Evlatlarım traducir portugués
366 traducción paralela
Beni işaret edip diyeceksin ki, " Evlatlarım, bir zamanlar bu beyle..
Sim, e você mostrava-lhes e dizia-lhes :
Kitaptan bir bölüm okuyalım mı, evlatlarım?
Vamos ler um capítulo, meus filhos?
Evlatlarım... Morganlar'a layık bir şekilde uğurlanacaksınız.
Meus filhos, vão ter uma despedida digna dos Morgans.
- Tanrı sizi korusun, evlatlarım.
- Abençoados sejam, meus filhos.
Evlatlarım, benim kilisem burası.
Rapazes, esta é a minha igreja.
- Evlatlarım...
Meus filhos...
Ve evlatlarımız pek çok günden beri... artık bu arazide eski sayıda olmayan bufaloları avlamak... zorundalar.
E agora nossos filhos, durante muitas luas... saíram à caça do búfalo que já não está... como estava nesta terra.
Haydi evlatlarım.
Vamos!
Ne mutluluk evlatlarım!
Que alegria, meus pequeninos!
Yüce Tanrım, ulusumuzun gururu evlatlarımız!
... Deus todo-poderoso. Nossos filhos... orgulho de nossa nação... marcaram este dia com um esforço poderoso...
Gidin, evlatlarım... kendinizi bu dünyanın beyhudelğinden uzak tutun.
- Vão, minhas discípulas... - abstrair-se de vocês mesmas da vaidade deste mundo.
Evlatlarımızın İncil'e gülmelerindense dinsizlerin bana gülmelerini yeğlerim.
Prefiro que esses pagãos riam de mim a que os meus filhos riam da minha bíblia.
Oturun, evlatlarım.
Hm... Sentem-se, meus jovens.
Cesaret, evlatlarım.
Vão. Coragem, meus senhores!
Hoş geldiniz benim sevgili evlatlarım.
São bem-vindos, meus amados filhos.
Evlatlarım, bu an için çok bekledim.
Meus filhos, esperei muito tempo por este momento.
Evet, benim evlatlarım.
Sim, meus filhos.
Ey Tanrım, evlatlarım üçünüz birden kral olamazsınız ki.
Não podeis os três ser rei!
Sevmek o kadar mümkün ki, evlatlarım.
Temos tantas possibilidades.
Evlatlarım gitti.
Os meus filhos partiram.
Yitirdim evlatlarımı.
Perdi os meus filhos.
Ne kadar da cesur evlatlarım var benim.
Filhos corajosos... Eis o que tenho.
Evlatlarım.
Filhos...
Sağlığınıza, evlatlarım.
- À vossa saúde, meus filhos.
Göreceksiniz, siz ve ben büyük işler gerçekleştireceğiz. Her şeyi, evlatlarımız için yapacağız.
E verá que juntos, realizaremos grandes feitos dos quais beneficiarão os nossos queridos filhos.
Evet, evlatlarım.
Sim, meus filhos.
Evlatlarım, hısımlarım, beyler, tahtıma en yakın olanlar bilesiniz ki ileride yerimi büyük oğlum Malcolm alacak.
Filhos, parentes, cavaleiros e vós cujos lugares são os mais próximos passaremos o nosso reino ao nosso filho mais velho, Malcolm.
Evlatlarımızı savaştan uzak tutma konusunda verdiği söz ekonomiyi iyileştirme vaadlerinden farksızdır.
A promessa de não enviar os nossos rapazes para guerras no estrangeiro não é melhor que a sua promessa de equilibrar o orçamento.
Daha önce de söylediğim gibi, evlatlarımızı, hayatlarımızı feda etmeye devam edeceğiz. Fakat Tanrının inayeti ve yardımıyla ülkemizi ve özgürlüğümüzü koruyup kurtaracağız.
Como disse, daremos os nossos filhos, daremos as nossas vidas mas, com a ajuda e a graça de Deus, não abdicaremos de uma América livre nem da nossa vida democrática.
Evlatlarım, diyor kör adam, hata yapıyorsunuz.
Meus filhos, diz o cego, estão equivocados.
Sevgili evlatlarım, bu tesadüf falan değil. Sabotaj kelimesinin Fransız'lar tarafından icat edilmesi hiç tesadüf değil.
Não é nenhuma coincidência, meus amigos, que a palavra "sabotagem"... fosse inventada pelos franceses...
Evlatlarımız vatana dönüyor birçoğu da gelmiş durumda, şu an kargaşanın tam ortasındalar.
Os nossos rapazes vão regressar. Muitos deles estão aqui agora, vindos de muitos lados :
Biz sadece evlatlarımızı kapısını çalıp...
Batemos à porta do nosso filho e dizemos :
Saldırıya hazırlanın, evlatlarım!
Preparem-se para atacar, meus rapazes!
Bu oyun, hanım evlatlarına göre değildir.
Sabes que mais, este jogo näo é para tipos moles.
Sana göre din asalaklar, ahmaklar ve hanım evlatları için, öyle mi?
Acha que a religião é para papalvos, simplórios e bananas?
Benim evlatlarım. Özür dilerim Don Rodrigo ama...
Desculpe-me, Don Rodrigo.
Yıldız olan hanım evlatları gibi başarılı olacağımı anlayacak kadar çok filmde dublörlük yaptım.
Do modo como a sua filha... Do modo como a virtuosa Miss Heavenly fez uma operação secreta,
Küçük kızlarım yerine erkek evlatlar verebilseydim ona hâlâ Fransa kraliçesi olmakla uğraşacaktım ve biz birbirimizi belki de tanıyamayacaktık.
Se tivesse conseguido dar-lhe filhos em vez daquelas raparigas, ainda seria rainha de França e não nos teríamos conhecido.
Evlatlarımız.
Filhos.
Filozof-kralımız Parmen bize Plato'nun Çocukları der. Biz kendimizi Plato'nun üvey evlatları olarak görsek de.
O nosso rei-filósofo Parmen chama-nos Filhos de Platão, embora nos consideremos mais enteados de Platão.
Evlatlarım!
Os meus pequenos!
Benim zavallı evlatlarım!
Os meus pobres pequenos!
Ona diyeceğim ki : "Bu evliliğin evlatlarımıza yararı olacak".
Deus!
Şükürler Tanrım Rusya'nın benim gibi evlatları olduğu ve sizin gibi pisliklerin insafına kalmadığı için!
Graças a Deus a Rússia tem filhos como eu e não está á mercê dessa escória!
Siz İngilizler nasıl der, bir kere daha..... burnumu yolunuza boşaltırım perdecinin evlatları.
Como dizem vocês ingleses, eu mais uma vez... assoo o meu nariz na vossa direcção, filhos de um decorador de montras.
Gelin, evlatlarım.
Vamos embora!
Güzel evlatlarım, bu mülke kimsenin dokunamayacağını gösterin onlara!
Bravo, jovens!
Hanım evlatları.
Covardes.
Size yalvarıyorum Bay Walker, halkımız adına... çocuğunuz adına... ve ırkımızın tüm evlatları adına... teslim olmanız için size yalvarıyorum.
Imploro-lhe, Sr. Walker,... em nome de nosso povo, de seu filhinho... e de toda a nossa raça,... imploro-lhe que se entregue.
İyi geceler hanım evlatları!
Boa noite, meninas.