English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ F ] / Faydası yok

Faydası yok traducir portugués

964 traducción paralela
Pekala, faydası yok.
Bem, não importa.
Faydası yok dostum.
Não vale a pena.
Orada öyle duruyor, bize bir faydası yok.
A nós não nos serve de nada.
Şimdi Aberdeen'e gitmenin bir faydası yok.
- Já não vale a pena ir até Aberdeen!
Onunla konuşmanın faydası yok.
Para quê lutar contra isso, agora?
Konuşmanın bir faydası yok, değil mi?
Não, isto não te leva a nada, pois não?
Konuşmanın faydası yok Jeff.
Não vale a pena falar, Jeff.
Ama artık faydası yok.
Mas agora é inútil.
Faydası yok.
É toda sua.
Dua etmenin faydası yok sana.
Rezar não te protege.
Faydası yok.
É escusado.
Faydası yok.
Não vale a pena.
Bağırmanın faydası yok.
Não adianta chamá-lo, Senhorita Cathy.
Hiç faydası yok efendim. Elimden gelse bir şeyler yapardım, ama gerçekten hiç boş yer yok.
Senhor, eu fá-lo-ia se pudesse, mas não há nada vago.
Sanırım bir faydası yok.
Acho que não tem remédio.
- Burada beklememin bir faydası yok.
Não vale de nada eu esperar. Tenho várias coisas...
Burada durmanın bir faydası yok, uçak batıyor.
Não adianta ficar aqui. Vai afundar-se.
- Bu ilacın hiçbir faydası yok.
- Esse remédio não adianta nada!
Vaktinde onu bulamayacaksan düşünmenin faydası yok.
Näo adianta pensar sobre isso, se näo podes falar com ele a tempo.
Faydası yok evlat.
É inútil, filho.
Bir faydası yok.
Não adianta.
Mark Antony'yi oynamak istediğini biliyorum ama bunun bize faydası yok.
Sabemos que se quer armar em Marco António, mas isso não ajuda.
Garajda olmanın bir faydası yok. - Bitti mi?
Não vale a pena voltarmos a correr o risco da garagem.
Faydası yok.
Não adianta.
Çok çalıştım ama faydası yok.
Eu esforcei-me, mas não adianta.
Gördün mü? Sana faydası yok, değil mi?
Mas isto não te ajuda, não é?
Ense yapıp kurtarılmayı beklemenin faydası yok.
Mas não adianta ficarmos à toa à espera de sermos resgatados.
Jean, bir faydası yok!
Jean! É escusado.
Üzgünüm, ama beklemenizin gerçekten bir faydası yok.
Lamento, mas não faz sentido que fiquem à espera.
- Korkarım hatırlamıyorum. Faydası yok Laura.
Receio que não.
Bu konuya girmenin faydası yok. Zaten seni ilgilendirmez.
Não creio que queiras saber mesmo.
Başında dikilip durmanın faydası yok.
Estão a olhar para isso para quê?
Yalanın bir faydası yok.
Ele é bom! Sei que a verdade pode doer.
Ama benim ihtiyacım yok. Ne olursa olsun numaranın faydası yok.
Aconteça o que me acontecer, truques não o ajudarão.
Faydası yok, Phil.
Não vale a pena, Phil.
Yakınlarda demiryolu ya da yol cinsinden bir şey aramanın faydası yok çünkü inşaat mühendisleri, demiryolu yapılırken yol çıvarındaki her yeri gözden geçirdiler.
Não adianta procurar aí... nem perto de nenhuma estrada, porque os engenheiros examinam o solo... enquanto as constroem.
Ancak korkarım bu kadar yükseklerde uçmanın bir faydası yok.
Mas não adianta sonhar tão alto.
Dinle Farrell, kızılderililere sığınmanın ya da saklanmanın sana faydası yok.
Ouça, Farrell, saia, isto não o vai ajudar e aos índios também.
Faydası yok, Rosie.
Isto ai eu não uso, Rose.
Bunu ikimizin birlikte yapmasının faydası yok.
Não devemos ir os dois para fazer isto.
Faydası yok, Bruno.
É inútil, Bruno.
Faydası yok, tren gitmiş. Kalanları depodan alalım ve ortadan kaybolalım.
Vá buscar o resto ao armazém e desapareça.
Bu spekülasyonların hiçbir faydası yok.
Estas especulações não são rentáveis.
Tartışmanın faydası yok.
É inútil discutir sobre isso.
İnan bana, General Onlara karşı bu çeşit bir savunmanın faydası yok.
Acredite em mim, general. Esta defesa é inútil contra eles.
- Faydası yok.
- É escusado.
Bakma, faydası yok.
Não olhe, não vale a pena.
Şikayet etmeyi bırakın! Bunun bir faydası yok!
Isso não nos ajudará!
Konuşmanın bir faydası yok.
- Eu não sei.
Sana faydası olacak kanıtı yok ettin.
Lá se foi a prova que podia ter-te ajudado.
Artık faydasız toplantılar düzenlememize gerek yok.
Agora vamos deixar de fazer estas reuniões inúteis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]