Dersiniz traducir portugués
5,299 traducción paralela
Söylüyorum sadece. Bir bakın, sonra bana deli dersiniz.
Eu só digo, venham ver isto, e digam-me se estou maluco.
Şimdi size bizim, bizim derken bu programın soruşturmaya yardımcı olduğunu söylesem ne dersiniz?
Se eu dissesse que nós, e por'nós', quero dizer o programa, tivéssemos uma maneira de ajudar a resolver este caso?
Buraya gelip beni görmeye ne dersiniz? İlk gelen kazanır.
Que tal virem até aqui falar comigo?
Söylesenize buna ne dersiniz?
Diga-me. O que acha deste?
Dua edip içindeki eş cinselliği çıkartırlar mı dersiniz?
Acha que umas rezas a deixariam menos gay?
Dodee'nin yaptığı şu zımbırtıya ne dersiniz?
E se usarmos aquela geringonça que a Dodee construiu?
Nası dersiniz, Normal yol değil, Ama arka yol, Arka... Anladım.
Como você diz, não de forma normal, mas o caminho de volta... eu entendo.
Birinizin çıkması yerine Hepimizin buradan çıkmasına ne dersiniz?
Que tal em vez de um perdão, todos nós sair-mos daqui?
Buna ne dersiniz?
Bem, que tal isto?
Başta şaka olsun diye "Nükleer reaktöre ne dersiniz?" dedim.
No princípio, eu disse : 'Isso é uma piada. Que tal um reactor nuclear?
Nasıl dersiniz bunu?
Como é que pode dizer isso?
Şuradaki sandalyelere oturmaya ne dersiniz?
Vamos sentar-nos nos cadeirões?
Pekala, Branch Connaly'ye yardım etmeye ne dersiniz?
Que tal uma salva de palmas para o Branch Connally?
Onu bulmaya ne dersiniz?
Porque é que não vão à procura dele?
Şuna ne dersiniz?
Que tal o seguinte...
Hep beraber bowlinge gitmeye ne dersiniz?
Hey, o que achas de irmos todos jogar bowling?
Capp, benimlesin. Herrmann, Otis, ufak bir yardıma ne dersiniz?
Herrmann, Otis, uma ajudinha?
Peki buna ne dersiniz?
Que tal isto?
Daha özel bir yerde konuşalım, ne dersiniz?
O que acha sobre conversarmos num lugar mais em privado?
Odana çıkıp başlamaya ne dersiniz çocuklar?
Que tal subirem para o quarto e começarem?
Kazı şarkısına ne dersiniz?
Ei, que tal uma canção sobre escavação?
Kılavuza ya da bi şişe suya ne dersiniz?
Precisam de direções ou de uma garrafa de água?
Hayatınızı kurtarabilecek bir yöntem öğrenmeye ne dersiniz?
Quer aprender um procedimento que pode salvar a sua vida?
- Biraz müziğe ne dersiniz?
- E que tal uma música?
Saçımı geri dikebilirler mi dersiniz?
Será que me podem coser o cabelo novamente?
Şu adama ne dersiniz?
Que tal ele ali?
Bu yüzden biriyle motosikleti hakkında konuşmaya başlarsınız. Sonra farkedersiniz o adam bir beyin cerrahıymış, ve sonra şöyle dersiniz,
Está a falar com alguém numa moto e descobre que essa pessoa é um neurocirurgião
Güneyli bir eşcinsel adama ne dersiniz?
O que você chama um homem gay do Sul?
Uyuşturucuya ne dersiniz?
Que tal drogas?
Neden böyledir dersiniz, Bay Bohannon?
Por que acha que é, Sr. Bohannon?
Pekala, buna ne dersiniz?
Que tal isto?
Ne dersiniz beyler, Nelson'ın Yeri'ne gidelim mi?
O que dizem, rapazes, vamos ao Nelson?
Doktor Burr, Wayne malikânesinde benim konuğum olmaya ne dersiniz?
Dr. Burr... quer ser meu convidado na Mansão Wayne?
Bunlara ne dersiniz?
E isto aqui?
O yüzden dışarı çıkıp sıranızın gelmesini beklemeye ne dersiniz?
Assim como vocês os dois atrás da porta e à espera da vossa.
Önce ebeveynlerinizi bulmaya konsantre olmaya ne dersiniz?
Que tal nos concentrarmos em encontrar os vossos pais primeiro?
- Gelene kadar size eşlik etmeme ne dersiniz?
- Posso fazer-lhe companhia?
Yakalanmasından beni mi sorumlu tutuyor dersiniz?
Acha que ainda me culpa pela prisão dele?
- Fair Haven'a gidip kutlamaya ne dersiniz?
Quem quer ir para Fair Haven festejar?
Ru kostümümü giymem garip mi olur dersiniz?
É esquisito se levar vestido o meu disfarce?
Vanessa ile geçireceğim normal bir ilişkideki acizliğime ne dersiniz?
Que tal... À minha incapacidade de ter uma relação normal com a Vanessa?
Amy için içmeye ne dersiniz peki?
Que tal brindarmos à Amy?
Peki ya profesyonel nezakete ne dersiniz?
- Apenas por cortesia profissional.
Elbiseye ne dersiniz?
Que tal um vestido?
Zamanda yolculuk etmeye ne dersiniz?
Querem algo mais antigo?
Sonra da elveda dersiniz.
E depois... "Adios," sabem?
Her zaman bir elveda dersiniz.
Sempre o "adios."
Ne dersiniz?
O que achas?
Yani bu akşamı hele bir atlatalım, yarın sabah kalktıktan sonra hala aynı fikirdeyseniz o zaman hayır dersiniz.
Pensa nisso, simplesmente. E se acordares amanhã, e te sentires da mesma forma, então, diz-me que não.
- Bir "şova" ne dersiniz?
Que tal um espectacular?
Buna ne dersiniz?
Bem... E que tal isto?