Ağzın traducir portugués
11,490 traducción paralela
- Storri sana onun ağzını bağlattıracak ne dedi ve...
O que disse o Storri, para o amordaçares e...?
Başka bir şeyi ısırmaya kalkarsa ağzına bir şey tıkayın.
Se ela tentar morder mais alguma coisa, enfia um pedaço na boca dela.
Ağzını aç, boruyu sabit tut.
Abri a boca dela, segurai-lhe o tubo.
- Silahınız ağzınız mı yani?
- A sua arma é a vossa boca?
Açtın ağzını, bir laf ettin işte.
- Anda lá, abriste a boca, fala.
Bunu ağzını kapalı tutman için bir deneme olarak düşün.
É treino para ficares de boca calada.
Ah, Connor koca ağzını bu konuda da açmış heralde ha?
- O Connor também falou sobre isso?
Kokainmanlardan bazılarının neler yaptığını duysan ağzın açık kalır.
Ficaria surpreendido com aquilo que alguns destes drogados fazem.
Ağzınızdan Ufo lafı çıkarsa ben giderim.
Se alguém disser disco voador, vou-me embora daqui.
Aç bakalım ağzını.
Certo, abra lá. Aí está.
Beocca ağzını temizlemelisin.
Beocca, deveríeis lavar a vossa boca.
Netleştirelim şu an Elliot'ın ağzındakinin senin kakan olduğunu söylüyorsun.
Só para que fique claro, dizes que o cocó que está na boca do Elliot é teu?
Şimdi, arkadaşım ve ben çok önemli bir konuyu tartışıyoruz. O yüzden böyle otur, çöreğinin tadını çıkart ve Carly'e "lütfen" ya da "teşekkür ederim" den başka bir şey dediğini duyarsam, seni erkekler tuvaletine götürür ve ağzını sabunla yıkarım.
Eu e a minha amiga estamos a ter uma conversa importante, por isso, fica aí quietinho, aprecia o teu muffin, e se te ouvir dizer algo que não seja "por favor" ou "obrigado" à Carly,
Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?
A tua parceira? Estás a ouvir o que dizes?
- Sakın ağzını açma.
- Não digas nada.
Ağzını bantlamanı söylemiştim!
Disse-te para pores fita na boca dele!
Dash, ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Bu iş bu gece bitecek.
Isto vai acontecer esta noite.
Bazen konuşurken, ağzını açıp konuşurken tek duyduğum şu oluyor :
Às vezes, quando falas, quando a tua boca abre, eu apenas ouço "blá, blá, blá".
Ben hayatında ağzına sigara koymamış insanım. Ama benim ciğerimin yarısını aldılar sigara yüzünden. Sen biliyor musun?
Eu nunca pus um cigarro na boca, mas fiquei sem meio pulmão por causa do tabaco.
- Eğer o kızı bırakmazsan senin ağzını yırtarım.
- Se não libertar a rapariga arranco-lhe a boca.
Senin ağzını kırarım.
Eu parto-lhe a boca!
Hay ağzını öpeyim.
Bem dito.
Bunun da ağzında bir kez hayırlı bir haber çıksın.
Ela não sabe dar boas notícias?
Katie, ağzını kapa, lütfen.
Katie, por favor tapa a boca.
Tatlım, ağzını kapamanı söylemiştim.
Querida, tens de tapar a boca.
Kenny, o lanet olası ağzını tutmayı beceremiyorsun.
Kenny, tu falas demais.
Parmağını ağzından çek şekerim. Uçuk dolu onlar.
Tira o dedo da boca, querida, está cheia de herpes.
Ağzını açmadın resmen.
Mal disseste uma palavra.
Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu Elizabeth?
Ouvi-vos, Isabel?
Sana söylüyorum, ya müdürünü bağla ya da ben oraya gelip ağzını burnunu dağıtırım!
Estou a falar, chame-me o seu supervisor ou vou até aí para lhe dar um chuto no rabo!
- Ağzını açma sakın!
- Pare de falar nisso!
Sence Aleksey Basayev, öldürmeden önce Kyle Hollinger'ın ağzından hiç istihbarat almış mıdır?
Achas que o Aleksey Basayev obteve informações do Kyle Hollinger antes dele o matar?
Ağzını açma sakın!
Pare de falar nisso!
Sadece bana emir yağdırmak için ağzını açıyor.
Tudo o que ela faz é falar e mandar em mim.
Ağzını aç
Abra a boca.
Benim için imzalamakla kalmayıp buraya ağzını sildi.
Não só foi autografado para mim, mas foi onde ele limpou a boca.
Kötü sayılmaz da ağzını sildiğin her şey çöpe atılır.
O que não é mau, mas a coisa onde limpas a boca, é deitada fora.
Karımın adını ağzına alma!
Tire o nome da minha mulher da sua boca!
Ağzınızdan çıkanın mesleği kötüye kullandığınızı kanıtlayıp barodan atılmanıza ya da hapse girmenize yol açacağından mı korktunuz?
Não responde porque o que disser vai provar má conduta? - Perdia a licença ou era preso?
Ya hamile kaldıysa ve ağzını aramak için sorduysa?
E se ela estiver a perguntar porque já está grávida, e só estiver a testar-te?
Ağzından çıkanı kulağın duysun.
- Ouve-te a ti mesma.
Ağzınızdan yel alsın. Pensilvanya Üniversitesi.
- Deus me livre.
Ben daha ağzımı açmadan en gizli sırlarını bana söyleyiverdi.
Antes de dizer qualquer coisa, ela disse-me o seu segredo máximo.
Okuyucuya, piramit biçimli burnu, at nalı biçimindeki ağzı sağ göz kocaman bir et beninin altında kaybolurken çalı gibi kızıl bir kaşın kapattığı o küçücük sol gözü bir kalenin mazgalları gibi sağı solu çentikli o biçimsiz dişleri o dişlerden birinin fil dişi gibi üzerine oturduğu nasırlı dudağı o sivri çeneyi ; her şey bir yana hınzırlık, afallama ve üzüntü karışımı bir ifadesi olan suratıyla aradaki halkın gözlerini kamaştıran yüce yüzü olduğu fikrini vermemeliyiz.
" Não tentaremos dar ao leitor uma ideia daquele nariz tetraédrico, daquela boca de ferradura, daquele pequeno olho esquerdo, ofuscado por uma espessa sobrancelha avermelhada, enquanto o olho direito desapareceu completamente debaixo de uma enorme verruga, daqueles dentes dispersos com brechas aqui e ali, como as ameias de uma fortaleza, daquele lábio espesso, sobre o qual um daqueles dentes se projecta como a presa de um elefante, daquele queixo bifurcado, e, sobretudo, da expressão difundida sobre o todo, aquele misto de malícia, perplexidade e melancolia.
Ağzını açmanı gerektiren bir şey var mı?
Queres desabafar alguma coisa?
Ağzımdan tek kelime bile alamazsın.
- Eu... Não vou dizer-te nada.
Ototrofların ağzı sulandı İlk insanlar icatlara dadandı Bir duvar ördük Piramitleri diktik
Autótrofos começaram a babar, Neandertais criaram ferramentas, construímos a Muralha!
Ototrofların ağzı sulandı İlk insanlar icatlara dadandı
Autótrofos começaram a babar, Neandertais criaram ferramentas, construímos a Muralha!
Senden bir teşekkür beklemiyorum. Ama ağzımın ortasına bir yumruk attığın için bir özür dileyebilirsin.
Não espero agradecimentos teus, mas pedires desculpa pelo soco na boca seria bom.
Ya yanlış anlaşılır bir şeyi ağzımdan kaçırırsam? Evet, kaçıracaksın.
E se disser alguma coisa que pode ser considerado ofensivo?
Senin adamın ağzı bayağı laf yapıyor.
O teu rapaz tem muita lábia, não?