Biliyorum ki traducir portugués
3,839 traducción paralela
Ve biliyorum ki...
E eu sei...
Şunu biliyorum ki Maggie şimdi mutlu dedesinin kollarında bir buluttan diğerine zıplıyor...
Sei que a Maggie está feliz... saltando do alto de uma nuvem... para os braços do deu avô.
Bak, yardımcı olduğunu düşündüğünü biliyorum ama ömrü sisteme girip çıkmakla geçmiş bir kişi olarak biliyorum ki kötü bir kabustan farkı yok.
Sei que achas que estás a ajudar, mas para alguém que ficou a entrar e a sair neste sistema toda a vida, posso dizer-te que é um pesadelo.
Söylediğim gibi, umarım tamamen iyileşir. Biliyorum ki kızım da benimle aynı fikirde.
Como disse, só espero que ela recupere totalmente e sei que a minha filha deseja o mesmo.
Bir tanık alabilir miyim? Günümüzde ki şarkıları yapmamız gerekir, ve eğer yaparsak, biliyorum ki kazanabiliriz.
Precisamos de canções actuais, se as tivermos, sei que podemos vencer.
Sanırım daha doğrusu, biliyorum ki oldukça uyumlu bir çiftiz.
Acho que... Bom, eu sei que formamos um belo casal.
Şunu biliyorum ki zeka fonksiyonları ne sizin ne de bizim anlayabileceğimiz bir seviyede.
Agora sei que as suas funções intelectuais estão num nível que nenhum de nós é capaz de compreender.
Biliyorum ki....
Eu sei disso...
Ve biliyorum ki iki parça birleştirildiğinde hazinenin yerini bir şekilde gösterecek.
E eu sei que, quando as duas metades forem juntas, de alguma forma será revelada a localização do esconderijo dele.
Şu an hissettiklerimi ifade etmem çok zor, ve biliyorum ki Claire de aynı şeyleri hissediyor.
É muito difícil expressar tudo o que sinto de momento, e sei que a Claire sente exactamente o mesmo.
Artık biliyorum ki, buradan sonra tek yapacağım şey her şeyi kaybetmek olacak.
Agora sei que tudo o que farei a partir de aqui será perder tudo.
Tecrübelerimden biliyorum ki zor şeyler hakkında konuşmamak bir çok zorluğu beraberinde getirir.
Eu sei, por experiência própria, que sofremos bastante por não falarmos dos assuntos difíceis.
İlk başta bunun bir parazit ya da karışma olduğunu düşünmüştüm. Fakat şimdi biliyorum ki, o senden geldi.
Pensei que fosse estática ou interferência, mas sei que veio de ti.
Ve herkesten iyi biliyorum ki onları destekleyecek bir şeyin olmadan hikâyeler hiçbir şey ifade etmez.
E sei melhor do que ninguém que as histórias não têm significado se não tiveres algo que as suporte.
Biliyorum ki bazılarınız güneş gözlüğü reklamını neden banyoda çektiğimizi merak ediyor.
Sei que alguns devem estar a pensar por que vamos fazer um anúncio para óculos de sol num WC.
Biliyorum ki Ben'in ülkeden çıkarılması çok üzücü ama bilin ki ben hâlâ buradayım.
Sei que é uma pena que o Ben tenha sido deportado, mas quero que saibam que ainda estou aqui.
Beni buna zorladıysa da artık biliyorum ki bu kaderi hak etmedi.
Apesar de me ter forçado a mão, agora sei que não merecia o destino que teve.
Fakat artık ikimiz biriz ve yüreğimin derinlerinde biliyorum ki bir babanın oğlunu bağışlamamasına sebebiyet verecek bir olay yok.
Mas agora somos um só e sei no meu coração que não há erro que impeça um pai de perdoar um filho querido.
Biliyorum ki ona da bana yardımcı olduğunuz gibi yardım edeceksiniz.
Eu sei que vai ajudá-la como me ajudou.
Fakat biliyorum ki işler bu duruma gelmeyecek.
Mas sei que não será necessário.
Sapına kadar biliyorum ki pasaklı Meksikalı da beni sevmiyor.
Eu sei que ela não gosta de mim.
Evet, yine de o sesi duyunca biliyorum ki kendi evimdeyim.
Pois, bem... quando o oiço, sei que estou em casa.
Biliyorum ki benim adamların Howard Ennis'i bulabilmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Sei que o meu pessoal está a fazer o possível para encontrar o Howard Ennis.
Şimdi biliyorum ki durum bu değilmiş.
Mas agora sei que não é assim.
Tabi ki biliyorum.
- A feira, claro.
Bana inanmadığınızı biliyorum ama yemin ederim ki bu doğru.
Sei que não acreditam, mas juro-vos. É verdade.
Bak, biliyorum en sevdiğin kişi değilim, ama bil ki yardım istesen, ben de sana yardım ederdim.
Eu sei que não sou a tua pessoa favorita, mas também sabes que eu te ajudaria se me pedisses. Passa-se alguma coisa.
Biliyorum, herhalde suratıma yumruğu geçireceksin, ama gerçek şu ki sana uzandım çünkü seni sevmiştim.
Eu sei que provavelmente vais dar-me um murro na cara, mas a verdade é que falei contigo porque gostava de ti.
Şanslısın ki, bir aktör olarak yazmak hakkında bilinmesi gereken her şeyi biliyorum. Harika.
Felizmente para ti, como ator, sei tudo o que há para saber sobre escrita.
Ancak, bilmelisin ki kendini, can düşmanımız olan adama verdiğini biliyorum.
No entanto, deve ficar ciente de que sei que se entregou ao homem que é o nosso inimigo jurado.
Yaptığın şeyin oğlum için ne kadar memnuniyet verici için olduğunu biliyorum ama şunu da bil ki ben de aynı hisleri taşıyorum.
Sei que sabes o quanto o meu filho admira o que estás a fazer. Mas quero que saibas que eu também admiro.
Yaptığın şeyin oğlum için ne kadar memnuniyet verici için olduğunu biliyorum ama şunu da bil ki ben de aynı hisleri taşıyorum.
Sabes o quanto o meu filho aprecia o que estás a fazer... mas quero que saibas, que também aprecio.
- Biliyorum ama sürekli doğum günü pastası yiyemezsin çünkü annen istemiyor ve bir şeyi unutma ki anneler her şeyi mahveder.
Eu sei, eu sei, mas tu sabes, não podes comer bolo de aniversário a toda a hora, porque a tua mãe não quer, e lembra-te de uma coisa, A tua mãe arruína tudo.
- Tabii ki biliyorum.
Claro que sei.
Biliyorum. Kendime nasıl Hitchcock fanı diyebilirim ki?
Como é que posso dizer que sou fã de Hitchcock?
Belli ki bu duruşma ile ilgili planları var. Biliyorum.
De certeza que tem interesse neste julgamento.
Biliyorum. Bende ki erkeklerin sürüsüne bereket zaten.
Robin, ainda não tentaste conhecer o Daniel.
Tabii ki biliyorum.
- Claro que sei.
Durum şu ki, buna değeceğini biliyorum.
Bem, eu sei que é uma causa que vale a pena.
Ona diyebilirim ki ismini biliyorum.
Eu podia ligar-lhe e dizer : "Eu sei o teu nome."
Yas Grupları'ndan haberiniz olduğunu biliyorum ayrıca bir çok çalışma göstermiştir ki risk yönetimi bakış açısı bir doktorun şefkati- -
Acho que está familiarizado com a coligação de desculpas, e a abundância de estudos que mostram, a partir da perspectiva da gestão de riscos, uma compaixão por parte do médico...
Bak, dün gece hücrede olmadığını biliyorum ama kim seni gizlice içeri sokabilir ki?
Sei que não estavas aqui ontem à noite, mas como foi que alguém te pôs aqui? Não sei. Dois tipos drogaram-me.
Diyorum ki öğretmek hakkında bir şeyler biliyorum.
Só estou a dizer que sei um pouco sobre como ensinar.
Eğer bize gelirlerse ki geleceklerini biliyorum savunan taraf biz oluruz ve durumu asla düzeltemeyiz.
- Se vierem ter connosco, o que farão estaremos na defensiva. Nunca recuperaremos.
Biliyorum, çaresizmiş gibi hissediyorsun. Şunu bil ki akşam yemeğinde evinde olacaksın.
Sei que parece que não há nenhuma saída, mas estou a dizer-te vais estar em casa a horas de jantar.
- Tamam o zaman, Katrina Süpermen değil ondan ne istiyorsun o zaman? - Tabii ki kim olduğunu biliyorum.
- Claro que sei quem é.
Ne yazık ki artık kaçamayacağımı biliyorum.
Infelizmente, agora sei que nunca escaparei.
Bunun mümkün olduğunu düşünmüyordum bile, ama şimdi biliyorum ki öyle.
Nem pensava ser possível.
Dani aramızdaki ilişkiyi profesyonel düzeyde tuttuğumuzu biliyorum. Ki bu her zaman kolay olmuyor.
Olha, Dani, eu sei que estamos a manter as coisas profissionais, o que nem sempre é fácil.
Ona de ki Clu'yu nasıl tuzağa düşüreceğimizi biliyorum.
Diga a ele que sei como emboscar Clu.
İşin aslı, o vatandaşları susturmak için bir plan kurduğunuzu biliyorum. Bilmenizi isterim ki, onların kim olduğunu biliyorum.
Se, de facto, está envolvido num plano para eliminar esses cidadãos, gostava que soubesse que eu sei quem eles são.