Emek traducir portugués
601 traducción paralela
"Bana geIin emek harcayanIar ve agir yükü oIanIar. Size huzur verecegim."
"Vinde a mim todos os que estais Iabutando e estais sobrecarregados e eu vos darei descanso."
Peru, Japonya, farketmez, emek falan dinlemem ve yakalarım! "
Seja onde estiver, no Peru ou no Japão irei apanhar, fazendo das tripas coração! "
"Peru, Japonya, emek falan dinlemiyor ve yakalıyor."
"No Peru ou no Japão, ele vai apanhar, fazendo das tripas coração."
- İki haftalık emek boşa gitti!
- Duas semanas de trabalho para nada!
Sana günaydın emek için yürüdük ama görüyorum ki işini bölmüşüz sanırım.
Viemos aqui dar-te os bons dias, mas... parece que interrompemos algum negócio.
Peabody'nin teyzene kim olduğumu söyleyeceği kesin. O dinozor için verdiğim dört yıllık emek akılına bile gelmeyecek.
Vai dizer à tua tia quem eu sou e lá se vai o meu trabalho todo.
Kendim ve arkadaşlarım adına, bize emek ve kalacak yer verme... nezaketini gösterdiğin için sana teşekkür ediyorum.
- Boa noite. Em meu nome e dos meus amigos, quero agradecer a vossa bondade ao darem-nos comida e abrigo.
Emek verdiğim her şey paramparça edildi.
Tudo por que trabalhei, desfeito em pedaços.
Onlar bizden daha tutkulu, daha hırslı ve daha çalışkandılar Onların direnci bize refah, azimle verdikleri emek bize özgürlük getirdi. Onların düşü bizim gerçeğimiz. onların şafağı bizim günümüz oldu.
A sua paciência é a nossa prosperidade... a sua luta a nossa liberdade : o seu sonho a nossa certeza : a sua aurora é o nosso dia.
Altın, onu bulmak için sarf edilen emek yüzünden bu kadar değerlidir.
O ouro vale isso pelo trabalho humano que é preciso para o encontrar.
Onca emek verdikten sonra anahtarı denize atmaz.
Ele não fazia isso depois de se dar ao trabalho de a ter feito.
Kendi canim daha çok emek gerektirdi... ve birkaç yorgun at ve bir bohça kürk için onu kaybedecek degilim.
Levei mais de um ano a reunir a minha... e nao me importo de o desperdiçar por cavalos cansados e um monte de peles.
Bize beº at, üç silah ve bir yillik emek borçlusunuz.
Deve-nos cinco cavalos, tres carabinas e um ano de armadilhas.
Altı aylık emek.
Seis meses de trabalho.
Emek vermeden birşeylerin kendiliğinden olmasını bekleme.
Não pode ficar sentada esperando que algo aconteça.
Bu işe çok emek verdim ama artık dayanacak gücüm kalmadı.
Já pensei. Já tinha pensado no assunto.
Evet, gözlere çok fazla emek veririz.
Sim, nós temos montes de problemas, com os olhos.
- Hiçbir emek sarfetmedim.
- Não valho o esforço.
- Çok emek sarfettiğini biliyorum...
- Eu sei que te fartaste de trabalhar... - Podes ter a certeza!
Hayat tarzları ve emek verdikleri şeyler tehdit edildiğinde insanlar öfkelenir.
As pessoas se enfurecem quando seu modo de vida e patrimônio säo ameaçados!
Ben paramın emek karşılığı gelmesini isterim.
Quero ganhá-lo de uma forma em que o nosso empenho seja vital.
Kutsal adamlar bu büyük çanı yapmak için günlerce emek harcamışlardır.
Durante inúmeros dias, os monges trabalharam para fazer o grande sino.
- Emek olmadan yemek olmaz.
Quem não arrisca...
Delil toplamak, cesetleri teşhis etmek ve saire için harcadıkları saatlerce emek için.
Pelas horas de trabalho que tiveram de gastar reunindo provas, identificando cadáveres, e por aí a fora.
Yüzde 99'u emek, yüzde 1'i ilham.
"99 por cento transpiração e 1 por cento inspiração".
Stratos'u ayakta tutmak için fiziksel emek veriyorlar.
Fazem o trabalho físico para manter Stratos.
Emek ve keyif, Ardana'ya bu kusursuz dengelenmiş toplumsal sistemi getirmiştir. Neden değiştirelim?
A separação entre trabalho e lazer deu a Ardana este sistema social perfeitamente equilibrado.
Çünkü emek harcamaya değecek birşey yok. Zaten hepsi orada oturuyorlar öylece.
Está tudo aqui.
O kadar emek ve masraf sana uyduruk bir kahramanlık anı yaşatmak içindi.
Todo o tempo e esforço apenas para lhe dar um falso momento de heroísmo.
Evet, kesinlikle emek!
Trabalho, exactamente!
Delil toplamak, cesetleri teşhis etmek ve saire için harcadıkları saatlerce emek için.
Pelas horas de trabalho que tiveram de gastar a reunir provas, a identificar cadáveres, e por aí fora.
- Boşa harcadıkları onca emek.
Toda aquela energia que desperdiçam.
Gerçekten özgür bir öğreti, emek ve düşüncenin eşit bir şekilde onurlandırıldığı bir toplumda mümkündür.
Um ensino verdadeiramente livre. Uma sociedade em que, o trabalho das mãos e do engenho, sejam honrados de igual modo.
16 yıllık emek bu sözde hükümdara mı kalacak?
Os 16 anos de trabalho serão roubados pelo soberano suspeito?
Çok emek harcamış.
Teve imenso trabalho!
Saçlarım, emek demek!
Custou tempo a fazer o penteado!
Ama bu emek demek!
Comigo demora tempo!
Onlardan, gebe bir kancıktan fazla emek alamazsınız.
Não consegue que trabalhem mais que uma mulher prenha.
Senin de dediğin gibi... emek verdiğim bunca şeyi nasıl riske atabilirdim ki?
Como tu disseste : como podia arriscar tudo pelo qual trabalhei?
Bu, bir programın en hayati aşamasıdır. Ben ve liderleriniz, uzun zamandır bu yolda büyük emek harcıyoruz.
É o elo vital de um programa em que eu e os seus chefes dedicámos muitos anos de esforço.
Onu mahvetme fırsatı elde etmemen için şu anda bulunduğun yere ulaşmana çok emek verdim.
Esforcei-me demais para te pôr onde estás hoje, para me arriscar a desperdiçar tudo.
Üzerinde çok emek verdiği çalışmalarını başarılı ve 35 yıldır hatasız gözlem yaparak, evrenin işleyişini doğru hesaplamış olan Tycho ile paylaşmaktan çekinmiyordu.
Aspirava a ser um valioso colega do grande Tycho, que durante 35 anos se dedicara, a medir um universo regular, ordenado e preciso.
Benim ve grubum için çok emek verdiniz. Size bütün kalbimle teşekkür etmek isterim.
Quero agradecer-lhes, do fundo do coração, o que fizeram por mim e pelos outros.
Yaratmak için o kadar emek harcanan şeyleri birkaç saniyede yok ediyorlar.
Milhares de horas para serem criados e eles desfizeram-nos em segundos.
Bunca emek boşa.
Dinheiro perdido.
Ve bu kadar emek sarf ettiğin her şey...
E tudo pelo qual trabalhaste tanto...
Çok emek sarf ediyor, doğru.
Ela está a trabalhar muito.
Partimize ister Sosyalist Emek Partisi ister Gerçek Sosyalist Komünist parti diyelim.
E ainda que nos chamemos Partido Socialista Trabalhador... o Partido Comunista Autêntico...
Son konuşmamızdan bu yana burada harcadığınız emek için teklifi biraz daha yükselttim.
Melhorei a oferta para compensar-vos pelo trabalho que fizeram aqui desde a última vez que falámos.
- Çocuklar ona çok emek harcadı.
- Elas trabalharam imenso nele!
Buraya çok emek vermiştik.
Trabalhámos tanto para a ter.