Bağışlayın traducir portugués
2,268 traducción paralela
Beni bağışlayın.
Majestade, perdoais a mim.
Bağışlayın beni.
Desculpai-me.
Leydim, beni bağışlayın...
Pensava... - Minha Senhora, perdoai-me...
Madam, yapacaklarım için beni bağışlayın.
Madame, perdoai-me pelo que devo fazer.
Benim günlü yüce efendim, aşırılıklarınızı kınamak bana yakışmaz. Ah bağışlayın onlardan söz etmemi! Ülkenin gözbebeği olan yüksek kişiliğinizi böyle çoban kılığıyla gizlerken, beni, bu basit kızcağızı bir Tanrıça gibi süslediniz.
Senhor, meu senhor gracioso... sua alteza, marco de terra gracioso, obscureceste... com o desgaste de amante, e eu... pobre criada, divina partida... mas os nossos festivais têm sempre enganos e como é hábito as máquinas processam... devia corar de te ver tão bem vestida...
Bağışlayın arkadaşlar, zamanım bu kadar.
Desculpem, não tenho mais tempo.
Rahatsız ettiğim için bağışlayın bayan.
Desculpe incomodá-la.
Bak ne demek kayıp? Bağışlayın Bay Johnson.
Como assim, ela desapareceu?
Kabalığımı bağışlayın. Adınızı sormadım.
Esqueci-me de perguntar o seu nome.
Bu son yaşananlar, azmimi sarstığı için beni bağışlayın.
Vai me perdoar se os acontecimentos recentes abalaram minha determinação.
Davranışımı bağışlayın.
As minha desculpas... pelo meu comportamento inconveniente.
Bizi bağışlayın, Dr. McNamara.
As nossas mais sinceras desculpas, Dr. McNamara.
Beni bağışlayın ama neredeyse iflas etmek üzereyiz.
Por favor, poupa-me...
Bağışlayın, maalesef kafeteryayı daha fazla kullanamayacağız. Çünkü peynirli makarna yapan hanımlar fazlasıyla mıntıkacıymış.
Desculpas, não é o Snackatorium mais tempo disponível, infelizmente, porque as senhoras que fazem e macarrão queijo estão ficando muito territorial.
Lütfen bağışlayın kumandan fakat işiniz düşmese asla aramazsınız.
Desculpe comandante, não acreditar em si, mas nunca você nunca liga só por prazer.
Bağışlayın beni majesteleri, ama bana söyleyen sizdiniz. Bir kral kendisine uyan yasaları seçtiğinde kendi otoritesi tarafından bozulur.
Perdoe-me, Vossa Majestade, mas foi você que me disse que quando um rei começa a escolher quais as leis a seguir para satisfazer as suas próprias necessidades, ele está corrompido pelo seu próprio poder.
Bana bir telefonla hapisteki en büyük penisli piç kurusunu bulup her gün söylediklerimi bağışlayın, ama bana aynen böyle söyledi :
Disse-me que faria uma chamada ao filho da puta com a pila maior que pudesse encontrar... desculpem a minha linguagem, mas disse textualmente :
Avukat Bey, bağışlayın, ama bu tutuklamanın Bayan Roberts üzerinde neden bu kadar fazla ruhsal bir baskı oluşturduğunu anlamaya çabalıyorum.
Bom, advogado, desculpe-me, mas estou a ter muitos problemas a tentar entender porque esta prisão causou à Menina Roberts tanto stress mental.
Bağışlayın hâkim. Konuşabilir miyim?
Desculpe rabino, posso?
Bağışlayın ama ben... Ben ölmeden önce Paris'te bir fizikçiydim.
Desculpem, mas antes de antes de morrer, fui físico, en Paris.
Sizi koruyamadığım için beni bağışlayın, şef.
Perdoe-me por o não proteger, chefe.
Beni bağışlayın yoldaşlarım.
Perdoem-me camaradas.
Lütfen babamın hayatını bağışlayın!
Por favor poupa a vida do meu pai.
Ne isterseniz alın ama lütfen hayatımı bağışlayın!
"Levem o que quiserem, mas poupem-me a vida, por favor!"
Lütfen hayatımı bağışlayın, yeni bir hayata başlayacağım.
Por favor, me deixe viver, e eu vou me tornar uma nova pessoa.
O zaman ganimeti Gethin'e verin ve bu kavga için birbirinizi bağışlayın.
Então dai o troféu a Gethin e desculpai-vos por esta contenda.
Yardımcı olamadığım için beni bağışlayın, Ajan Dunham ama bahsettiğiniz çalışmalarım yıllar önce son buldu.
Perdoe-me por não parecer colaborativo, Agente Dunham... mas o meu trabalho, a que se refere, terminou há anos.
Bağışlayın, Dr. Bishop.
Desculpe-me, Dr. Bishop.
Bay Jefferson'un taç giyme törenini şereflendirmeyeceğim için beni bağışlayın.
Perdoe-me por não desejar gloriar-me com a coroação do Sr. Jefferson.
Yaptıklarım için beni bağışlayın, Bana güvenen askerlerime ihanet ettiğim için.
Peço desculpa pelo que fiz, pelo que fiz aos homens que traí.
Kalkamazsam beni bağışlayın.
Perdoe-me por não me levantar.
Üzülerek söylüyorum ki, Amerikan kredisi tam olarak, bağışlayın beni verilmeye uygun değil.
Lamento dizê-lo, mas o crédito americano não está, perdoe-me, bem estabelecido.
Bağışlayın beni.
Desculpe-me.
Bağışlayın...
Desculpe-me...
Hatam olursa bağışlayın.
Não te enganes. Esta...
Onu bağışlayın, daha ufacık çocukları var.
Poupem sua vida! Ela tem filhos
Dağınıklığı bağışlayın.
Desculpe a confusão.
Katuunko Toydaria'nın yüce kralı, bu davetsiz ziyaretim için bağışlayın.
Katuunko, grande rei de Toydaria, perdoe a minha intrusão.
Padawanımı bağışlayın.
Desculpem a minha padawan.
Bağışlayın beni, Majesteleri.
Perdoai-me, Sir.
Anne ve Baba, bunun için beni bağışlayın.
C. Pai e Mãe, perdoem-me por isto.
Beni bağışlayın. Kapı açıktı.
A porta estava aberta.
ve Üstad Fisto, Şu iki yüzlü alçağı elimizden kaçırdığımız için bağışlayın.
E Mestre Fisto, desculpe termos perdido aquele aldrabão nojento.
Bağışlayın, acaba Sigurbjörn Ásgeirsson ile görüşebilmem mümkün mü?
Estava na esperança de poder falar com, desculpe-me Sigurbjörn Ásgeirsson?
Tanrım, bağışlayın.
Deus!
Ve biz senin bağışlayıcılığına sığınıyoruz mehametli Babamız bugünden önce ışığı görememiştik.
E nós pedimos o teu perdão Pai misericordioso... que nós não vimos a luz antes deste dia.
Tanrının çok bağışlayıcı olduğuna inanıyorum.
Acredito que o Senhor é muito generoso.
- Bağışlayın beni.
Desculpe.
Bağışlayıcı Jabba'nın ufak bir şartı daha var.
O graciosíssimo Jabba tem mais uma pequena condição.
Lütfen canımı bağışlayın.
Por favor, não me mate.
Pekala... İşte bu yüzden büyük beyinlerin bağışlayıcılığını göstermesi gereken sen olmalısın.
Bem... é por isso que deve ser você... a demostrar... a magnanimidade das grandes mentes.