Demiştir traducir portugués
211 traducción paralela
- Demiştir, ama ben aşağıya inmiyorum.
- Foi o que pensei, mas não vou descer.
Belki benden kurtulmak için evet demiştir diyordum.
Pensei que tinhas dito que sim só para te livrares de mim.
"Ama, Bill Starbuck, nereye gidersen git, oraya yağmur getireceksin," demiştir.
Mas, Bill Starbuck, onde quer que vá, vai trazer chuva.
Belki bizim iyi yürekli Barney bara gelip sizden içki alırken... göz kırpmış, "Bu yavruyu götürüp ona tecavüz edeceğim" demiştir.
E quando o bom velho Barney lhe veio pedir bebidas, talvez lhe tenha piscado um olho e dito : "Vou levar esta boneca e violá-la."
Ulysses'i bu tavrı yüzünden artık sevmez, ki kendisine de bunun böyle olduğunu demiştir zaten.
Deixou de querê-lo por causa de sua conduta... e lhe disse.
Onu götürürlerken, "Lütfen, götürmeyin. Bir daha... -... yapmayacağım" demiştir.
"Por favor, não me levem, não volto a fazer isto."
Umarım, "iyi bir peri bıraktı!" demiştir.
Espero que ele tenha dito : "A boa fada trouxe, senhor!"
Eminim bir kez daha sormuşlardır ve eminim o da "evet" demiştir.
E aposto que lhe voltaram a pedir e aposto que ele aceitou.
- Sence ne demiştir?
Adivinha.
Filozof Descartes, kendisini burada ziyaret ederek Constantin Huygens'e "Bir insanın bir çok alanda uğraşı içine girip hepsinde doğru sonuç alabileceğine inanmıyorum." demiştir.
O filósofo Descartes, que o visitava aqui, dizia de Constantijn Huygens : "não podia supor que um único espírito, pudesse ocupar-se de tantas coisas, e de estar tão bem fundamentado acerca de cada uma delas."
"Ben dünya vatandaşıyım," "bilim de dinimdir." demiştir.
"O mundo é o meu país" dizia, "a ciência a minha religião."
Hollandalılar gemilerine "uçan gemi" demiştir ve Voyager da onların mirascısı olmalı gerçek uçan gemi yıldızlara uzanan, ve yolu üzerinde dünyalı Christiaan Huygens'in görüp vurulduğu gezegenleri keşfeden araç.
Os Holandeses chamavam aos seus barcos os Barcos Voadores e as naves espaciais Voyager são os seus descendentes, verdadeiros barcos voadores, com rumo às estrelas, e que no caminho, exploram alguns desses mundos que Christiaan Huygens, um homem da Terra, conhecia e amava tanto.
Antoine Willot, Fransız işadamları için ne demiştir, biliyor musunuz?
Sabe o que Antoine Willot dizia dos homens de negócios franceses?
Bapu daima şunu demiştir : Hindistan'da iki türlü kölelik var.
Bapu sempre me disse, que a Índia conhece dois tipos de escravatura :
Acaba ne demiştir?
Ele disse o quê?
Yüce İsa bunu şöyle demiştir :
E o nosso Senhor Jesus Cristo disse esta frase surpreendente.
Ve unutmayın Tanrı demiştir ki "Hepiniz kutsandınız"
Mas lembrem-se : Deus afirmou, "Abençoados sejam os pacificadores".
"Gladys" e "Mary" demiştir.
Ele... ter gritado "Mary", em vez de "Gladys".
Marx, neye toplumların afyonu demiştir?
O que era o ópio do povo, segundo Marx?
- Bir şey demiştir mutlaka.
- Alguma coisa ele deve ter dito.
Pekala Ryan. Kızlardan hangisi senin hakkında bunu demiştir :
Ok, Ron, qual das nossas meninas disse o seguinte de ti...
Paul, defterdeki isimlere bakıp "Ben Kolomb'um" demiştir herhalde.
O Paul deve ter olhado para aqueles nomes todos e dito "Eu sou o Colombo."
Hastaya ne demiştir?
O que é que ele disse ao doente?
"Die Wissenschaftler rechnen damit, dass sie eines Tages eine Theorie haben, die alles erklart, so dass nichts mehr erklart werden muss." demiştir.
Os cientistas esperam poder, um dia sair da teoria que explica que nada mais precisa de ser explicado.
Henry Ward Berecher 1887'de şöyle demiştir. 1887 mi? yirminci yüzyıldayız.
Henry Beacher escreveu em 1887, em "Provérbios do Púlpito"...
O demiştir ki : " Tehlike ve ölüm karşısında tüm varlıklar ürperir.
Ele disse : "Todos os seres tremem perante o perigo e a morte."
- Evet. O zaman "Moo" demiştir.
Sim, ele diz : " "m-u-u" ".
Evet, eminim öyle demiştir.
Tenho a certeza disso.
Bütün İngiliz basını sabah kalkıp, "Aa, ben Anna Scott'un nerede olduğunu biliyorum... o Notting Hill'deki mavi kapılı evde." demiştir.
A Imprensa britânica acordou esta manhã, e pensou : "Sabemos onde está a Anna Scott. Na casa de porta azul em Notting Hill."
"İyi bir okuyucuyum." demiştir, haklı mıyım?
- Ele dizia que era um leitor ávido?
- Evet. Tahminimce, sizinkiler sana asla evlenme de demiştir.
Eles também te disseram para nunca casares?
Clausewitz demiştir ki ; savaş, politikanın doğal halidir.
Clausewitz disse que a guerra é o prolongamento natural da política.
Lao - tzu "Aptal adam Tao'yu öğrenince ne yapar?" demiştir. - Ne yaparmış?
Lao-tzu disse, quando o homem insensato houve falar do Tao, sabes o que faz?
"Harika. Şimdi çıplak kalçaları karanlıkta da görebiliriz" demiştir.
Disse : "Óptimo, agora podemos ver os rabos nus no escuro!"
Arkadaşlar gelmiş olabilir, maç iyi gidiyorsa biri "Hadi şunu kaydet." demiştir. Sadece iyi bir ev sahibi olmaya çalışıyordum.
A malta pode ter estado cá, e se o jogo estava a ficar bom, alguém pode ter dito : "Devias gravar isto!"
Ve kahin demiştir
E videntes disseram
Ve kahin demiştir. *
E videntes disseram
- Doğru. Hep şunu demiştir Truffaut en iyi filmlerin...
O Truffaut sempre disse que os melhores filmes não se fazem...
Eminim demiştir.
Aposto que o fez.
- Nicky de öyle demiştir.
- Foi isso que o Nick disse.
- Walt Whitman, Homer'i, Dante'yi ve Shakespeare'yi okurdu. Romancı Edna O'Brien söyle demiştir : "Her yazar her gün biraz Proust okumalıdır."
Walt Whitman leu Homero, Dante, Shakespeare... e a novelista Edna O'Brien foi citada como dizendo... que todos os escritores deviam ler Proust todos os dias.
Eminim geveze adamın teki bundan çok hoşlanan bir kadın bulmuştur ve herkese, "kadınlar buna bayılıyor" demiştir.
Um fala-barato encontrou uma mulher que adorava isso e disse : "As mulheres adoram!"
Evet, demiştir. KesinIikIe buna inanıyordur.
Claro, e até deve acreditar nisso.
İlk insan ölüsü karşısında olduğu gibi, son ölen insanın da karşısında, "Bunun böyle olması gerek." demiştir akıl.
Assim há-de ser sempre.
Muhtemelen biliyorsunuzdur Barses söyle demistir : "Geçmiste, tanrisal kahramanlar ve epik hikâyelerle ortaya çikan kültürel çalismalar simdilerde çamasir deterjani reklamlari ve çizgi roman karakterleriyle yapiliyor."
Como deve saber, Barthes disse : "O trabalho cultural, que no passado era feito por deuses e sagas épicas, " é feito agora por anúncios de detergentes para roupa
Yüce İsa demistir ki...
Jesus disse...
Evet, ve eğer rol bile yapamıyorsan, evlen demiştir!
E se já não te interessa, casa.
Onları korumak için her şeyi yaparım. " demiştir.
O Ryan respondeu, "Rabinos são padres Judeus. e eu vou fazer tudo que for possível quanto a eles."
İlk insan ölüsü karşısında olduğu gibi son ölen insanın da karşısında "Bunun böyle olması gerek." demiştir akıl.
"É assim que deve ser."
Belki taquitos demiştir.
Talvez fosse taquitos.
Belki de sadece bu işin peşini bırakman için öyle demiştir.
Talvez ele estivesse apenas tentando te despistar.
demiş 290
demiştin 153
demişti 245
demiştiniz 30
demiştim 223
demişler 27
demiştim sana 23
demiştin ki 26
demiş ki 28
demişti ki 31
demiştin 153
demişti 245
demiştiniz 30
demiştim 223
demişler 27
demiştim sana 23
demiştin ki 26
demiş ki 28
demişti ki 31