Fazla zamanımız yok traducir portugués
698 traducción paralela
Fazla zamanımız yok.
Não temos muito tempo.
Bu kestirme bir yol, ama fazla zamanımız yok.
É um atalho mas não temos muito tempo.
Mesele şu ki fazla zamanımız yok!
A questão é que não temos muito tempo!
Bakın bayan, fazla zamanımız yok.
Ouça, não temos muito tempo.
Tamam, al. Ama çabuk ol. Fazla zamanımız yok.
Vai lá, mas despacha-te, já não temos muito tempo.
Unutmayın fazla zamanımız yok efendim.
Lembre-se, não temos muito tempo.
Fazla zamanımız yok, Bayan Annie.
Não demore, Srta. Annie.
Şimdi, fazla zamanımız yok, adamın dediklerini dinleyin.
Não temos muito tempo, por isso ouçam bem.
- Fazla zamanımız yok.
- Não temos muito tempo.
Eğer biz sadece Morgan ve Lasky ile çalışırsak bir dakikadan fazla zamanımız yok.
Se o tentarmos... com Morgan e Lasky por perto não teremos mais que um minuto.
Kaybedecek fazla zamanımız yok.
Não temos muito tempo para perder.
Çok fazla zamanımız yok.
Não temos muito tempo.
Tedaviyi biraz geciktirebiliriz, ama fazla zamanımız yok.
Podemos protelar o tratamento, mas não por muito tempo.
Tamam, fazla zamanımız yok.
Muito bem, não temos muito tempo.
Fazla zamanımız yok
Temos pouco tempo
- Daha fazla zamanımız yok.
- Não temos mais tempo.
Fazla zamanımız yok.
Vamos. Temos pouco tempo.
Fazla zamanımız yok.
Já não temos muito tempo.
Fazla zamanımız yok.
Não há muito tempo.
Fazla zamanımız yok.
Nâo temos muito tempo.
- Haklı, fazla zamanımız yok.
Ela tem razão. Não temos muito tempo.
Fazla zamanımız yok Nick.
Não temos muito tempo, Nick.
Fazla zamanımız yok.
Desenrasca-te! Também não há tempo para isso.
Onları hikayenin gerçek olduğuna inandırmak zorundayız ve fazla zamanımız yok.
Sugiro rever o que vamos dizer ao Precedium, convencê-los de que dizem a verdade e que não nos resta muito tempo.
Brenda, fazla zamanımız yok.
Brenda... não temos muito tempo.
Fazla zamanımız yok hadi.
Entre. Não temos muito tempo. Vamos.
Fazla zamanımız yok. - Ben.
- Não temos muito tempo.
Fazla zamanımız yok!
Estamos a ficar sem tempo!
Dinle. Fazla zamanımız yok.
Nós não temos muito tempo.
Acele et, fazla zamanımız yok.
Rápido. Não temos muito tempo.
Çabuk ol, fazla zamanımız yok.
Rápido, meu. Não temos o dia todo.
- Ama fazla zamanımız yok.
- Mas não temos muito tempo.
- Evet fazla zamanımız yok.
Não temos muito tempo.
- Hadi. Çok fazla zamanımız yok.
- Vamos, não temos muito tempo.
Tanrı aşkına, çok fazla zamanımız yok.
Tem de ajudar-nos. Temos muito pouco tempo.
Binin. Fazla zamanımız yok.
Não percamos tempo.
Unutma, fazla zamanımız yok.
Lembrem-se, estamos apertados de tempo.
Fazla zamanımız yok. - Ne yapıyorsun?
- Vamos, não temos tempo a perder!
Yani fazla zamanımız yok.
Não temos muito tempo.
Fazla zamanımız yok. Bu heriften kurtulduktan sonra zaman yolculuğuyla konser öncesine gidip onu yakalamak için şimdi ihtiyaç duyduğumuz şeyleri hazırlayacağız. Var.
Já não temos tempo.
Güvende olunca daha fazlasını anlatırım. Çabuk! Fazla zamanımız yok.
Explicarei-lhe isso quando estivermos a salvo.
Fazla zamanımız yok.
Não não temos muito tempo.
Fazla zamanımız yok, eyalet polisleri her an burada olabilir.
Não temos tempo. A policia estatual deve estar a chegando.
Özetle öyle. Fazla zamanımız yok.
E o problema é que temos pouco tempo.
Ne yazık ki bizim fazla zamanımız yok.
É pena não termos mais tempo.
Phillip, fazla zamanımız yok.
Phillip, não temos muito tempo.
kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanımız kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki artık kendini... artık kendini bizden say!
considera-te em casa considera-te da família simpatizámos tanto contigo que se vê que nos vamos entender considera-te instalado como parte da mobília não temos muito p'ra dar mas o que temos partilhamos aqui ninguém é mais do que o outro mas há sempre chá p'ra todos e tem o rolo da massa à mão quando o senhorio aparecer considera-te um amigo não queremos confusão já pensámos e podemos afirmar considera-te... considera-te um de nós!
O zaman fazla vakit yok... çünkü kızım bu evin bir yerlerinde ve canlı.
Então, a minha filha está viva algures ainda dentro desta casa.
İşte bu yüzden sadece mahalli bir polis memuru olarak kalacaksın. Ve işte bu yüzden 28 kişiyi nakledebiliyorum, senin el ve ayak parmaklarından daha fazla ülkede kredili hesabım var... istediğim zaman senin şehrine elimi kolumu sallaya sallaya gelebiliyorum, hem de sizin federal bürolarınızın birinin koruması altında, ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey de yok.
É por isso que nunca passará de um polícia de giro e é por isso que consigo mover 28 pessoas, ter contas em mais países do que todos os seus dedos juntos e consigo entrar na sua cidade sempre que me apetece,
Fazla zamanım yok ve gece uçağıyla geri döneceğim yani siz ve kocanız cidden ilgileniyorsanız çünkü bu parseli fazla elimde tutamam.
Não tenho muito tempo e regresso no avião da meia-noite, portanto se você ou o seu marido estão realmente interessados... Porque eu não posso aguentar esta parcela para além de...
Yalnız... pek fazla zamanım yok, yani...
Mas não tenho muito tempo, portanto...
zamanımız yok 144
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73