Açıkça görülüyor ki traducir portugués
345 traducción paralela
Açıkça görülüyor ki kararını vermişsin.
É evidente que já te decidiste.
Açıkça görülüyor ki, bu tanık mahkemede gözle görmeğe ilişkin herhangi bir konuda ifade verebilecek bir durumda değildir.
É óbvio que ele é incompetente para testemunhar em qualquer assunto de natureza visual, num tribunal.
Açıkça görülüyor ki şehri daha fazla elinizde tutamayacaksınız.
Está claro que não está à altura de manter a ordem na cidade.
Genç usta, açıkça görülüyor ki sen iyi bir savaşçı olmak için doğmuşsun.
Mestre jovem, naturalmente nasces-te para ser um lutador.
Dinle, açıkça görülüyor ki asla geri gelip işi bitirmeyecek.
Ouve, é óbvio que ele não vai voltar para acabar o trabalho.
Pekala, açıkça görülüyor ki bu parayı geri almanın tek yolu benim onu geri kazanmam.
Bem, estou a ver que a única forma de conseguir esse dinheiro é de eu voltar a ganhá-Io.
En iyisi olduğunu sanırdım ama açıkça görülüyor ki yanılmışım.
Pensei que ele era o melhor, mas parece, que estava enganado.
Bu şehri biliyorsun. Açıkça görülüyor ki, kendini de koruyabiliyorsun.
Você conhece a cidade e toma boa conta de si.
Bu kasabada neler döndüğünü bilmiyorum ve açıkça görülüyor ki, kimsenin söylemeye niyeti yok.
Eu não sei que diabo aconteceu nesta cidade... e é obvio que ninguém aqui me vai contar.
Açıkça görülüyor ki, şirketimizin gelişimi için bu plan büyük fırsatlar sunuyor.
Obviamente este plano mostra oportunidades reais....... para o crescimento da nossa companhia.
Açıkça görülüyor ki büyük farklılıklar var fakat kilise ve sinema salonu arasında muazzam benzerlikler de görebiliyorum.
Não via um conflito entre a Igreja e o cinema, o sagrado e o profano.
Kramer beni buraya getirdi ama açıkça görülüyor ki ben asla bir şey yapamam.
O Kramer é que me convenceu a vir, mas, obviamente, era incapaz de fazer fosse o que fosse.
Açıkça görülüyor ki oldukça orantılı bir kişisin.
É obviamente um indivíduo muito bem constituído.
Açıkça görülüyor ki o kimseyi öldüremedi.
Claro que não pode matar ninguém.
Açıkça görülüyor ki, sadakat bu odadaki kimse için birşey ifade etmiyor.
Há 10 milhões de dólares para os ganhadores... divididos em três partes.
Buraya iyi niyetle geldik, ama açıkça görülüyor ki...
- Viemos em boa fé...
Bak, açıkça görülüyor ki sizin ilacınız çok etkili.
Olhem, obviamente a vossa medicina é muito bem, muito eficaz.
Varlığını görsel olarak belirledik,... ama hasar açıkça görülüyor ki saklı kalmış.
Temos confirmação visual da sua presença, mas os estragos não foram, obviamente, vistos.
Açıkça görülüyor ki siz, ikinizin olay çıkarmada hiç tecrübesi yok.
Obviamente que vocês os dois não sabem chamar à atenção.
Ama tüm uygarlıkları açıkça görülüyor ki bu böcekler tarafından yerle bir edilmiş.
Mas a civilização deles foi totalmente varrida pelos insectos.
Öyleyse açıkça görülüyor ki şimdi yaptığı hiçbir iyilik... geçmişte yaptıklarını silemez.
Então, claramente, nenhuma quantidade de boas acções no presente... pode apagar o que fez no passado.
Açıkça görülüyor ki Linea buradaki mahkumların saygısını kazanacak bişeyler yapmış.
Claramente Linea fez algo para ganhar o respeito destes prisioneiros.
Özgür irade, açıkça görülüyor ki, bu küçük dünyamızda pek büyük bir faktör değil.
É óbvio que o livre-arbítrio não é um factor importante neste nosso mundinho.
Açıkça görülüyor ki, genç Amerikalı hanımın Amerika topraklarındaki bu ölümü, "Sığınma Hareketi" ve Hükümet'i, Şili rejimi üzerine yepyeni bir ilişki kurmaya itecek. Ben Bill Haugland, Minneapolis'ten canlı yayınla gelişmeleri aktardım.
Obviamente, a morte de uma jovem Americana em terras Americanas irá lançar uma nova luz tanto sobre o "Movimento do Santuário", como possivelmente, sobre o relacionamento do governo com o regime Chileno.
Açıkça görülüyor ki, genç Amerikalı hanımın Amerika topraklarındaki bu ölümü, "Sığınma Hareketi" ve Hükümet'i, Şili rejimi üzerine yepyeni bir ilişki kurmaya itecek.
Obviamente, a morte de uma jovem Americana em terras Americanas lançará uma nova luz tanto sobre o "Movimento do Santuário" e possivelmente, sobre a relação do governo com o regime Chileno.
Açıkça görülüyor ki, onun üzerindeki hakimiyetin, düşündüğüm gibi mutlak değilmiş.
Evidente, você não o controla como pensava.
Açıkça görülüyor ki depresyonda.
Está deprimido.
Açıkça görülüyor ki, yok.
- Pelos vistos, não.
Açıkça görülüyor ki, Yıldız Geçidi programınız için inşa edilmemiş.
É obvio que não foi construído especificamente para o portal.
Açıkça görülüyor ki bu kız, nasıl sır saklanır iyi biliyor.
Por isso, obviamente, ela sabe guardar um segredo.
Ama açıkça görülüyor ki, o sana aşık.
Ele está obviamente apaixonado por si.
Çünkü açıkça görülüyor ki geçene kadar ciddileşebilir.
Porque a situação pode agravar Antes de acabar
Açıkça görülüyor ki, faz kalkan tayfım yalnızca... onu geciktirmeye yeterli gelmiş
Parece que o espectro do meu escudo de fases... só foi o suficiente para atrasar o começo.
Açıkça görülüyor ki acıya karşı üstün dayanıklılığımızdan haberin yok!
Interrogar-me? Vê-se que você desconhece nossa superior resistência à dor.
Şey, açıkça görülüyor ki bir gerçekten haberin yok :
Vê-se que você desconhece mais um facto...
Açıkça görülüyor ki, Subay Corbrind pilotaj yeteneklerini fazla abartmış.
Bem, talvez Talyn seja mais formidável do que pensamos, Senhor, Crais deve ter...
Uyuşturucu kullandığını düşündüm, açıkça görülüyor ki bu başka bir şey.
Eu pensei que estivesses envolvido em drogas, mas isto é outra coisa qualquer.
Evet. Açıkça görülüyor ki buna karşı kendimizi savunacak durumda değiliz.
E, por isso, logicamente, vocês não têm defesas contra ela.
Santalino'nun olduğu gibi, açıkça görülüyor ki, bu sağlığın için iyi.
"ll Santalino" Fez-te bem à saúde. Não Foi, pai?
Açıkça görülüyor ki, hepimiz alçakça bir entrikanın kurbanlarıyız.
Claramente fomos todos vitimas de alfum esquema nefário.
Ah! Açıkça görülüyor ki siz değilsiniz!
Claro que não é você.
Açıkça görülüyor ki diğer polisler size saygı duyuyor.
Os polícias respeitam-te.
Küçük bir bebeği günahlarından arındıracağız, açıkça görülüyor ki bebekler dünyaya günahsız gelirler ve biz herşeyi berbat ederiz.
Trata-se de limpar o bebezinho dos pecados. Mas os bebés chegam puros e nós é que os lixamos.
Açıkca görülüyor ki, bu durum buradaki tek çalışan insanın suçu.
Obviamente, isto é culpa da única pessoa que trabalha aqui.
Açıkça görülüyor ki, hafızama dandik bir çip takmışsın.
Óbviamente, substituiste um chip falso na minha memória.
Açıkça görülüyor ki bunlar çözülmesi güç sorunlar. Çok dikkatli ilerlememiz gerekiyor.
Doutora, estamos preparados.
Açıkça görülüyor olmalı ki ikisi de değil.
É perfeitamente óbvio que não sou nenhum deles.
Açıkca görülüyor ki, bu bir tür lanet.
Obviamente, algum tipo de maldição.
açıkca görülüyor ki diğer yarımı bulmalıyım, ama o erkek mi, kadın mı?
É óbvio que tenho de encontrar a minha outra metade. Mas é um "ele" ou uma "ela"?
Açıkca görülüyor ki, artık ihtiyaç yok.
Claramente, não é mais.
Görülüyor ki size en başta açıkça ve net sözcüklerle.. .. söylediğim şeyi işitmediniz.
Não devem ter ouvido da primeira vez que vos disse claramente e sem rodeios :