English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ D ] / Değil mi

Değil mi traducir portugués

245,416 traducción paralela
Değil mi?
Certo?
Sağ kolundan beklediğin bu değil mi?
Não quer isso num braço direito?
Önemli olan bu değil mi? Daha iyisini yapmak.
Não é esse o objectivo, ser melhor?
Chris'in de böbreği var değil mi?
E o Chris - também tem um rim?
İyiyiz değil mi?
Então, estamos bem?
Geri dönmek güzel, değil mi?
- É bom estar de volta, não?
- Değil mi Warren?
- Não foi, Warren?
Şaka yapıyorsun değil mi?
- Estás a brincar.
Gerçekten. Önemli değil çünkü artık April var, değil mi?
- Por que tens a April agora, certo?
Antonio, değil mi?
Antonio! Antonio!
Burada kimin yaşadığını biliyorsun, değil mi?
Sabes quem mora aqui, certo?
Cabe, bir kaç haftalığına çökecek bir yere ihtiyacın var değil mi?
Cabe, precisas de um lugar para ficar, não é?
Hesaplamaların yanlıştı, değil mi?
Os meus cálculos estavam errados, não é?
Birlikte olmak demişken, şu gelen senin popoya hasta olan güzel hatun değil mi?
Por falar em ficar com alguém, não é com ela que estás gamado?
Hala bitirilmemiş bir Stratego'muz var değil mi?
Ainda temos de terminar o Stratego, está bem?
Karıncalanmayı cidden hissediyorsun değil mi?
- Sentes o formigamento, não sentes?
İnanılmaz, aortunu onardık, kanını seyrelttik, ciğerlerini gazla doldurduk. - Bu hakikaten işe yarayacak değil mi?
Incrível, colamos a aorta, afinamos o sangue, gaseificamos os pulmões, vai funcionar, não vai?
Tam arkadaş olduktan sonra beni terk etmeyeceksin değil mi?
Vais abandonar-me depois de ficarmos amigos?
Çöl güneşinde ferah bir gün için çok fazla değil mi?
O que não fazemos por um dia ao sol relaxante?
Tim hakkında bana hala kızgınsın değil mi?
Ainda estás zangada comigo por causa do Tim, não estás?
Havlamaları sorun değil mi?
O latido não é um problema?
Ben benim için endişelendin, değil mi?
E estavas preocupada, não estavas?
Tahminen 70'lerin başında Pendleton'a girdin değil mi?
Deves ter entrado em Pendleton, no início dos anos 70?
Tüm bu silah doğrultma, halatla bağlama olaylarına dayanarak gittiğimizi anlamış olduklarını söyleyebilirim, değil mi?
Então, baseado nas armas apontadas e nas cordas amarradas, presumo que eles descobriram que fugimos, não foi?
Oyunuz bana değil mi?
Posso contar com o teu voto?
Sosyalleşmeye gelmediniz değil mi?
Isto não foi um convite social, pois não?
Bu her geçen gün daha zor oluyor, değil mi?
Isto fica mais difícil a cada dia, não é?
Ama ben onaylarım, değil mi?
Mas achas que eu sim?
Bu kitaptaki herkes Storybrooke'da yaşıyor, değil mi?
Então, todos deste livro vivem aqui em Storybrooke?
Ona çocuğu olduğunu söylemedin değil mi?
Não lhe disseste que tem uma filha, pois não?
Emma laneti kırmaya çalışıyor değil mi?
A Emma está a tentar quebrar a maldição, não é?
Pazarlık yapmayı pek beceremiyorsun, değil mi?
Não é lá grande negociador, pois não?
Bunun için beni yargılamayacaksın, değil mi?
Espera. Não me estás a julgar por isso, pois não?
Belki seninki de, değil mi?
E talvez também me quisesses ao teu lado.
Onun peşine düşmemi istemiyorsun, değil mi?
Não queres que vá atrás dele, pois não?
Yani, buraya geçebilmesinin... bir sebebi olmalı, değil mi?
Tem de haver uma razão por que ele passou o portal, não é?
Ama her çağda yasak aşklar vardır, değil mi?
Mas todas as eras têm amantes proibidos, certo?
- Dick suçlu, biliyorsun, değil mi?
- Sabes que o Dick é culpado, certo?
Genç William Carlos Williams gibi, değil mi?
Parece um William Carlos Williams jovem, não acham?
Güzel filan olduğunun farkındasın, değil mi?
Tu sabes que és bonita e tal, certo?
- Yaptığımız her şey öyle değil mi?
E tudo o que fazemos não é?
Sonuçta bir anneninde ihtiyaçları vardır değil mi?
Digo, uma mãe tem necessidades, não concorda?
Ash'in boşanma arabulucusunun suç mahalinde dolaşması pek muhtemel değil değil mi?
É bastante improvável o medidor de divórcio do Ash estar na cena do seu homicidio, certo?
Eğlenceli değil mi?
Isto é divertido, não é?
Başarılı bir evliliğin sırrı bu değil mi?
Essa não é a chave para um casamento de sucesso?
- Yani demek istediğin şu ki sen Batman ve Robini ayıramazsın değil mi?
Digo, não iriam separar - o Batman e o Robin, pois não?
Bu güzel bir şey değil mi?
Isso é uma coisa boa, certo?
Mutlu son, değil mi?
É só um final feliz, certo?
Vaktimiz olduğunu söylediniz değil mi?
Disse que temos algum tempo, certo?
İçerisi serin değil mi?
Aqui está frio, não está?
Yani artık idare sende değil, Duke'ta olacak, öyle mi?
Então, não és tu que vais mandar? É o Duke?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]