English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ G ] / Gelecektir

Gelecektir traducir portugués

2,061 traducción paralela
Şimdi olmayan gelecektir.
Se não estiver a chegar, vai ser agora. Se não for agora, mesmo assim chegará.
Kalanı zamanla gelecektir.
O resto demorará algum tempo.
Ah, evet, o kesinlikle gelecektir.
Ele vai estar lá de certeza. Sim?
Eğer kuyruk sallarsan gelecektir.
Se o mexeres, ele vem.
- Gelecektir.
- Bem, vou estar por aqui.
Ve bu olduğunda er ya da geç bu şehir yaşamak için daha iyi bir yer haline gelecektir.
e quando isso acontece, de vez em quando, a cidade é um sítio melhor.
Gelecektir.
Ela vem.
Ne zaman geleceğini bilmiyorum ama gelecektir, bundan eminim.
Não sei quando ela vem, mas virá. Eu sei.
Belki gelecektir.
Se calhar ela decidiu vir esta noite.
Lord Melbourne erkenden gelecektir.
Calculo que Lord Melbourne aqui esteja muito cedo.
5 dakika daha beklerseniz başka biri gelecektir...
Por isso, se esperarem mais uns minutos, tenho a certeza que aparece alguém que vos pode levar...
Kendi kırbacıyla seni kaldırmak için gelecektir ama.
Se tivesse falado, ele estaria aqui com um açoite. Vá, levantar.
İnan bana, gelecektir. Bu, öyle adamlar için çok fazla para.
Acredita, é um dinheirão para estas pessoas.
Adli tıp üzerimize gelecektir.
A equipa forense que analise isto.
Belki de oraya gitmek ona iyi gelecektir.
Sabes, ir até lá pode fazê-lo sentir-se melhor.
Bu elim, bu da spekulum. Soğuk gelecektir.
Isto é a minha mão e isto o espéculo, vai sentir frio.
- Onu tanıyorum, gelecektir.
- Sei que ele a vem salvar.
Merak etme, geri gelecektir.
Não se preocupe, ele voltará.
Üstesinden gelecektir.
Iremos ultrapassar isso.
Elbette, Izzy'de gelecektir.
Sim, a Izzy estaria lá, certamente.
- Bahse girerim tadı bile farklı gelecektir.
- Aposto que até sabe melhor.
Kral hazretleri sekiz hafta sonra Holyrood Sarayında kalmak üzere buraya gelecektir.
Sua Majestade vai estar no Palácio de Holyrood dentro de oito semanas.
Kralımız üç hafta içinde Holyrood'a gelecektir.
O Rei estará na residência de Holyrood dentro de apenas três semanas.
Yani, birisi gelecektir.
Alguém vai aparecer.
Bu sana iyi gelecektir.
Isto será óptimo para si.
Yarın sabah buraya gelecektir.
Ela provavelmente virá aqui de manhã.
Ama ne olursa olsun, sana bomboş gelecektir.
Mas de qualquer das formas estará completamente vazio.
En az dört yaralı gelecektir.
Temos no mínimo 4 a chegar.
Bu, sana iyi gelecektir, Mary.
Isto pode ser o que te faltava, Mary.
Eğer sorarsan gelecektir.
Se lhe pedires ele virá.
Kolay gelecektir.
É bem fácil de manusear.
Bence gelecek, gelecektir.
E acho que o futuro a Deus pertence.
Daha birkaç yıl oldu, eminim ki vakit ayırıp gelecektir.
Bem, só se passaram um par de anos, tenho a certeza que vai conseguir.
Neye mal olursa olsun, barış galip gelmeli ve gelecektir.
A paz deve e irá prevalecer, custe o que custar.
Ruslar peşinden gelecektir. Tabii ki bizimkiler de.
Os russos irão atrás de si e nós também.
Galyalı Segovax pahalıya gelecektir.
O gaulês Segovax será caro.
Sana bir sürü yer gösterdim. Ama öyle bir yer var ki belki de sana çok anlamlı gelecektir.
Mostrei-lhe muitos sítios, mas há um que talvez seja o mais significativo para si.
Sizin Guatrau'yu ikna etmek için kumar oynuyorum. Şirketim tekrar benim elime geçerse çok daha değerli hale gelecektir.
É uma jogada para convencer o vosso Guatrau de que a minha empresa terá mais valor gerindo os negócios comigo ao leme.
Sizin Guatrau'yu ikna etmek için kumar oynuyorum. Şirketim tekrar benim elime geçerse çok daha değerli hale gelecektir.
É uma jogada para convencer o vosso Guatrau de que para ele a minha empresa terá mais valor gerindo os negócios comigo ao leme.
Aradığında gelecektir.
Quando lhe ligares, ele vem.
Belki benim için gelmez ama senin için gelecektir.
Talvez não volte por mim, mas voltará por ti.
Ona iyi gelecektir.
Só lhe fará bem.
Kimsenin kurtulmaması, kilisenin işine gelecektir. Bunların olmasını Tanrı istedi.
O que aconteceu foi ordenado por Deus.
Sevgili William, cazibesiyle kızınızın sevgisini kazanacaktır ve gerçek aşk galip gelecektir.
O nosso William irá cortejá-la e o amor verdadeiro sairá vencedor.
- Yakında gelecektir.
Deve estar para chegar.
Siz de bir haftada, bir yılda pazarlardan kazanacağınızdan daha fazla para kazanırsınız. Böylece Hamleigh'lerin sırtı yere gelecektir.
Faríeis mais dinheiro numa semana do que num ano de mercados de domingo, e cortaria as vazas aos Hamleigh.
Chuck bizim için gelecektir.
- O Chuck virá salvar-nos.
Bir gün gelecektir.
Vai apetecer-te.
İkisinden biri er ya da geç gelecektir.
Um deles deverá voltar mais cedo ou mais tarde.
Arlette'i o kazadan kurtarırsan yan etkiler meydana gelecektir.
Haverá repercussões, se tirar a Arlette daquele carro.
Yakında taşlarımız gelecektir.
Em breve, poderemos comprar mais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]