Efsanevi traducir portugués
1,068 traducción paralela
"Bu azametli, ağır ve efsanevi rock ilahileri... şu soruyu akla getirmeye yeterli, Tanrı Spinal Tap'i hangi günde yarattı, ve o gün de mi dinlenemedi?"
Esta recompilação pretensiosa e aborrecida de salmos de rock religioso... chega para perguntar-nos... em que dia criou o Senhor os Spinal Tap...
Bu, sadece,... Horla'nın, Dünya'daki herkesin antik zamanlardan beri bildiği teorisinin efsanevi bir bozulumudur.
Não é, diz, mais que uma deformação lendária da noção do mundo de Horla cuja existência conhecem os cães da antigüidade ".
Kahire'den geldim. Şu efsanevi mor gülü arıyordum.
Acabo de vir do Cairo, onde procurei em vão pela lendária rosa púrpura.
Efsanevi Midcity Polis Akademisi'ne hepiniz hoşgeldiniz.
Serei o primeiro a dar-vos as boas vindas à fabulosa Academia de Polícia da Cidade.
-... efsanevi Bay Enoch Mossop'u takdim ediyorum.
- E ao fabuloso Sr Enoch Mossop. - Hurra!
İlk yardım ekibinin müdahelesinden sonra kendine gelen kadın, efsanevi Koca-Ayak'a benzeyen iri, kıllı, insan benzeri yaratık tarafından oraya konulduğunu söylemiş. - Harry. Ki kadın önce onu bir fare sanmış!
Logo depois de que os paramédicos a despertaram, ela disse... que certamente foi posta ali por uma criatura enorme e peluda... que Ihe lembrava o legendário Pé Grande a quem ela pouco antes tinha confundido com um camundongo!
Günün haberi efsanevi hayvanın saldırısı...
O relatório da legendária besta...
Diğer bir haberde, yaratığın yeni bir görüntüsü var kimileri efsanevi Koca-Ayak diyorlar.
Mais notícias : tornaram a ver a criatura... que para alguns não é outro senão o legendário Pé Grande.
Hatta görgü tanıklarından biri Koca-Ayak olarak bilinen efsanevi yaratık tarafından saldırıya uğradığını iddia ediyordu.
De fato, uma testemunha afirmava ter sido atacado... pela legendária besta conhecida como Pé Grande.
Orta Doğu'nun geleceği dengedeydi. Bu film, o efsanevi gündeki erkeklerin ve atların bir bölümünün hikayesidir.
"Esta é a história de alguns desses homens,... que cavalgaram para se tornarem lendas naquele dia".
O kocaman, efsanevi şey.
Seres uma grande e lendária coisa.
Hem fidye hem de bankayı bir arada düşünüyorum senle ben efsanevi kuş tüyü koltukta oturuyoruz.
Calculo que com o resgate e o Banco, ficamos a cantar de poleiro.
Lütfen efsanevi sanatçıya hoşgeldin deyin...
Por favor, dêem as boas vindas ao lendário actor...
- Hiç. İnsan Roma'dayken ışık ve gölge oyununun tipik örnekleri olan Raphael'in çalışmaları ve Helenistik efsanevi betimlemelerini görmeli.
Eu apenas acho que, estando em Roma, nós devíamos ver o máximo de trabalhos renascentistas, rafaelistas, marcados pelo chiaroscuro e o imaginário mítico helénico que for possível.
Ben Pepper LaBeija, LaBeija Evi'nin efsanevi anasıyım.
Chamo-me Pepper LaBeija, a lendária mãe da Casa LaBeija.
EFSANEVİ
LENDÁRIO
Amaçları efsanevi olmak.
Ser lendário é o que eles querem.
Efsanevi olmak.
Ser lendário.
Efsanevi çocuklarla balolarda bulundum, onların arasında vakit geçirdim.
Já fui a bailes com os miúdos lendários e já andei com miúdos lendários.
Ama ben yükselen efsanevi çocuklardan biriyim.
Mas, na realidade, eu apenas aspiro a ser lendário.
Efsanevi çocuklar var, yükselen efsanevi çocuklar var.
Temos miúdos lendários e os aspirantes a lendários.
Efsanevi Tennille Dupree ve Abanoz Evi'nin babası Max Debuciak, cehennemden çıkma bir gece sunuyor. Imperial Elks Lodge'da, 160 West 129.
A lendária Tennille Dupree e o pai da Casa Ebony, Max Debuciak, apresentam-vos uma noite de inferno e punição no Imperial Elks Lodge,
VE TÜM EFSANEVİ ÇOCUKLARLA YÜKSELEN EFSANELER
E TODOS OS MIÚDOS JÁ LENDÁRIOS E OS ASPIRANTES A LENDÁRIOS
Bu efsanevi Sharp. Doğru.
A lendária Sharp.
Yeşil kazaklı, ateşli çocuk, o efsanevi yana adım figürü ve cesur, dehşetli gülüşü.
O rapaz em polvorosa com a camisola verde. Com uma arte de desvio lendária e fabulosa e um sorriso corajoso e apavorado.
Kocaayak. Efsanevi yarı insan yarı maymun bundan böyle sadece efsane olmayacak.
Big Foot, o lendário meio homem meio macaco, já não é uma lenda.
Bir insan mıydı, ya da gerçekte.. efsanevi kayıp Kocaayak mı?
Era um homem ou era de facto, o legendário elo desaparecido conhecido como Big Foot?
Bunu, bu sene söylemek benim için iyi bir talih. Duckburg'e efsanevi, adı kötüye çıkmış bir hazine getirdim...
É de meu grande agrado anunciar que este ano trouxe finalmente até Patópolis o lendário, o infame tesouro de...
Efsanevi bir sesi vardır.
Tem uma ressonância mítica.
Efsanevi Mason Bridge ile takım oldum.
Emparelharam-me com o Mason Bridge, que é uma lenda.
"Efsanevi yönetmenin basın sözcülerinden biri..." "...
Um porta-voz do legendário realizador disse que Mr.
Kral Arthur'un efsanevi definesi.
O lendário local de sepultura do Rei Artur.
Hepimiz toyluktan erkekliğe erkeklikten ölüme uzanan efsanevi sınırı aştık.
Nós atravessamos a barreira mítica... que separa meninos e homens... homens e a morte.
Toplum, günlük korkularını efsanevi bir karaktere yönlendiriyor.
Uma comunidade inteira vive o horror diário de uma figura mítica.
Efsanevi olabiliriz.
Juntos nos tornaremos numa lenda.
Bu efsanevi kitabın içerdiği bilgiler sadece yazılarım için değil insanlığın kaderi için de hayati önem taşıyordu. - Beni burada bekleyin.
Obte-la era vital, não so para a minha literatura, mas para a fé... de toda a humanidade.
Efsanevi :
As legendas diziam :
Bu kaos ortamının dışında efsanevi kanun adamı Wyatt Earp rozetini ve silahını bırakıp ailesiyle huzur dolu bir hayat geçirmek için emekli oluyordu.
Deste caos sai um homem lendário, Wyatt Earp. Arruma o crachá e a arma para se dedicar a uma vida tranquila.
Kentanna, Skrreeanların efsanevi yuvasıdır.
Kentanna é o lar lendário dos skrreeanos.
Yüzyıllar boyunca, pek çok insan hayatını efsanevi İkiz Ejderi aramak için yitirdi.
Através dos séculos, muitos morreram à procura do lendário Dragão Duplo.
Efsanevi batık hazine gemisi Kordumair'i istiyorum.
Já sei. Desejo o lendário tesouro submerso do navio de Kordumair!
17'nci efsanevi final maçına başlanmasına tam 5 saniye kaldı.
Faltam cinco segundos para terminar o jogo.
Durumu annesini arayan efsanevi Zushio Maru'ya benziyordu. Ama nedense ünlü Danzaburo'nun yerini asla bulamadı.
Mas por qualguer motivo, ele nunca conseguia saber onde se encontrava o célebre Danzaburou.
Ha, demek Atticus hala efsanevi Atlantis'i ariyor, öyle mi?
Então, o Atticus ainda continua a sonhar com a lenda da Atlântida?
- Erkek sözü. Efsanevi yüzbaşı ve şanlı Bolşevik devriminin şerefli kahramanı Yoldaş Kotov'un adını taşımakta olan İzci bölüğü kendilerini onurlandırmış olan kişinin huzurunda yeminlerini etmek üzere yerlerini almıştır.
Destacamento de pioneiros que orgulhosamente tem... o nome do Camarada Kotov... famoso herói da Revolução, o grande bolchevique e lendário Comandante, alinhados diante dele para fazer um juramento solene.
Efsanevi olduklarını bilmiyorduk.
Além disso, elas eram muito azedas.
Efsanevi Jimmy Borges?
O lendário Jimmy Borges?
Prens Ali, efsanevî...
Príncipe Ali Eu já o vi!
Bana İsviçre'ye kadar eşlik edecek olan Ed beni efsanevi Ayçiçeği'ne teslim edecekti.
Acompanhou-me até a Suiça,
Efsanevi bir baş belası.
Um lendário chato dos diabos.
Efsanevi Carey kardeşler.
Os lendários irmãos Carey.