Diğeri de traducir portugués
1,911 traducción paralela
Birisi yedek diğeri de şey için gereken...
Um destes é de reserva, e um deles é o que supostamente...
Birinin elinde pizza var, diğeri de Los Angeles'tan geldiğini söylüyor.
Um tipo com uma pizza e outro que acabou de chegar de Los Angeles.
Bir subayımız öldü. Diğeri de öldü ölecek.
Um marinheiro morreu ; e o outro está a moribundo.
Diğeri de Malamadre'nin sağ kolu Tachuela.
O outro é o Tachuela, o braço direito do Malamadre.
Genelde biri öğrenince diğeri de öğrenir.
Bem, quando um sabe o outro também.
Birinin ölümünden, diğeri de canlı kurtulamazdı.
Nenhuma poderia ter sobrevivido à morte da outra.
Diğeri de Hicks'in.
E outro estava no Hicks.
Vay, diğeri de izliyor.
Oh, o outro está a olhar.
Birisi eski sevgilim diğeri de en iyi arkadaşımdı.
A primeira, a minha amante e o segundo, o meu melhor amigo.
Ayrıca iki kriz olduğunu söylediğimi de hatırlıyorum birisi kızınla olan, diğeri de buradaki.
Também me lembro de dizer que haviam duas crises, uma com a sua filha e outra aqui.
Bir tanesi Münih'de bira içerek diğeri de Toskana'da şarap içerek.
Um a beber cerveja em Munique e outro a beber Chianti na Toscana.
Zaten bir çocuklarını kaybetmişler, diğeri de dünyanın öbür ucunda.
Tinham perdido um e o que restava estava do outro lado do mundo.
Biri kelepçeleri, biri zincirleri, diğeri de prangaları açıyor.
Um para as algemas, um para as grades, e um para os ferros das pernas.
Biri Stanford'da. Diğeri de Washington Üniversitesi'nde.
Um em Stanford, outro na U-Dub.
Bir tanesi o ve eşi için, diğeri de "eğlenmek" için.
Um é para ele e para a sua mulher, outro para o "entretenimento".
Komuta koltuğunun sonuçlarını aldım, biri kurbana, diğeri de kimliği belirsiz bir kadına ait, yani sonuca yaklaşıyoruz.
Recebi os resultados da cadeira do comandante, e é da vítima, mais de uma mulher desconhecida, por isso estamos próximos.
Belki biri eve girerken.. ... diğeri de arabada bekledi.
Talvez um deles entrou na casa enquanto o outro esperou no carro.
Her birimiz bir kişiyi vurur, Diğeri de kapanın elinde kalır. ( Diğeri içinde taşak tekmelemece oynarız. )
Alvejamos um e espancámos o outro.
Bir tanesi bizim onunla konuştuğumuz 314 numara. Ve diğeri de... 319 numara.
Um onde falámos com ela no 314 e outro no 319.
Bir diğeri de bir kerelik iş ilişkisi kuralımın daha fazla sürdüremeyeceğim bir kural olduğu.
Também percebi que a minha regra de "uma amante no escritório" é uma regra que não posso mais manter.
Birisi serumu çalan ve diğeri de Dr. Matheson'u vuranlar mı?
O que roubou o soro desaparecido, e os que alvejaram o Dr. Matheson?
Biri Little Havana'da, diğeri de sahilde.
Uma está em Little Havana, a outra está junto ao mar.
Hayır, sadece "uyumak" anlamındaki "uzanmak" ama tabii diğeri de var.
Não. É "lie" como em "dormir", mas a outra também.
Diğeri de, bir filminin sonu da ters köşe yapmadan bitsin artık.
"E o outro " é tentares fazer um filme sem uma grande reviravolta final. "
Diğeri de, bir filminin sonu da ters köşe yapmadan bitsin artık.
"e depois, que tal tentares escrever um filme " sem uma grande reviravolta final? "
Tamam. Diğeri de şimdi çıkıyor.
Temos mais um a sair, agora.
Birisi birikimlerini boşaltmış, diğeri ise çocuğunun kolej parasını.
Um gastou o plano de poupança. O outro, o fundo para a faculdade do filho...
Diğeri ailesinde şeker hastalığı bulunan orta yaşlı bir kadın.
A outra, uma mulher de meia-idade com historial de diabetes na família.
Evvel zaman içinde, Uzun uzuuun zaman önce, Sihirli bir krallıkta uzakta, çok uzakta Peri Masalı Ülkesi olarak bilinen, yerde bir prenses yaşardı ve prenses, orda daima tekti taki diğeri gelene dek.
Era uma vez, há muito muito tempo, num reino mágico longe, muito muito longe conhecida como a, Terra dos Contos de Fadas lá vivia uma princesa e um príncipe, porque há sempre uma quando você tem o outro.
Diğeri de cevabı yapıştırmış :
E vai o outro e diz :
Biri futbol topu, diğeri golf topu gibi de.
Ela tem uma de futebol e outra de golfe lá dentro.
Genellikle asıl geçit baskın gelir, ama Samanyolu modeliyse ve diğeri Pegasus modeliyse diğeri baskın gelir.
Geralmente é o principal, a não ser que um seja da Via Láctea e o outro de Pégaso.
11 yıl boyunca, ikisinden biri başka bir şehre gittiğinde diğeri havaalanına gelip...
junho de 2002 Nos 11 anos seguintes, quando um deles ia a algum sítio...
En az iki kişi gerekir. Biri sunucuda port açacak diğeri kayıtlarla oynayacak.
Precisariam de pelo menos duas pessoas... uma para abrir a porta do servidor, e outra para falsificar os registos.
Bir kaçamak ilişki, filizlenirken, bir diğeri...
E enquanto um caso de amor florescia, outro...
Birisi burada bizim evde diğeri Wes'in kır evinde büyütüldü.
Uma destas cresceu no nosso apartamento, e a outra cresceu na casa de campo do Wes.
Üçü bir yıl içinde, diğeri muhtemelen bir kaç gün içinde.
Três dentro de um ano e um, dentro de dias.
Biri mahkum, diğeri de Bellever denen kadın.
Carrie-Louise, quero contar-te algo que não é de todo agradável e que me pediram que te ocultasse.
Diğeri çocukları denge aletine koyuyor, parazitlere maruz bırakanlar var, şelasyon terapisi var, hiperbarik oksijen tedavisi var.
Há outro que põe os miúdos em barras de ginástica. Exposição a parasitas, terapia por quelação, oxigenoterapia hiperbárica.
Benim, biri yedi, diğeri beş yaşında iki oğlum var.
Tenho dois filhos, um de sete anos, o outro de cinco.
Birisi teşhircilikten diğeri ise cumartesi akşamı Dinner Key'deki konserinde küfürlü konuşmasından dolayı.
Um por atentado ao pudor e outro por uso de linguagem obscena, durante o espectáculo em Dinner Key, sábado à noite.
sabaha kadar bu yol mu diğeri mi öğrenmeliyiz.
De manhã, saberemos. Se sim ou não.
Kovulduğunuzu yüzünüze söylemekle kalmayıp sizi haneye tecavüz, mala zarar verme ve diğeri neydi?
Não apenas tive o prazer de os despedir como os vou processar por roubo e vandalização de mercadoria e qual era a outra?
Diğeri... kahveli kekti.
Bolo de café.
COUNTDOWN JERUSALEM ( 2009 ) 29 Kasım 1947 de B.M. Filistin'i iki bölgeye ayırdı. Biri Arap, diğeri Yahudi.
A 29 de Novembro de 1947 a ONU dividiu a Palestina em dois estados, árabe e judeu.
Bir kutuyu diğeri takip etti. Sonra bir de baktım göğüsleriyle kutuları değil de kafamı eziyor.
Uma cerveja leva a outra e, antes de dar por isso, estava ela a apertar-me a cabeça com as mamas.
Çünkü kimse diğeri olmadan çalışmıyor.
Se está usando o cartão de crédito ou seu celular.
Peki ya diğeri?
Aquilo de Seattle.
Ayrıca unutma, iki set elbise getirmeliler : biri saten, diğeri ipek.
E lembrai-vos, elas devem trazer dois conjuntos de roupas, um de cetim e o outro de damasco.
Bir de şu diğeri, adı kafamdan uçup gitti.
- Cuidado!
Bir diğeri ise, futbol oynarken almış olabileceği bir hasar.
Outra teoria é de que seja uma antiga lesão de futebol.