English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Ben görüyorum

Ben görüyorum traducir portugués

1,489 traducción paralela
Ben görüyorum.
Eu vejo.
Ben görüyorum.
Eu ando a vê-las.
Nasıl oluyor da bu şeyleri bir tek ben görüyorum? Evet. Güzel soru.
Sim, quero dizer, como sou o único a ver estas coisas?
Ben 4 yeşil saha görüyorum. Birinde İngilizler var.
Estou a ver quatro campos verdes, com britânicos num deles.
Ben kötü rüyalar görüyorum.
- Eu tenho pesadelos.
Ben... dev bir... çikolatalı kurabiye görüyorum.
Vejo um grande bolo de chocolate e marshmallow...
Ben sadece güzel kızlar görüyorum.
Porque disso há sem dúvida aqui.
Ben de seni bir yerde babam gibi görüyorum..
Eu sempre vi você como um pai para mim, sabe?
Ben, seni sadece arkadaşım olarak görüyorum
Eu apenas.. Te considero como um amigo.
Peki ben neden bu rûyayı görüyorum?
Porque tenho esse sonho, Daniele?
Seni her toplantı sonrası görüyorum... kaybetmesini istemediğin insanları kaybettirmişsin gibi hissederek geldiğini... ve ben bu zorbalık gören insanların yanında olmam gerektiğini hissediyorum.
Vejo-te quando regressas de cada reunião... e sentes que falhaste a quem não querias falhar... e sinto que devo defender quem está a ser intimidado.
Yıllar geçti, ben hala Helen'i rüyalarımda görüyorum.
Passaram-se anos e ainda tenho sonhos com a Helen.
Resmettiğim herşeyde, ben sadece... kendimi geri gülerken görüyorum.
O que quer que eu pinte, eu só... me vejo a sorrir de volta.
Ben... Ben rüya mı görüyorum?
Estou a sonhar?
Ben de başka iki tane daha görüyorum.
- Vejo mais dois.
Ben mi yanlış görüyorum yoksa daha erkeksi ve hükmeden biri mi? Şey gibi
É minha imaginação, ou ele está mais mandão e macho?
Ben... ben sürekli yüzünü görüyorum.
Eu... Estou sempre a ver o rosto dela.
Ben o izleri deneysel kanıtlar görüyorum.
As minhas provas são empíricas.
Bu ceset sonradan yerleştirilmiş, ve ben bunu oldukça net görüyorum.
Este corpo foi posicionado, e de um modo muito belo, devo acrescentar.
Delirdiğimi düşünme ama... Ben de onu görüyorum.
Não me tomes por louca, mas eu também a vi.
Ben... Ay'ı görüyorum.
Eu, eu vejo a lua.
Ama o daha iç çamaşırını giyemeden ben her şeyini görüyorum Evet.
Sabe, eu já vi mesmo tudo.
Üstünü kapamaya çalışıyor ama ben her şeyi görüyorum.
Depois eu monto na bicicleta e piro-me.
Ama ben her şeyi görüyorum.
- Viu tudo. Novamente.
Onları helikoptere bindiriyorum. Helikopteri ben kullanıyorum. Aynadan onlara bakıyorum ve her şeyi görüyorum.
Mas trago-as para o helicóptero e estou a pilotar o helicóptero, mas ainda consigo dar uma espreitadela pelo espelho e posso ver tudo.
Pekala Melinda. Ya ateşim çıktı ya da ben de hayaletler görüyorum.
Olha Melinda... ou estou com febre ou também já estou a ver fantasmas.
Ben sadece başka bir şey görüyorum.
- Eu vejo-o dum modo diferente.
Ben sana yardım edebilirim Onu hep görüyorum
Eu a vejo todo o tempo.
- Ben seni gayet net görüyorum.
Posso vê-lo perfeitamente.
Aslında, Ben Bradley'i suçlu görüyorum.
Na verdade, a culpa é do Bradley.
Ben onu, ailesini birarada tutabilmek için herşeyi yapabilecek biri olarak görüyorum. Hem de kocasının akıl almaz baskısı altında-- -
Ela parece ser alguém... que faz o que pode para manter a família unida, sob uma pressão incrível, desde que o marido...
Bak, biliyorum San Diego'dan geldiğimizden beri konuşamadık, - ve ben bunu aramızı düzeltmek için bir fırsat olarak görüyorum.
Olha, sei que não tivemos oportunidade de falar desde San Diego e pensei aproveitar esta oportunidade para esclarecer as coisas.
Sen kendinde görmesen de o gücü ben sende her gün görüyorum.
E apesar de não notares, eu vejo essa força em ti todos os dias.
Lütfen, ben yıllardır böyle rüyalar görüyorum.
Por favor, tenho esses sonhos há anos.
- Ray'i ben de görüyorum.
Eu também estou a ver o Ray.
Ben şöyle görüyorum. Eve dönüş, sporcular mezuniyet, anne babalar ; balo ise hepimiz için geçiş töreni.
O simbolismo da festa para atletas, a formatura para os pais, e o baile, um rito de passagem para todos.
Evet, ben de sizi hep bornozunuzla çöpleri çıkardığınızda görüyorum, ama bunu kendime sakladım, tamam mı?
Pois eu tenho visto o senhor a despejar o lixo de robe de banho a toda a hora, mas guardo isso para mim, ok?
oraya bakıp, sadece bir oda görebilirsiniz, ama ben kızımı büyütebileceğim bir yer görüyorum.
talvez olhem para lá e vejam apenas um quarto, mas eu vejo um local onde posso criar a minha filha e vê-la crescer
Fakat aramızda kalsın, ben de tuhaf uzaylı rüyaları görüyorum.
Mas entre eu e você... eu tenho tido sonhos aliens estranhos.
Ben şöyle görüyorum : Senin işin başından aşkın.
Ouve, tanto quanto percebo não tens mãos a medir, certo?
Ben sevmiyorum ama eğer evde oynamasına izin vermezsem başka birisinin evine gidip oynayacak ve onu zaten çok az görüyorum.
Eu não gosto, mas se não o deixar jogar em casa, ele vai jogar para casa de alguém e já estou tão pouco tempo com ele.
Bir başka örnek, Colin Powell'in söylediği şu cümleydi : "Ben, beni tutsak edenler tarafından çok iyi muamele görüyorum."
Outro exemplo dado foi o de'Colin Powell'dizendo : "Estou a ser bem tratado pelos meus carcereiros."
Ben buna baktığımda yalnızca kendimi görüyorum.
Ver-me é suficiente.
Ben sadece birkaç boş kase görüyorum.
Vejo uma série de taças vazias.
Ben yeni apartmanımı görüyorum. Kitty için güzel bir ev, bir tane de dostlarım için. Ve şuradaki yeri de kiralayacağım.
Porque eu vejo o meu novo apartamento e um sítio para a Kitty, outro para os meus amigos, e aquele sítio além, vou alugar.
Üzüldüğünü açıkça görüyorum ve bu duruma ben de üzülüyorum.
É natural que estejas chateada. Eu também estaria, mas há...
Ben insanları sadece iyi giyimli, iyi kokan hayvanlar olarak görüyorum.
As pessoas que vejo bem vestidas, são apenas animais que cheiram bem.
Ben cenaze evinde çalışmak için eğitim görüyorum.
Ando a estudar para trabalhar numa funerária.
Şuna bakın. Sol tarafta her gün göremeyeceğiniz bir şey var, ama ben her gün görüyorum.
Reparem, não é uma coisa que vejam todos os dias, mas eu vejo.
Ben Sekiz Bravo 20, şüphelileri görüyorum.
Oito Bravo 20, estou a ver os suspeitos.
Zoc, ben, genç bir pupa görüyorum. Geleneklerimizi öğrenmeye, koloninin bir parçası haline gelmeye, karınca olmaya çalışan bir insan görüyorum.
Zoc, eu vejo uma jovem ninfa, um humano aprendendo a viver como nós, a tornar-se parte da nossa colónia, a tornar-se uma formiga.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]