Dağlarda traducir portugués
540 traducción paralela
Şimal geyikleri dağlarda yaşar ve her yıl toplanıp geyik sohbeti yaparlar.
Os veados vivem nas colinas e descem para o congresso anual.
Yaylalarda, dağlarda yaşıyor........
Vive como um salvagem, nas montañhas.
"Geceleyin, dağlarda rüzgarlar uluyor."
"À noite, o vento uiva nas montanhas."
Canavar... Tepelerde görülmüş, dağlarda dehşet saçıyormuş.
O monstro - ele foi visto nos montes, a aterrorizar as encostas.
İyileştiğimde dağlarda küçük bir ev alalım...
Quando me recupere... compraremos uma casinha nas montanhas.
Dağlarda, hoş bir yerde senin için bir tatil planlamıştım.
... a planear umas ferias contigo na montanha, num hotel bonito.
O zaman 20 yaşındaydı. Bir kafile onu gelin gittiği yere götürüyormuş... ama dağlarda yollarını kaybetmişler.
Tinha 20 anos na altura. la ter com o noivo, quando os transportadores se perderam nas montanhas.
Çünkü hep seni o uzak dağlarda düşünüyorum.
Porque passo a vida a lembrar-me de ti por esses montes.
- Dağlarda sakladığım para...
- O dinheiro que escondi nas montanhas...
Dağlarda.
Está nas montanhas.
Bu dağlarda külhanbeyliği yapmak keyifli olmalı.
Deve ser muito agradável isto aqui na montanha.
Bu dağlarda benden başka kimsenin sözü geçmez.
Aqui sou eu que comando e mais ninguém.
Biz bu dağlarda saklanıyoruz.
Nós escondemo-nos nestas montanhas.
Bugün yüksek dağlarda Condor kuşu avlayacaktım.
Ia às montanhas caçar condores.
Bu, dağlarda itiş kakış, açlık ve susuzlukla geçen 6000 ay ya da 500 yıl eder.
Isso dá 6.000 meses, ou seja, 500 anos, a subir a montanha, a passar fome e sede.
Eğer dağlarda altın varsa ne zamandır orada duruyorlardır?
Se existe ouro nas montanhas, há quanto tempo está lá?
Bu dağlarda bir şeyler varmış gibi hissediyorum.
Tenho o pressentimento de que há muito dinheiro nessas montanhas.
O günden sonra nereye gidersem gideyim şehirlerde, Apachelerin arasında, dağlarda hiç aklımdan çıkarmadım : Karım benimleydi.
A partir desse dia, onde quer que estivesse nas cidades, junto dos Apaches, nas montanhas eu sempre recordarei que a minha mulher está sempre comigo.
Ben dağlarda bir şey yitirmiş değilim.
Bem, eu, não perdi nada nas montanhas.
Neden mi, geçen sonbahar, genç bir evli kadın tapınağa gitmişti. O ve hizmetçisi dağlarda ölü bulundu.
Porque no Outono passado, uma jovem esposa foi ao templo e ela e a sua ama foram encontradas mortas nas montanhas.
Sizi vadiden söküp atarlarsa dağlarda yaşayın, ama yaşayın!
Se eles vos puserem fora do vale, vivam nas montanhas, mas vivam.
Dağlarda ihtiyacımız olacak.
Vamos precisar muito dele nas montanhas.
Akla gelebilecek her türlü silah o dağlarda gizli.
Há todo o tipo de armas imagináveis escondidas naquelas montanhas.
Birgün dağlarda yürüyorduk,
Andando juntos pelas montanhas, um dia ele aproximou-se e disse :
Biz otoyoldan şaşmayalım. O dağlarda tuzağa düşme olasılığı çok fazla.
Iremos pela auto-estrada, pode haver surpresas nessas montanhas.
Shoshone'ler dağlarda yaşar.
Os Shoshones vivem nas montanhas.
Dağlarda büyüyen bir kızın silahını kaybetmiş olacağına inanmıyorum.
Não me acredito que uma garota que cresceu na fronteira perca uma arma.
Sanırım bu günlerde bir kaç saatini dağlarda geçirdin.
O imperador disse-me que montas muito bem a cavalo.
Sonra güneydeki dağlarda savaş ateşi gördük.
Então vimos a fogueira de guerra nas colinas deles, a Sul.
- dağlarda yaşarsan belki iyileşir.
- Faça a mala e vá viver nas montanhas.
İğrenç barlardan çıkıp dağlarda yaşayacakmışım.
Afaste-se dos malditos bares, faça a mala e viva nas montanhas.
İnsanlar dağlarda çok daha büyüleyici.
Os homens são muito mais fascinantes nas montanhas.
Sadece bir idam görmek için dağlarda 160 km. at mı sürdün?
Fizeste 7 km através das montanhas só para ver um enforcamento?
Dağlarda kar eridi ve tomurcuklar açtı.
As montanhas perderam a neve e está tudo em flor.
Bu dağlarda daha önce hiç bulunmuş muydunuz, Bayan?
Já esteve nestas montanhas antes, senhorita? - Não.
Birçok haydut bu dağlarda saklanıyor.
Muitos bandidos escondem-se nas montanhas.
Bu günahkar bakireyle dağlarda at süreceğim ve böyle bir kız istemiyorum diyeceğim.
Cavalgarei até as montanhas com esta donzela malvada e direi : " Tal filha, não desejo.
Söylediğin gibi sinyor, dağlarda.
Como diz, señor, nas montanhas.
Kölelerin başlarını topraktan kaldırdıklarını görmek... diz çöktükleri yerden ayağa kalktıklarını görmek... dudaklarında bir şarkıyla... dimdik ayakta... haykırarak... dağlarda koştuklarını duymak... ovalarda şarkılar söylediklerini duymak.
Ter visto escravos levantando a cabeça do pó... vê-los erguer-se do chão... porem-se de pé... com um poema nos lábios... ouvi-los... troar pelas montanhas, gritando... ouvi-los cantar pelas planícies.
Tüm hayatımız boyunca, dağlarda, karımla beraber keçi sürüsü besledik.
Temos cuidado das cabras, nas montanhas, toda a nossa vida a minha mulher e eu.
Dün gece dağlarda bir kurt duydum.
Ontem à noite, ouvi um lobo nas montanhas.
Ama dağlarda herkes eşittir.
Mas, nas montanhas, todos são iguais.
Bu dağlarda yaşıyorum.
Vivo nas montanhas.
Bu dağlarda gizli bir yol biliyorum.
Eu sei de um carreiro secreto que passa por estas montanhas.
Dağlarda açlıktan ölmekten iyidir, Geronimo.
É melhor que morrer à fome nas montanhas, Gerónimo.
Aslına bakarsanız, dağlarda yaşayan birini daha önce hiç görmemiştik.
Nunca tínhamos visto um homem da montanha.
Burada, yüksek dağlarda bir araya geldik bu seçkin toplulukla beraber bu adam ve bu kadını bir araya getirmek için.
Reunimo-nos nestas montanhas na presença de tão augusta companhia para unir a ambos em matrimônio.
Dağlarda ölen zavallı adama ait.
Era do velhote que morreu.
Fiyordun biraz kuzeyindeki dağlarda bir birlik var.
Há uma unidade que opera a norte do fiorde.
Çiftçiler dağlarda.
Os fazendeiros estão nas montanhas
Dağlarda olmayı isterdim. Rüzgarı teninde hissetmek öyle harika ki.
É tão bom sentir o vento no rosto.