey soube o verdadeiro motivo para o Lance ter feito tudo isto, ele manifestou-se e decidiu testemunhar contra o Boothe.
Bunlar benim için yeni ama yardımcı oluyor, anlarsın.
É tudo muito novo, mas está a me ajudar, sabes?
Ama insanlar neden bunları bilmiyor?
- Mas por que é que as pessoas não sabem disto?
Ama insanlarımız bunların hepsini ortadan kaldırmayı seçti.
Quando as nossas pessoas escolheram apagar tudo.
Ama Jonas, akıl hocalığı yapmak için bunları bilmek zorundayız.
Mas Jonas... É isto que precisamos de saber para podermos aconselhar!
- Biliyorum ama bütün bunlar çok fazla.
- Isto é tudo... É demasiado.
Ama ben bunların hiçbirini görmedim ki Leonardo!
Mas não vejo nada disso, Leonardo!
Bunları Maddy'den beklerdim... ama artık evin bebeği Griffin diye düşünüyorum.
Não. Espero isto da Maddy, mas começo a pensar que é ele o bebé da família.
40 yıllık evliliğini kurtarması için Tanrı'ya yalvardı ama Tanrı ona bazı mavi haplarla karşılık verdi ve bunlar da işe yaramadı.
Ele pediu a Deus que salvasse o seu casamento de 40 anos e Deus mandou-lhe Viagra e Cialis.
Ama birinin seninle konuşacağını... seni aralarına alacağını... seni dinleyip seninle konuşacağını... bunların olabileceğini düşünüyorsan delirmişsin demektir.
Mas se pensas que alguém vai falar contigo, que alguém te vai deixar entrar no edifício onde alguém poderá ouvir-te ou falar-te. Achas que isso vai acontecer? Estás doido, meu.
Bütün bunlar çok ilginç... ama ödev gerçek dünyada gerçek bir kariyer seçmekti.
Isso é muito interessante. Mas o trabalho era escolher uma carreira real no mundo real.
Ama düğmelere dan dun basıyorsun. Bunlar hassas. Öyle basılmaz.
São delicados, não podes esmagá-los.
Öyle ama yardım amaçlı bunlar.
Não. Sim. Mas, amor, é para a caridade, vês?
bunları 71
bunlar 630
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar ne 151
bunlar onlar 52
bunlar benim 43
bunlar da ne 95
bunlar 630
bunlar nedir 69
bunlar kim 49
bunlar harika 40
bunlara 19
bunlar ne 151
bunlar onlar 52
bunlar benim 43
bunlar da ne 95
bunları nereden aldın 21
bunlar senin mi 36
bunlar senin 30
bunlar sahte 19
bunlar çok güzel 39
bunların 20
bunlar senin için 38
bunların hepsi 36
bunlar kimin 18
bunlar da kim 47
bunlar senin mi 36
bunlar senin 30
bunlar sahte 19
bunlar çok güzel 39
bunların 20
bunlar senin için 38
bunların hepsi 36
bunlar kimin 18
bunlar da kim 47