English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Belli oluyor

Belli oluyor traducir portugués

1,362 traducción paralela
O kadar belli oluyor demek.
Suponho que é óbvio, não?
Sivilcen ancak belli oluyor Hilary Faye.
Essa espinha dificilmente se vê Hilary.
Çok mu belli oluyor, kaltak?
- É assim tão óbvio? Muito bem.
- İyi. - Gülümsememden belli oluyor mu?
- Não pode dizer pelo meu sorriso?
İç çamaşırı giydiğim belli oluyor mu? Giydim çünkü.
Dá pra ver que estou a usar cuequinhas, pois estou?
- Belli oluyor.
- Parece que sim!
Evet, belli oluyor.
Pois a mim parece-me que não.
Bir şeylere kızdığın belli oluyor.
Não, é óbvio que estás zangada com alguma coisa.
- Biliyor musun? Belli oluyor.
Dá para perceber.
Gerçekten belli oluyor mu?
Dá mesmo para perceber?
Evet, belli oluyor.
Dá para perceber.
Madem belli oluyor evet biraz sıkkın.
Bem, eu realmente estou um pouco irritadiça, agora que fala nisso
Sana taptığı belli oluyor, bizim de basına ihtiyacımız var.
Parece que te venera, e nós precisamos muito da imprensa.
- Belli oluyor.
- Não me diga...
- Belli oluyor.
- Assim parece.
Belli oluyor.
Acredite que me sinto muito atraída por ele!
Ağırlıktan belli oluyor.
Percebo pelo peso.
Belli oluyor. Vakfa senden başka korodan kim bahsetmiş olabilir?
O que não compreendo é quem foi falar à fundação acerca do seu coro?
Belli oluyor.
É óbvio.
Belli oluyor.
Isso explica tudo.
- Babi'ye. - Belli oluyor!
- Ter com a Babi.
Saklamaya çalışsan da belli oluyor. Kilisedeki gibi.
Quanto mais tentas esconder, mais fica evidente, como na igreja hoje.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama belli oluyor.
Detesto dizê-lo, mas nota-se.
Belli oluyor mu?
Nota-se?
Bayıldım. Belli oluyor. Hadi konuş bakalım.
Meu Deus, o que foi.Vamos lá garota Diga o que há de erado!
Evet, belli oluyor.
Sim, nota-se.
Gözlerinden belli oluyor.
Posso vê-lo nos teus olhos.
Annenle beraber yaşamalısın. - Evet, annemi özledim. - Belli oluyor.
És um homem crescido, devias estar a viver com a tua mãe.
Şef, seni yataktan sürükleyerek çıkartmamı ve Raider'ını anlamasına yardım etmeni istemişti ama dinlenmeye ihtiyacım olduğu belli oluyor.
O Chefe pediu-me para a vir buscar para o ajudar a deslindar o Raider, mas você precisa de descansar. Esteja à vontade.
O kadar belli oluyor mu?
- Sou assim tão óbvio?
Kendim için soruyorum, dergilerin içeriği ne kadar belli oluyor?
Pois, posso perguntar-te, para minha própria informação, falando em conteúdos editoriais, quanto é que se consegue... ver?
Zaten belli oluyor.
Até aí conseguiu ver.
Daha önce peynir lekesi çıkarmak zorunda kalmadığın belli oluyor.
É óbvio que nunca tiveste de tirar uma nódoa de queijo.
İççamaşırı giymediğim belli oluyor mu?
Dá para ver que não tenho lingerie?
- Çok mu belli oluyor?
- Sou assim tão transparente?
Yani, belli oluyor ki daha kendisi de bunu bilmiyor.
Quer dizer, obviamente ainda não o sabe.
Belli oluyor.
- É óbvio.
Sen ve Lucas arasında birşey olduğu hemen belli oluyor.
Tu e o Lucas tiveram alguma coisa.
Belli oluyor zaten.
- Óbvio.
Sende içtin. Neden düştüğün belli oluyor.
- Pedraste-te e foi por isso que caíste?
Arayan numara belli oluyor, sizi geri zekâlılar.
Chamarei a polícia. Tenho identificador de chamada, idiotas.
Hangisinin önceliğin olduğu belli oluyor.
E é bastante óbvio qual é que vem primeiro.
Fiziksel yorgunluğu oyunun içinde de belli oluyor.
A exaustao física está a transferir-se para o jogo.
Belli oluyor.
Mas, às vezes, é difícil pô-la em prática.
Güvenip güvenemeyeceğimiz belli olmayan birinin verdiği bilgiye göre biz dediğin Mutabakat oluyor.
Nós a passar por Convénio baseados em informações recebidas de alguém que podemos ou não confiar.
- Belli oluyor mu?
- Nota-se muito?
Belli oluyor.
Era de prever.
Açıkça belli oluyor ki, anlamıyorsun.
- É óbvio que não entendes.
- Kesinlikle belli oluyor.
- Nota-se imenso.
Bu nadiren oluyor ama belli ki oluyor.
Estas coisas são raras, mas aparentemente acontecem.
Belli oluyor.
- Estás orgulhoso dela.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]