Cinayetler traducir portugués
1,297 traducción paralela
Adamım, Polis buraya cinayetler için geldi.
Meu, a Polícia vem cá por causa dos cadáveres.
3 davadaki cinayetler de 45'lik Colt Classic'le yapılmış
As cápsulas das três mortes são de uma.45 provavelmente Colt Classic.
Hiçbir şey bilmeden yukarı çıkmak zorunda kaldım ve Amir Yardımcısı'na neden cinayetler hakkında telefonlar aldığını açıklamak zorunda kaldım. Bu hiç kimseye bir şey ifade etmiyor.
Tive de ir lá acima e explicar ao delegado por que recebe chamadas sobre homicídios insignificantes.
Fakat bu cinayetler için şu anda emir çıkartmak üzerinde çalıştığımız hemen bütün dosyayı perişan edecektir.
Mas avançar com as acusações e divulgar as informações que temos nos documentos...
Çözülmemiş cinayetler.
- Homicídios por resolver.
Cinayetler haftalar boyu gazetelerin ilk sayfalarında kalmış.
Os homicídios apareceram nas primeiras páginas dos jornais durante semanas.
O yaz, seri cinayetler işlenmişti ve Jason'ın cesedi bulunamadı.
bem, ouve uns desaparecimentos nesse verão, e o corpo do jason nunca foi encontrado.
O da bütün cinayetler sırasında burada değildi.
ele também não estava cá na altura dos crimes.
Bu defterde, cinayetler öncesinde yazılmış şeyler var.
Meritíssimo, este diário contém apontamentos feitos antes das mortes.
Başka cinayetler de işlenecek bunun sonu gelmeyecek, değişim sağlanmadan asla.
Haverá mais um tiroteio, e outro ainda e näo vai parar enquanto näo exigirmos mudanças.
Tüm o cinayetler seni hiç huzursuz etmiyor mu?
E aquelas mortes, elas não te deixam assustada?
Cinayetler ve polis soruşturması.
Homicídios e investigação policial.
Sen cinayetler ve soruşturmalar konusunda ustasın.
Crimes e investigações são mais a tua praia.
- Cinayetler işlendiğinde neredeydin?
- Onde estava quando tudo aconteceu? - No meu escritório.
Bugün erken saatlerde Wonderland Bulvarı'nda hunharca işlenen cinayetler Güney yakası sakinlerini dehşete düşürdü.
Southland está em choque com uma série de assassínios brutais que ocorreram aqui na Av. Wonderland, durante a manhã de hoje.
Cinayetler gerçekleştiğinde sen orada mıydın?
... estavas presente quando os assassinatos ocorreram?
Tüm cinayetler yağmurda gerçekleşti.
Os assassinios ocorreram em dias de chuva.
Demek askerliğini yapıp bu kasabaya geldin... ve cinayetler işlenmeye başladı.
Então, depois de terminares o serviço militar, vieste para esta cidade, e as mortes começaram a acontecer.
Bu cinayetler hakkında ne biliyorsun?
Que sabes tu sobre esses assassinatos?
Bu cinayetler, televizyon ve gazelerde birkaç yıl önce yer almıştı.
O caso apareceu na televisão e nos jornais há alguns anos atrás.
Ama bu sabah 09.58'deki son atıştan beri... Montgomery Polisi ne kurşunları... ne de bu rastgele cinayetler serisinin şüphelilerini açıklamadı.
Mas desde o último tiro às 9 : 58 desta manhã... a polícia de Montgomery County não anunciou qualquer pista... ou suspeito nesta série de crimes sem nexo.
Bölgede cinayetler varsa Federallere gidersin.
Assassinatos em D.C. são investigados pelo FBI. Teriam que ser envolvidos.
Hep dediğin gibi, cinayetler kanlıdır.
Sempre diz que assassinato faz sujeira.
Bak, Rush... Bu cinayetler çok işleniyordu. O yıl bir düzine kadar vardı.
Olha Rush... estes assassinatos eram muito comuns naquele ano.
Bundan tam 20 yıl önce burada korkunç cinayetler işlendi.
Há vinte anos nesta noite, aconteceram aqui terríveis homicídios.
Cinayetler sırasında bodruma sığınmış.
Escondeu-se de gatas na cave durante os assassínios.
Cinayetler * Bay Area genelinde işleniyor, Ama kurbanların hepsi Marin İlçesinde yaşıyor.
Os assassinatos ocorreram na Bay Area, mas todas as vítimas viviam no Marin County.
Ne hakkında? Çözülmemiş cinayetler mi?
- Sobre homicídios por resolver?
Sanırım bana demek istediğin şey aslında bu adamın Bunk'ın çözmek zorunda olduğu cinayetler için hedef olduğu.
O que está a dizer-me é que o mais certo é ele ser suspeito nos homicídios do Bunk.
Eğer çözemezsen, bende ekibi Cinayet Masası ekibine çeviririm böylelikle çözülememiş cinayetler için suçlanmana gerek kalmaz.
Se não os resolverem, arranjei maneira de a Unidade de Homicídios não ter de arcar sozinha com a responsabilidade pela fraca taxa de resolução.
Cinayetler sende kalır, ben de başımı derde sokmamış olurum.
Fique com os homicídios, e eu não terei problemas.
Şu an da, cinayetler hakkına ne kadar az şey duyarsa o kadar mutlu olacaktır.
Quanto menos ele souber que está envolvido numa investigação de homicídio, mais feliz se sentirá.
İşlediğin cinayetler için bir skor tabelası tutmalısın.
Precisas de um caderno para tomares nota dos que limpas.
Gayrı resmi olarak burada çalışabilirsiniz bilgilerimizi paylaşırız. Fakat cinayetler Cinayet Masası'nda kalıyor.
Podem instalar-se aqui e podemos partilhar informações, mas os homicídios ficam para a brigada de Homicídios.
Taklit cinayetler işleyen diğer suçlularla aynı sebepten.
Pela mesma razão que os criminosos se imitam.
Sebebi gizlemek için kopya cinayetler işlediler.
Imitaram o crime para esconder o motivo.
Eğer bunu seri cinayetler gibi göstermek istiyorlarsa Linda'nın, Morgan'ın ilk kurbanını aldığı köşe başındaki Eon'a gelmesi onlar için çok büyük bir şanstı.
E se estavam a tentar que parecesse um assassínio em série, tiveram imensa sorte por a Linda ter ido ao Eon, ao virar da esquina do lugar onde o Morgan apanhou a primeira vítima.
2. Seviye'deki şu seri cinayetler...
Essa série de assassinatos no Nível 2...
Şu cinayetler hakkında.
Sobre esses assassinatos.
Bu cinayetler Los Angeles'da yasadışı uyuşturucu ticareti için savaşan çetelerinin son marifeti olarak değerlendiriliyor.
Estes assassinatos são o último episódio do que parece ser uma guerra de gangs pelo controle ilegal de drogas em Los Angeles.
Bilseniz ne cinayetler işlendi efendim!
... o seu crime condenável está feito!
Bilseniz ne cinayetler işlendi.
Ó, meu bom senhor, o seu crime condenável está feito.
Bilseniz efendim ne cinayetler işlendi haksız yere...
O, meu bom senhor, esse assassinato condenável... Falsamente falsamente assassinada!
Ben bir katilim. Ben cinayetler işleyen bir piçim. Bunu biliyorsun.
Sou um assassino, um bode assassino, e tu sabes disso.
Ve cinayetler işleyen bir piçin kalbini kırmanın yol açtığı sonuçlar vardır.
Existem consequências por ferir o coração de um bode assassino.
Medyadaki şiddet... Çete şiddeti, cinayetler, özellikle seri katiller...
Toda a violência nos media, gangs, homicídios, serial killers.
Bu cinayetler birbirine çok benziyor, sence de öyle değil mi?
Bem, mas os homicidios são similares, não achas?
Cinayetler, hay Allah.
Homicidios, meu Deus.
Cinayetler başlamadan hemen önce çiftlikten ayrılmıştı ama çölde Charlie ile epey bir vakit geçirdi.
Ele deixou o rancho antes dos homicidios começarem mas passou muito tempo com o Charlie no deserto.
Tabii ki sanatsal, hayal gücünün en üst boyutlarında cinayetler de gördüm.
Já vi crimes artísticos, exercícios supremos à imaginação.
Bütün cinayetler şehrin belirli bir bölgesinde işlenmiş. Ve hepsi de bir cerrahın neşteriyle.
Os crimes foram cometidos... na mesma pequena parte da cidade... e todos com um bisturi de cirurgião.