Bu kadar üzülme traducir portugués
62 traducción paralela
Bu kadar üzülme Riccardo.
Não se sinta tão mal, Riccardo.
Gabriel Gabriel, bu kadar üzülme.
Gabriel. Gabriel, não tome as dores.
Bu kadar üzülme.
Não faça essa cara tão triste.
Bu kadar üzülme.
Não sofra, Doutor.
- Bu kadar üzülme.
Coragem...
Yapma Chris, bu kadar üzülme.
Vá lá, Chris, não sejas pessimista.
Lütfen bu kadar üzülme..
Não te lamentes.
Bu kadar üzülme Nick.
Não leve as coisas tão sérias, Nick.
Yapma hayatım, bu kadar üzülme.
Vá lá, querido. Não fiques azedo.
Hadi ama bu kadar üzülme.
Vá lá, não fiques perturbada.
Bu kadar üzülme.
Não te preocupes.
Kendin için bu kadar üzülme.
- Não fiques assim.
Bu kadar üzülme.
Não fiques assim.
Kadın yani Scarlet diyor ki " Bu kadar üzülme gün doğmadan daha neler doğar.
Scarlet diz : "Não se preocupe, amanhã será outro dia." "Para quê a pressa?"
Bu kadar üzülme Homer.
Não leves isso a peito, Homer.
Hadi ama. Bu kadar üzülme, Homer.
Vá, não leves isto tão a peito, Homer.
Haydi ama, evlat. Bu kadar üzülme.
Vá lá, filho, não fiques tão em baixo.
Bu kadar üzülme.
Estamos contigo.
Bu kadar üzülme.
Não sejas tão dramática.
Eric, Donna konusunda bu kadar üzülme.
Eric, não te preocupes com essa cena da Donna.
Baba, bu kadar üzülme.
Pai, não te preocupes tanto.
Evet baba, bu kadar üzülme.
Sim, pai, não te preocupes tanto.
Bu kadar üzülme.
Não fiques tão triste.
Bu kadar üzülme... ölüm korkulacak bir şey değildir.
Não fique tão chateado. Não se deve temer a morte.
Tamam, bu kadar üzülme.
Não fique aborrecido.
bu kadar üzülme.
Telefones são um incómodo.
Bu kadar üzülme.
Por favor, não fique assim tão triste.
Bu kadar üzülme lütfen.
Não deves desesperar.
Bu kadar üzülme, Shimizu.
Não fiques tão carrancudo.
Seni üzeceğini düşündüm. Bu kadar üzülme, Matt.
Pensei que ficasses chateada.
Bu kadar üzülme tatlım.
Não sejas desmancha-prazeres.
Bu kadar üzülme, Morgan.
Não te preocupes, Morgan.
Bu kadar üzülme. Çifte Şantaj bir klasiktir.
O jogo duplo é clássico.
Bu kadar üzülme.
Não fiques tão desapontada.
Bu kadar üzülme.
Não fiqueis tão consternado.
- Bu kadar üzülme.
- Deixa lá.
Kendini suçlu hissediyorsun diye bu kadar üzülme.
Não tens de ser mau só por te sentires tão culpado.
La Javanaise şarkısıyla dans ederken bu kadar üzülme.
Não estejas triste a dançar a Javanaise
Bu kadar üzülme Henry.
Não fique a pensar nisso, Henry.
Bu kadar üzülme.
Não te sintas mal. Era um bom plano.
Bu kadar üzülme evlat.
Então, não fiques assim.
Bu kadar üzülme.
Não fiques tão destroçado.
Canım üzülme, bu saçma sevda sezon sonuna kadar sürmez.
Não te preocupes, querida. Este absurdo sentimento não durará todo inverno.
Bu kadar üzülme, bir yararı yok.
Não te atormentes, não serve de nada.
Bu kadar çok üzülme.
Não fiques tão aflito.
- yok, üzülme. Ben hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
- Desculpa, a piada foi inoportuna.
Bu kadar çabuk üzülme.
Não fiques chateado.
Dana, bu kadar çok üzülme.Bu konuda konuştuk.
Dana, não fiques tão chateada!
Ne yani, bu kadar da üzülme.
Que se lixe.
Al bebeğim bu senin için. Bu kadar iyi olduğum için üzülme diye.
Isto é para ti, fofo, para que não fiques triste por eu ser tão boa.
Bu kadar da üzülme, Eli.
Não se sinta desconfortável, Eli.
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar erken mi 37
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar basit mi 22
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar erken mi 37