Bunların hepsi traducir portugués
3,836 traducción paralela
SARS'ın mutasyon olasılıkları hakkında konuşmuşa benziyorlar, Lassa ve sarı humma, bunların hepsi bir çok insanı çabucak öldürecek virüsler. *
Parece que falavam sobre mutações da SARS, da Febre de Lassa e da Febre Amarela, todas... de vírus fatais que podem matar várias pessoas rapidamente.
- Hayır, bunların hepsi kayıt dışı.
Não, tudo isto não tem registo.
Bunların hepsi asılsız.
É tudo falso.
İlk defa, bunların hepsi tamamen mantıklı.
Pela primeira vez, isto está a fazer todo o sentido.
Ve eğer bunu yapamazsan bunların hepsi boşa gider ve sen burayı terk edersin.
E se não puder... tudo isto foi em vão.
- Bunların hepsi senin suçun!
- A culpa é toda tua.
Bunların hepsi çılgınlık.
Está tudo doido.
Bunların hepsi yapımında propan kullanılan Esrik adındaki bir uyuşturucuyla alakâlı.
Tudo isto tem algo a ver com... uma droga chamada Rapture que estavam a fazer com o propano.
Bunların hepsi Dükkan'ın tesisi.
Estas são todas as instalações da Divisão.
Bunu başarırsak, bunların hepsi bitebilir.
Se a levarmos para a frente, tudo isto pode desaparecer.
Bunların hepsi çok etkileyici ama sana iki sorum olacak : Yolla bakalım.
Isso é tudo fascinante, mas tenho duas perguntas para si.
Eh, bilirsin bunların hepsi iş için.
Bem, eu tenho tu sabes, estas são todas tangas de negócios.
Bunların hepsi bu akşam başladı, ve eğer milyon tane gerçeklik varsa, o gerçekliklerin hepsinde de ben karınla yattım.
Começou tudo esta noite e se existirem milhões de realidades, eu dormi com a tua mulher em todas elas.
Hayır, bunların hepsi yalandı.
Não percebes que eram apenas mentiras?
Reçeteyle alınan ilaçlar ambulanstan kayboluyor cinsel taciz iddiaları vardı. Bunların hepsi, çok büyük yükler.
Desapareceram drogas de uma ambulância, há um processo de assédio sexual, todos esses grandes riscos de responsabilidade.
Bunların hepsi senin suçun Martin.
Isto tudo foi por culpa tua, Martin.
Bunların hepsi olacak, Tom.
É tudo, Tom.
Bunların hepsi yaratıcının elinden çıkan siyah ellerle yapıldı.
Tudo isto, tocado pela mão negra do Criador.
Meyer, bunların hepsi sınavın bir parçası.
Meyer, faz tudo parte da competição.
- Bunların hepsi meyve.
Isso são tudo frutas.
Bunların hepsi seni dinlediğim için oldu.
Tudo isto aconteceu porque vos dei ouvidos.
Bunların hepsi bir tahmin oyunu, değil mi?
É um jogo de adivinhas, não é?
Bunların hepsi ucuz numara.
É só um teatro barato.
Bence bunların hepsi bir bahane.
Eu acho que são tudo desculpas.
Bunların hepsi senin suçun biliyorsun değil mi?
Sabes, isto é tudo por tua culpa, não é?
Bunların hepsi kişiliğimizin uzantılarıydı.
São todas as extensões da sua personalidade.
Bunu başarırsak, bunların hepsi bitebilir.
Se der certo, isto tudo acaba.
Bunların hepsi kongre üyesi Rickford'un başının altından çıkıyor.
Foi montada por pressão do Congressista Rickford.
Bunların hepsi saçmalık. - Sinirli gibisin.
Toda esta situação é uma treta.
Ama bunların hepsi değişti, değil mi?
Mas tudo mudou agora, não mudou, querido?
Bunların hepsi yaşanmış...
É tudo inventado...
Bunların hepsi Jessica'nın kulağına gider.
- E a Jessica fica a saber de tudo.
Bunların hepsi iyi, ama anlayın ki, özel bir marinaya gidiyoruz, bu yüzden...
Isso é óptimo, mas vamos a uma marina particular...
Bunların hepsi gerginlik konuşmaları.
É todo o stress a falar.
Bunların hepsi için üzgünüm, Fi.
Fi, lamento muito por tudo isto.
Bunların hepsi hikâyeyi desteklemek için gerekecek olan Calder Michaels'in raporunda yazıyor zaten. Çünkü garantisini bile veririm, Henry'in bu binada ajanları var.
Tudo isso está documentado no relatório do Calder, que vai confirmar a tua história, pois eu garanto-te que o Henry tem espiões aqui.
Tamam, işte bu... Bunların hepsi onların parçaları mı?
Pronto, já está... todas as partes dele estão com as partes dela?
Bunların hepsi bittiğinde kendini suçlayacaksın.
Sabes, uh, quando tudo isto acabar, só te vais poder culpar a ti próprio.
Bakın, bunların hepsi çok eskide kaldı.
Rejeitaram a denúncia. Isto é uma história antiga.
Ancak bunların hepsi Clinton zamanında kullanımdan kaldırıldı.
Mas foram todos desativados quando o Clinton tomou posse.
Bunların hepsi başsağlığı kartları.
Temos cartas de condolências.
- Becky bunların hepsi gerçek.
O negócio da família. - Becky, é tudo verdade.
- Bunların hepsi benim suçum.
É tudo culpa minha.
Bunların hepsi ciddi haberler.
São notícias preocupantes.
Tek yapman gereken kapıyı açmak ve bunların hepsi sona erecek.
Só tens de abrir a porta e isto acaba. Deixa-me seguir o meu caminho.
Bunların hepsi yanlış.
Isto tudo está errado.
Bunların hepsi gerçek.
Tudo isto é real.
Evliliğimi bitirdi. Bunların hepsi bir araya geldiğinde ortaya ne çıkıyor?
E como é que isso acaba?
Bunların hepsi hırsız.
São todos ladrões.
Bunların hepsi tuzak.
é uma armadilha.
Bunların hepsi abur cubur.
Calorias para um ano inteiro...
hepsi 500
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsini 400
hepsi bu kadar 752
hepsi yalan 92
hepsi benim 57
hepsi bu mu 684
hepsi senin 86
hepsi senin olsun 16
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsini 400
hepsi bu kadar 752
hepsi yalan 92
hepsi benim 57
hepsi bu mu 684
hepsi senin 86
hepsi senin olsun 16
hepsini istiyorum 28
hepsi mi 80
hepsine 52
hepsi o 61
hepsi doğru 60
hepsi bitti 104
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84
hepsi senin hatan 61
hepsi mi 80
hepsine 52
hepsi o 61
hepsi doğru 60
hepsi bitti 104
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84
hepsi senin hatan 61