English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ A ] / Ama ona

Ama ona traducir portugués

11,710 traducción paralela
Geleceğini bilmiyordum ama ona güveniyorum.
Não sabia que ele vinha, mas confio nele.
Asıl sebep, senin iki ebeveyni olan ama ona rağmen yalnız hisseden bir çocuk olmandı.
Fizeste isso porque tinhas os teus dois pais e mesmo assim sentias-te solitário.
Senden hoşlanmadığını düşündüğünü biliyorum ama ona cidden bir şans tanımalısın.
Sei que pensas que ele te odeia, mas, nunca lhe deste uma oportunidade.
Evet, bir şey istedi, ama ona veremedim.
Sim, pediu-me uma coisa, mas não pude dar-lha.
Ama ona vermekten mutlu oluyordun.
Mas tu adoravas dar-lhas.
O zaman yaptıklarından ve bu yüzden ölmesinden nefret ediyorum ama ona olanlar beni bağlamaz.
Odeio o que ele fez e odeio que ele tenha morrido por causa disso, mas o que lhe aconteceu não vai definir-me como pessoa.
Prostat doktoru var ama ona hâlen kızgınım.
Há uma médica da prostata, mas ainda estou revoltado com ela.
Ama ona bağırmadım bile.
Mas nem cheguei a zangar-me com ele.
Tabii Rebecca gelebilse çok daha komik olurdu ama ona kendi NZT haplarım olduğunu söyleyemem.
Claro que seria muito mais divertido, se Rebecca pudesse vir, mas não lhe posso dizer que tenho a minha própria reserva de NZT. Mas, mesmo assim, eu gostava da companhia.
Ama dosyasına bakılrsa ona terfi vermişler.
Mas, de acordo com o formulário, promoveram-no.
Ona gittim ama yardım etmiyor.
Eu falei, mas ela não vai ajudar.
Ama Elliot yakalayabilirim diyorsa, ona inanıyorum.
Mas se o Elliot diz que consegue capturá-lo, eu acredito.
Ama bunun ona söylemeye karar verdiğin gece olduğunu söylemiştin.
Mas disse que foi essa a noite em que decidiu contar-lhe.
Ona durmasını söyledim, ama bunu ben söylememeliydim.
Eu disse-lhe para parar, mas não o devia ter feito.
Ona babam bakıyor ama Booth için giderek daha fazla endişeleniyor.
O meu pai está a tomar conta dela, mas está a ficar muito preocupada com o Booth.
Ona bilgiyi vermek için gitmiştir ama karşılığını almak yerine...
Vai lá para lhe dar informações, mas em vez de ser pago,
Velayet için dava açtım. Sağlam bir avukat tuttum yaptığım her şeyi ona yönelttim ama kaybettim.
Contratei um óptimo advogado e apostei tudo aquilo que tinha nele, mas, perdi.
Evet. Bunu ona sorduğumda Crane'i kazara öldürdüğünü ama parayı almanın hırsızlığa gireceğini söyledi.
Sim, quando lhe perguntei sobre isso, ele disse que matar o Crane foi um acidente mas trazer o dinheiro teria sido roubo.
Ona telefonla ulaşmaya çalıştım ama benimle konuşmadı.
Tentei falar por telefone mas ela recusou-se.
Tamam ama onun sevgisini kazanmak için bu parayı ona vermem gerekiyor mu?
Mas mandar o dinheiro não seria como comprar o amor dela?
Ona kemoterapi uyguluyordum, ama gerçek şu ki hiç umut yoktu.
Estava a fazer quimio, mas a verdade e que... Não havia esperança.
O zamandan beri ödediği o peşinatı geri almaya çalışıyordu. Ama peşinatı ona geri vermek demek evi satmak demekti.
Desde então que tentou recuperar a entrada da casa, mas, para isso, tínhamos de vender a casa.
Ama sosyal medya sayfanızda babanızın kasap dükkanında ona yardım ederken çekildiğiniz resimler var.
Mas vi fotos suas nas redes sociais a ajudar no talho do seu pai.
Ama eğer ona ne olduğunu öğrenirsem belki dosyadakileri anlatmadan Rebecca'ya söylemenin bir yolunu bulurum.
Mas se descobrir o que lhe aconteceu, talvez haja uma maneira de lhe contar sem lhe falar dos ficheiros.
O zaman ona yakın ol ama daha fazlasını öğrenene kadar sırrı da sakla, Dash.
Então, mantém-la perto, mas guarda o segredo até que saibamos mais.
Ama... Ona bir şans ver.
- Damos-lhe um microfone.
Ona Matt Hildebrandt'ı sor, Cayman'ın arkadaşlarından birisi. Rehabilitasyondaydı ama aşırı doz gibi görünen bir şekilde öldü tam da senin kız arkadaşının onu ziyaret etmesinden hemen sonra.
Pergunta-lhe pelo Matt Hildebrandt, um dos amigos do Cayman que estava em reabilitação e teve uma overdose após uma visita da tua namorada.
Ona sevgiyle bağlı olduğunu biliyorum ama ölmesi gerekiyor.
Sei que tens alguma ligação com ele, mas, ele precisa de ser eliminado.
O sadece aracı ama Duclair artık ona güvenmiyor. Ölmesini istiyor.
Ele era o intermediário, mas, o Duclair já não confia nele.
Ona değdim ama Colin'in arkasındaydım.
Toquei-lhe, mas ia atrás de Colin.
Sürücülerin mantığına saygı duymalısınız. Bu mantık, ona birçok kaza kazandıracaktır. Ama iyi sonuçlar da getirecektir.
É preciso respeitar a mentalidade dos pilotos e esta mentalidade, no futuro, vai fazê-lo despistar-se muito, mas também lhe conseguirá muitos bons resultados, até ele finalmente compreender ou assimilar um pouco mais este tipo de riscos.
Ona söyledim ama...
- Eu disse-lhe. - Carlos, por favor.
Herkes alıp başını gidiyor ama bunun için ona gem vuramam.
Está sempre a fugir, mas não consigo pôr-lhe arreios.
Gabby onu tedavi etmek istemiyor, çünkü ilaçlara inanmıyor, ama sen yine de ona ilaç veriyorsun.
A Gabby não quer tratá-la porque não acredita na medicina, mas tu estás a dar-lho na mesma.
Ama Tim veya ona benzeyen biri banka hesabından yüz bin dolar çekmiş.
Mas o Tim, ou alguém parecido com ele, levantou 100 mil dólares da conta na semana passada.
Ama diğer adam ona çok benziyordu.
Mas o outro era tão parecido com ele.
Ama Howard Cudlow'un tırnağında bulunan deri ona ait değildi. Sizindi.
Mas não era a pele dele que estava nas unhas do Cudlow, eram as suas.
Bunu ona söylemeyeceğim,... ama bir noktada senin söylemen gerekecek.
- Não vou dizer-lhe. Mas devias contar-lhe em algum momento.
Ama beşiğine girip ona masal okumamı istiyor.
Mas ele quer que eu entre no berço e lhe conte uma história.
Ama karşısına oturup ona insan gibi davrandığım her an benden bir şeyler götürüyor.
Mas todas as vezes que me sento a frente dele, a tratá-lo como um ser humano, tira alguma coisa de mim.
Çünkü ona yardım edebilirdim ama etmedim ve pişmanım.
Quem é que vê tudo e não faz nada?
Ama sempatik olduğu için ona kızamam.
Mas não posso zangar-me com ele por ele ser gostável.
Birkaç yüksek kaliteli deniz mahsulü dükkanı varmış ama ortakları ve yatırımcıları, bir miktar para kaybolunca ona yolsuzluk davası açmış.
Ele tinha alguns restaurantes elegantes de marisco, mas, todos os sócios dele o processaram por fraude, quando algum dinheiro desapareceu.
Ama paranı almadan önce adamı öldürebiliyorsan neden ona dava açma zahmetine katlanasın ki?
Mas, porquê processar alguém se vamos matá-lo - antes de sequer receber a dinheiro?
Ona fazla bağlanma ama.
Mas não fiques muito apegada a ele.
Ama hala elimde ona karşı bir şey yok.
E ainda estou aqui com os bolsos vazios.
Ama asıl borcun, ona yaşattıkların için.
Mas, principalmente, pelo que o fez passar.
Ona ulaşmak kolay değil ama yakınındaki insanlarla konuşmak mümkün olabilir. Merhaba.
Não é fácil chegar a ele, mas talvez seja possível falar com pessoas que lhe são próximas.
Blake'i servisine aldığını duyunca ona bir şans vereceğini düşünmüştüm ama ameliyathanede gördüklerimin öğretmenlikle hiç alakası yoktu.
Achei que tinha superado o assunto ao trabalhar com a Blake hoje, mas o que vi na SO não era ensinar.
Olanları unutmaya, ona öğretmeye çalışıyorum ama yapabileceğimi sanmıyorum.
Tentei superar, tentei ensiná-la. Mas eu só... Acho que não consigo.
Bak, aslında Çavuş benimle konuştu ve evet, ona bilgi vermem karşılığında bana para teklif etti ama böyle bir şey yapacağımı düşünmüyorsun, değil mi?
Olha, A verdade é que o sargento falou comigo, E, sim, ele me ofereceu dinheiro a dar-lhe informações,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]