English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Beş altı

Beş altı traducir portugués

2,485 traducción paralela
Çiftlik olsa beş altın bile vermem kirasına.
Nem pelo preço de cinco ducados, eu a arrendaria.
Hayır, Richard'ı beş altı yıldır tanıyorum.
Não, conheço o Richard há cinco ou seis anos.
Beş altı yıl yersin.
Apanhas 5 ou 6 anos, na boa.
Bir, iki, üç dört beş altı yedi sekiz dokuz on.
- Sim! Um, dois, três... cinco... seis... sete... oito... nove... dez!
- Altın bin. - Beş bin.
- Seis mil.
Beş, altı, yedi.
Cinco, seis, sete.
Beş, altı, yedi...
E cinco, seis, sete e...
Beş, altı, yedi, sekiz.
Cinco, seis, sete, oito.
Beş, altı, yedi, sekiz.
Cinco, seis, sete, oito!
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi...
Um, dois, três, quatro, cinco, seis, sete...
- Beş, altı saat, en fazla bir gün ve sen de onlardan birisi oluyorsun, hastalıklı.
Um dia no máximo. E passavas a ser um deles... - Infectado.
Bugün nefret ettiğim 10 şey var ise o 1 numaradır beş ve altı numara.
Das 10 coisas que odiei hoje, ela é a número 1, número 5 e número 8.
Dr. Webber ve benim uzun bir mazimiz var, birlikte kaç, beş yıl ya da altı yıl birlikte çalıştık.
O Dr. Webber e eu já nos conhecemos há algum tempo, trabalhámos juntos, durante uns 5 ou 6 anos?
Tabii, beş ya da altı tane.
Claro, cinco, talvez seis.
Biz de yılda beş ila altı tane yapacağız.
Fazemos 5 ou 6 por ano.
Ve görünüşe göre D. Gibbons altı görüşmelik bir seri yapmış. Beş tanesi kararmadan hemen önce, başka tek kullanımlık telefonlarla.
E como se pode ver, o D. Gibbons fez seis chamadas... cinco delas, mesmo antes do apagão, para outro telemóvel descartável.
Saate bakın bakın, yedi, altı beş, dört üç, iki, bir.
Olhem para o relógio. E são... sete, seis... cinco, quatro... três, dois, um.
Dr. Webber ve benim uzun bir mazimiz var, birlikte kaç, beş yıl ya da altı yıl birlikte çalıştık.
- Conhecem-se? - Sim. O Dr. Webber e eu conhecemo-nos há muito.
İnsanın başına başa çıkılması zor, hayatı alt üst eden acı bir olay gelince ıstırabın beş aşaması var dedi. İlki inkar etmektir.
Elizabeth Kubler-Roth, que falou das cinco etapas do pesar, quando somos atingidos por uma situação devastadora que nos altera a vida.
İki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz.
Dois, três, quatro, cinco, seis, sete, oito.
Beş, altı yıldan sonra ilk çift vardiyan mıydı?
Esta é a sua primeira mudança de parceiro, em quantos, " seis, cinco anos?
Ksifoidin altından beş santim dikey kesik.
Incisão vertical de cinco centímetros, subxifóide.
Ve beş, ve altı... böyle devam!
E 5, e 6... isso aí.
Beş, altı, bileti olan var mı?
Cinco, seis, quem tem bilhetes?
Uzay mühendisi olduğunu, beş tane dil bildiğini... Altı!
Só lhe disse que és engenheiro aeroespacial, falas cinco línguas...
Bu bölgenin son haritasına göre şu anda bir buzulun yaklaşık on kilometre içindeyiz ki bu bize son beş ya da altı yılda buzulun ne kadar içeri çekildiğini gösteriyor.
Segundo a última carta desta região, estamos seis milhas no interior da banquisa, o que mostra bem a porção do lençol de gelo que se fechou nos últimos cinco ou seis anos.
Beş, altı, yedi, sekiz...
Vamos esfregar-lho na cara um pouco, fazendo dança de luta brasileira.
Beş aşağı gitti. Altıyı da dene.
Porra. o quinto foi baixo.
Üç ay ve altı günlük yolculuğun ardından uzay mekiği rotasını Uranus gezegeni ve beş Ayı'yla aynı hizada olan Cancer Nebulası'na doğrulttu.
Após três meses e seis dias de viagem, a nave ia directa para o Anel de Câncer, perto de Marte e Urano e das suas cinco luas.
Onu bir randevu için daha aramak gibi. Yani bunu beş değil de altı yapmayı teklif etsem.
Um gesto como convidar uma mulher para uma saída que, se estivéssemos a contar, seria o sexto encontro.
On, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki, bir!
10... 9... 8... 7... 6... 5... 4... 3... 2... 1.
Kendim, kardeşim, çocuklarımın en az beş, altı tanesi.
Eu, o meu irmão, os meus filhos cinco ou seis deles, pelo menos. Aqui mesmo.
Bir, iki, üç dört, beş, altı...
Um... dois... três... Quatro... cinco... seis...
Beş veya altı, yani çok hastalanmaya yetecek kadar hap yutmuş.
Ela tomou 5 ou 6 pílulas. O suficiente para deixá-la muito doente.
Yedi-altı-yedi-beş.
7679.
Sekiz yedi altı beş dört üç... iki bir.
Oito sete seis cinco quatro três, dois... - Vá lá, vá lá! ... um.
Sekiz yedi altı beş Umut var mı?
8, 7, 6, 5...
Senin beş dakikanın altında zaman yolculuğundan bahsedeceğini iddia etti.
Apostou que você falava de viagem no tempo em menos de 5 minutos.
Beş yıldır musluk akıtıyorsa sebepsiz yere bir gün koca kıçını kaldırıp lavabonun altında bulursun kendini.
E se te esqueces da torneira que pingava, ou o que for, durante os últimos cinco anos e um dia. Quem sabe porque porra...
Bir, iki, üç, dört beş, altı, yedi, sekiz...
Um, dois, três, quatro...
Üç. Beş. Altı.
3, 5, 6, 9,
Lord Henry Blackwood, kara büyü denemelerinden. beş masum genç kadının hunharca canına kıymaktan ve altıncıyı öldürmeye teşebbüsten idam cezasına çarptırıldınız.
Lord Henry Blackwood, é condenado à morte pela prática de magia negra, pelo homicídio de cinco jovens mulheres inocentes e pela tentativa de homicídio de uma sexta.
-... yedi, altı, beş...
Anda lá! Vai!
Dört, beş, altı.
Quatro, cinco, seis.
Bir, iki, üç, dört beş, altı, yedi, olacak hadi sekiz.
Um, dois, três, quatro, cinco, seis, sete... Vamos conseguir. Oito.
Daima Manhattan'daki ilk beş ya da altı emlak sahibinden biri olmuşuzdur.
Nós estávamos sempre entre os primeiros cinco ou seis maiores proprietários de imóveis em Manhattan.
Beş, altı, sıkı tut haçı
Cinco, seis. Agarrem os vossos crucifixos.
-... beş... - Kendini 21'inde sanıyor. -... altı...
Ele acha que tem 21 anos!
Beş, altı, yedi, sekiz... Ah, çok güzel...
Cinco, seis, sete, oito Sabe bem
Beş yıllık kontrat yaptım. Gözetim altındayım.
Estou sob contrato... tenho um contrato, estou sob vigilância...
İki tane, Tommy, üç, dört, beş biraz daha, altı, korsanım, yedi, sekiz mum.
São duas, Tommy, três... quatro, cinco, mais estas, seis, meu pirata, sete, oito velas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]