Dinleme traducir portugués
3,004 traducción paralela
- Geride dur. Onu dinleme.
- Como é que ela sabe o meu nome?
Isabella, onu dinleme.
- Isabella, não a oiças.
- Dinleme onu.
- Não lhe dês ouvidos.
Üstünde dinleme cihazı mı var?
Tu estás com escutas?
Dinleme cihazı var.
Estou cheio de escutas.
Madem bu kadar palavracı, dinleme cihazı nerede?
Se ele era só tretas onde estão as suas escutas?
Birbirinizden ve bu dinleme cihazından başka şeye sahip değilsiniz.
Terão um ao outro e esta escuta.
Dinleme cihazı taramalarının çoğunu atlatır ve üç mil menzili var.
A maioria das sondagens deixa passar, e o alcance é de 4,8 km.
Pekala Maddy, sakın unutma. Oraya girdiğimiz zaman Şerif denen elemanı biz, bürosunu bulup telefonuna dinleme cihazı yerleştirene kadar oyalaman lazım.
Maddy, lembra-te, quando estivermos lá, tens que manter o tal Sharif muito tempo ocupado para irmos ao escritório e grampear o telefone.
Onu dinleme, Ronald.
Não lhe dês ouvidos, Ronald.
Bu dinleme kitabına öyle alıştım ki, hep dinliyorum, garajda oturuyorum öyle.
Estou tão fascinada com o audiolivro que quero acabar de o ouvir e meto-me na garagem.
Dinleme kitabımı kasetçalarda taşıyorum.
Ando com os audiolivros num Walkman.
- Beni dinleme sen
- Não dês ouvidos à minha voz mariconça.
- Evet, dinleme.
Sim, continua. Continua.
Onu dinleme, Cam.
Não dê ouvidos a ele, Cam.
Dinleme onu.
Não lhe dê ouvidos.
O kaltağı dinleme!
Não dê ouvidos a essa cabra!
Üzerinde dinleme cihazı var mı, Bay Maldonado?
Tem alguma escuta consigo, Sr. Maldonado?
Ölümcül metal müzik dinleme aşaması için prova yapıyorum.
Estou a ensaiar a minha fase do metal pesado.
- Onu dinleme
- Não lhe dês ouvidos.
Dinleme onu!
Que se foda este gajo.
Hain Wesker'ı dinleme.
Não dês ouvidos ao traidor do Wesker.
Onu dinleme.
- Não, não me dês ouvidos... estou a tentar tornar-nos ricos. - Não lhe dês ouvidos.
Onu dinleme.
Não a ouças.
Dinleme onu.
Não ouças.
Onları dinleme! Ben yapmadım!
Eu não fiz isso.
Bak Lola, onu dinleme.
Sabes, não lhe dês ouvidos, Lola.
Sessizliği dinleme sırası sende.
É a tua vez de não ouvir nada.
Çantasına dinleme cihazı koyan sensin.
Não devia saber? Você é que tem o microfone na mala dele.
Çantanızda dinleme cihazı bulduk efendim.
Encontrámos um dispositivo de escuta na sua mala.
- Dinleme cihazı mı?
- Um dispositivo de escuta? - Microfone.
Onu dinleme.
Não lhe dês ouvidos.
- Dinleme cihazı kurmak mı istiyorsun?
- Você quer colocar uma escuta?
Eğer dinleme cihazı seni mutlu edecekse, hadi durma ne yaparsan yap.
Se a escuta o faz feliz, vá em frente.
Glans'ta ki dinleme cihazını nasıl onayladın?
Como pode aprovar uma escuta ao Glans?
Aspen, dinleme cihazları kullanmada bazı kurallar, var, bunları gayet iyi biliyorsun.
Aspen... há regras para fazer escutas, você sabe muito bem.
Biz dinleme istasyonuyuz Agnes.
Somos uma estação de escuta, Agnes.
Birisi daireyi dinleme aygıtları için aramış ya da onları çıkarmak için.
Alguém destruiu o local à procura de escutas, ou removendo-as.
Dinleme aygıtı belki ama bunu yapmazlar.
Escutar talvez, mas não isso.
- Onu dinleme.
- Não lhe dês ouvidos.
Sen bunu dinleme, memelerine sıçmak bile isteseler, durumu idare etmelisin.
Tapa os ouvidos. Não me interessa se eles querem fingir que te cagam nas botas.
- Dinleme.
- Não o ouças.
Dinleme onu.
Não lhe dês ouvidos.
Winston, sen ona soru sor ona dikkatini ver, onu dinle yeter. Bunu dinleme.
Winston, faz perguntas, presta-lhe atenção, ouve-a e não o ouças a ele.
Eğer seni işe alırsa dinleme cihazı takmam. İfade vermem. Taylor'a yalan söylemem.
Se ele te aceitar, não vou levar escuta, não vou testemunhar e não vou mentir ao Taylor.
Bükreş'de biz hep iyi otellere dinleme cihazları yerleştirilmiştik.
Em Bucarest, infiltramo-nos nos melhores hotéis.
Ne yaparsan yap, onu dinleme. Onu dinleme.
Não o ouças, não lhe dês ouvidos...
Bak, konferans odasına girip dinleme cihazı yerleştireceğim.
- Não podes ir sozinha para lá. Vou só à sala de conferências para colocar uma escuta.
- Beni dinleme demiştim.
- Desculpa! Eu sei!
Tekrarlıyorum ; o fazla gelişmiş bataklık kurbağasını dinleme sakın.
Dês ouvidos àquele sapo do pântano superdesenvolvido.
Onları dinleme!
Não lhes dês ouvidos.
dinlemek istiyorum 18
dinlemek istemiyorum 29
dinleme onu 24
dinlemelisin 16
dinlemeyeceğim 24
dinlemek ister misin 36
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinle ahbap 23
dinlemek istemiyorum 29
dinleme onu 24
dinlemelisin 16
dinlemeyeceğim 24
dinlemek ister misin 36
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinle ahbap 23
dinlen 93
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19