Birden bire traducir portugués
1,316 traducción paralela
"hiç birşey" kelimesi birden bire kunduzun şuurunu geri getirmiş.
Aparentemente, "nada" é a palavra que faz recuperar os sentidos do castor.
Ama birden bire takdirle anılan bu adamın.. ... bir canavar olduğunu duyuyorsunuz.
Tudo o que ouviram foram acusações sobre esta pessoa, e agora de repente, ele é um monstro.
Ben Arnie'yle konuşuyordum. Birden bire bana doğru eğilip o salondaki görevli gardiyana, "Masa değiştirebilir miyiz?" diye sormamı istedi.
E eu estava a entrevistar o Arnie e de repente ele inclinou-se e perguntou-me se eu podia perguntar ao guarda correccional ou quem estivesse de chefia no quarto se podíamos ter outra mesa.
Birden bire Interscope bizimle temasa geçti. Duyduğuma göre milyoner, mültimilyoner Ted Field'ın kızı kasetimi dinlemiş ve çok beğenmiş.
De repente, a Interscope contactou-nos a dizer que o Ted Field, o milionário, multimilionário, a filha dele tinha ouvido a versão demo, e que tinha gostado.
Tam şifreyi giriyordum ve birden bire alarm çalmaya başladı.
Acabo de entrar e ficou louco!
Televizyonum birden bire arızalandı ve hemen bakmanız mümkün mü?
Vou ao jogo esta noite, podes dar uma olhada? Preciso que arrumes o meu relógio.
Birden bire ortadan yok oldu ve Tholian gemilerinde de görünmüyor.
Desmaterializou-se. E não está a bordo das naves tholianas.
Salıncakta sallanırken... ... birden bire saçım zincire dolandı.
E estava no baloiço e, de repente, o cabelo ficou preso nas correntes.
- Bak birden bire kim Kofi Annan olmaya karar verdi.
Bem, vejam quem decidiu de repente...
Birileri sana kalacak güzel biryer öneriyor. ve sende birden bire mükemmel anne oluyorsun.
Oferecem-te um sítio bom onde ficar e, subitamente, dás uma de mãe.
Geçen sefer, her şey harika giderken, birden bire, işin yüzünden beni terk ettin.
A última vez que estivemos juntos tudo estava a correr muito bem. e depois a partir do nada, tu deixaste-me pelo teu trabalho.
Ve birden bire, karşıma yine zorlu bir gece çıkmıştı.
Isto vai ser divertido.
Charlotte birden bire anladı.
De repente, a Charlotte entendeu.
Ortak zevkleri birden bire ortak paraya dönüştü.
E, num instante, a diversão mútua transformou-se em fundos mútuos.
Birden bire kendi ülkemde bir azınlık oluverdim.
De um momento para o outro, torno-me clandestino no meu próprio país.
Ama birden bire ortaya nasıl çıktığını biliyorum sanırım.
Mas acho que sei como ela consegue aparecer de parte alguma.
- Her şey çok karıştı birden bire.
- Ficou tudo muito complicado.
Ama birden bire yok oldu.
Mas foi-se logo embora.
Sıradan anıları birden bire hatırlaman çok garip, değil mi?
É estranho como podem vir-nos à cabeça recordações ao acaso.
Virgil Swann 13 yıldır kimseyi telefonla bile aramadı ve birden bire en iyi dostun mu oldu?
O Virgil Swann não faz um telefonema há 13 anos e agora, de repente, quer ser o teu melhor amigo?
-... ve birden bire o döndü.
-... e agora ele voltou.
Birden bire durup, vaz mı geçecektin?
Tornar-se-ia honesto, de repente, e desistiria de tudo?
Birden bire telefon şirketi, faturayı ödemesem bile telefonumu kapatmıyor.
A operadora não se rala que eu não pague a conta.
Birden bire polis mi oldun.
De repente, és polícia.
Bunu tekrar tekrar düşündüm, bir şey bulmaya çalıştım ama birden bire olurvermiş gibi görünüyor.
Já dei voltas à cabeça a tentar pensar em alguma coisa, mas parece ter vindo do nada.
Birden bire cesaretin yerine gelmiş Sykesi.
De repente, Sykes, tornaste-te corajoso.
Birden bire kahraman oldun.
De repente, o herói agora és tu.
Böyle gitmek, birden bire, bana tek kelime etmeden ve sunuma bir kaç gün kala.
Partir assim, derrepente, sem dizer-me nada e com uma representação daqui a uns dias.
Aslında birden bire oldu.
Surgiu naturalmente.
Birden bire oğlum :
De repente, o meu filho dizia :
Ve sen birden bire ortadan kayboldun.
E tu levaste sumiço.
Ama birden bire gerçekten ölmüştü.
Mas de repente, estava morto a sério.
Sonra, birden bire... Sağa çevirdim.
"Estou de cabeça para o ar."
O yıkanıyordu. Birden bire ne yapmam gerektiğini düşündüm.
Ele estava a tomar banho, quando de repente ficou claro o que tinha de fazer.
Birden bire Küba müziğine ilgi duymaya mı başladın?
Sentiste uma compulsão repentina por música cubana?
Haline bak, birden bire adam olmuşsun.
Olha para ti. Estás feito um homem.
Boca birden bire saha dışına atmaya karar verdi.
Enquanto eu corria ao longo da linha, O Boca decide bater para longe.
Öncelikle, birden bire basın beni sevmeye başladı.
Primeiro, de um momento para o outro, a imprensa adora-me.
Birden bire bir ikon "Kambray Bakiresi" gelir.
De repente, surge a Virgem de Cambray, um ícone.
Birden bire, ne yapmam gerektiğini anladım.
"De repente eu sabia o que tinha que fazer."
Bunun gibi anlaşmalar yıllar süren ağır çalışmaların sonucudur. Hiçbir şey öyle birden bire gökten düşmez.
Isto foi o resultado de anos de trabalho, as coisas não caem do céu.
Birden bire önemsiz kalmıştım. Sahnem gerçek anlamda kayboluyordu.
De repente eu era irrelevante, o meu palco literalmente despareceu.
Sanırım tüm bu delilikte çıkış ararken birden bire Bobby diye biri karşıma çıktı.
Estou à procura da salvação desta loucura, e então acho que isso vem com outro tipo chamado Bobby.
Sey... arabann önüne atlad birden bire, ve ondan kaçamadm.
Eles... Atravessou-se à frente do carro, e não consegui evitar.
- Yani bana bu adamn bir telefon kulübesine girip birden bire, kana susams bir suikastçiye dönüstügünü mü söylüyorsun?
- E está a dizer-me que o tipo vai a uma cabina telefónica e tunga, transforma-se num super-assassino?
Heyecanlıydı. Birden bire aklına gelip aramış.
- Ele está nervoso, veio do nada.
Adam aşağı bakıyor ve birden bire 16 yaşında.
Ele olha para baixo e, subitamente, ele tem 16 anos.
Birden bire aklıma geliverdi.
Vinda do nada, do meu pensamento
Birden bire özele mi giriyoruz?
De repente, fazes-me perguntas pessoais?
Nasıl böyle birden bire yandın o zaman?
Como é que ficaste de repente tão...
Ve aynı anda birden bire nereden geldiği belli olmayan bir zat'n'ktel ile vuruldum.
E depois, nesse mesmo momento, fui atingido por uma zat'ni'katel que apareceu de repente.