Emin değildim traducir portugués
1,002 traducción paralela
Değişmeyeceğinden emin değildim.
Não sabia se serias o mesmo.
Gördüğün gibi işte, size güvenebileceğimden emin değildim.
Não sabia se poderia confiar em vocês ou não.
- Emin değildim.
- Vês, não tinha a certeza.
Üçüncü biri olup olmadığından emin değildim.
Não sabia se havia uma terceira pessoa implicada.
Geleceğinden emin değildim.
Não sabia se vinha.
Emin değildim.
Não tinha a certeza.
Geleceğinden emin değildim.
Não tinha a certeza se virias.
Önce emin değildim ama artık biliyorum.
Dantes não tinha a certeza, mas agora eu sei eles irão atrás dela.
Mahkemede senden emin değildim. Erin'in seni etkilemesinden korktum.
Temi por si, uma vez julgado, a influência de Erin.
Emin değildim.
Não estava tão certo.
Çünkü yapabileceğimden emin değildim.
Porque não sabia se conseguiria.
Sözünü etmedim, çünkü Bay Wendice'in bu ilişkiyi bildiğinden emin değildim.
Não falei nisso porque desconhecia o que o Sr. Wendice sabia.
- Emin değildim. - Ama gittin.
- Não tinha certeza.
Bay Everett'ın bu eğlencelerinin iş amaçlı olduğu konusunda... maliye bakanlığını ikna edebileceğimden emin değildim.
Duvidava de que poderia convencer ao Departamento de Impostos... que todos os gastos de entretenimento do Sr. Everett eram por negócios.
Şimdi inanıyorum, ama emin değildim.
Agora sim, mas não estava seguro.
Emin değildim, fakat ben...
Eu não tinha a certeza, mas eu...
Telgrafımı aldığından emin değildim.
Não tinha a certeza de teres recebido o meu telegrama.
- Ben emin değildim.
- Não tinha a certeza.
Emin değildim.
- Não estava certo.
Tam olarak emin değildim.
Não tinha certeza.
Hayır, çok emin değildim fakat seni yakınımda tutmamın, enteresan olabileceğini düşündüm.
Não tinha a certeza. Mas achei que seria interessante mantê-la por cá.
- Size söylesem mi, emin değildim.
- O quê? - Não sabia se lhe devia contar.
Annelik içgüdüleri yüzünden anne kurt ile bir problem yaşanmayacağını biliyordum ama babaları Rama'dan pek emin değildim.
Eu sabia que, com a mãe, não haveria problema, graças ao instinto maternal. Mas eu não sabia como Rama, o pai, reagiria.
Daha önce emin değildim ama artık eminim.
Dá-me isso. Não tinha a certeza, mas agora tenho.
Resmi davet olsa kabul edeceğinizden emin değildim.
Não tinha a certeza de que aceitasse um convite formal.
- Bunu yapacağından pek emin değildim.
- Duvidei que fizesse isso.
Geçen sefer emin değildim.
Não tinha a certeza.
Bir şey söylediğini duydum, fakat ne söylediğinden emin değildim.
- Ouvi-o falar, mas não percebi bem...
Geyik nerde olduğunu bilmiyordu, ben de emin değildim.
O veado não sabia onde estava e eu também não tinha a certeza.
Emin değildim... diğer araçta sadece tek kişimi daha fazla mı olduğunu. Ve ne zaman...
Não tinha a certeza se estava apenas uma pessoa no outro carro ou se estavam mais pessoas e quando...
Doğru.Bundan birine bağsettiğimi biliyordum. Ama emin değildim.
Sabia que tinha dito a alguém, não tinha a certeza a quem.
Buluşana kadar yalnız mı yoksa arkadaşıyla mı birlikte geleceğinden.. .. emin değildim.
Eu sabia o suficiente para não perguntar se ela vinha sozinha ou com a sua jovem amiga.
Sizin Washington Post muhabiri olduğunuzdan emin değildim.
Não tinha a certeza se era do Washington Post.
Zencileri denetlemek konusunda emin değildim bildiğiniz gibi, ama söylemeliyim ki işçilikten daha eğlenceli.
Não tinha tanta certeza se tinha jeito para vigiar negros... como você bem sabe, mas deixe-me dizer-lhe... é muito melhor que trabalhar no campo.
Evet, çünkü emin değildim.
- Eu disse provavelmente porquê não tinha certeza.
- Geleceğinden emin değildim.
- Não sabia se vinhas. - Bem sei.
- Ben de emin değildim.
Igualmente.
Ciddi olup olmadığından bile emin değildim... bugün gelene kadar.
Eu não era nem certo ele realmente significou isto até que ele venha hoje.
Çalabileceğimden emin değildim.
Näo sabia se era capaz de tocar.
Birilerinin yaşayıp yaşamadığından emin değildim.
Não tinha certeza se alguém vivia nela.
Ben de emin değildim.
Eu mesmo não tinha certeza.
Ama buna emin değildi. Ben de pek emin değildim.
Mas ele não tinha a certeza disso.
Geçen hafta sana gülüp geçiyordum, emin değildim. Neler oluyor?
Na semana passada ri-me de ti, mas agora já não sei o que se passa mais!
Fakat gerçek şu ki, pek emin değildim, özür dilerim.
Mas não estava seguro de mim mesmo. Desculpe.
Hâlâ burada olduğundan bile emin değildim.
Nem sequer estava certa de que estivesses aqui.
Beni istediğinden emin değildim.
Bom, não estava certa de que ele o quisesse.
Emin değildim.
Mas não tenho a certeza.
Bundan şüphelenmiştim ama emin değildim.
Suspeitava... mas até hoje não tinha certeza.
- Emin değildim.
- Ainda não tinha a certeza.
Diğerleri tarafından öldürülene kadar... Harrod ve MacPherson'dan emin bile değildim.
Nem tinha a certeza acerca do Harrod e do MacPherson, até terem sido mortos pelos outros.
Geri geleceginden emin degildim.
Não sabia se ias voltar.
değildim 75
emin değilim 1019
emin misin 2639
emin ol 169
emin olmak istiyorum 28
emin olmak istedim 23
emin olun 89
emin olmak için 34
emin olabilirsin 152
emin misiniz 577
emin değilim 1019
emin misin 2639
emin ol 169
emin olmak istiyorum 28
emin olmak istedim 23
emin olun 89
emin olmak için 34
emin olabilirsin 152
emin misiniz 577