Geç kaldık traducir portugués
1,430 traducción paralela
- Çok geç kaldık. - Üzgünüm.
- Estamos muito atrasados.
Çok mu geç kaldık?
- Estamos atrasados?
- Aslında var çünkü toplanmamız gerekir. Aslında biraz da geç kaldık.
Importa-nos porque temos uma reunião e já estamos atrasados.
Geç kaldık.
Porra, estamos atrasados.
- Üzgünüm. Geç kaldık.
- Desculpa pelo atraso.
- Geç kaldık.
- Estamos atrasados, Em.
Gerçekten geç kaldık.
Estamos muito atrasados.
- Randevuya geç kaldık.
Vamos embora, estamos atrasados.
Hadi, geç kaldık.
Vamos. Estamos atrasados.
Karanlık çökmeden geri dönmek için geç kaldık, gece gitmek de çok tehlikeli.
É tarde demais pra voltar antes do anoitecer e é muito perigoso ir à noite.
- Geç kaldık, Boris İvanoviç.
A coisa correu mal.
Kahretsin, çok geç kaldık.
Raios partam, é tarde de mais!
Derse geç kaldık.
Estamos atrasados para a aula.
Maalesef, geç kaldık.
- Ele já o passou.
Bırak onu, zaten geç kaldık.
Deixa isso assim. Já estamos atrasados.
- Kusura bakmayın geç kaldık.
- Desculpem o atraso.
Üzgünüm geç kaldık.
Desculpa o atraso.
Haydi. Geç kaldık.
Vá lá, estamos atrasados.
- Geç kaldık. - Neye?
- Para quê?
Stella, geç kaldık!
Stella, estamos atrasados.
Geç kaldık.
Estamos atrasados.
10 dakika geç kaldık.
Estamos atrasados.
Ve geç kaldık.
E estamos atrasados.
- Tony geç kaldık.
- Tony, estamos atrasados.
Çok geç kaldık!
É tarde de mais!
Çok geç kaldık.
Chegámos tarde demais.
Çok geç kaldık...
Chegamos tarde demais...
Geç kaldık
Estamos atrasados.
Geç kaldık. Oraya geç gideceğiz.
Estamos atrasadas, por isso vamos chegar mais tarde.
- Geç kaldık. hadi.
- Estamos atrasados.
Hayır, John, zaten geç kaldık.
Não, Jon, já estou atrasada.
Bu yüzden geç kaldık, Çalışmalarınızı beğendik, İşe alındınız.
Estamos atrasados e gostamos muito do seu trabalho... ento voc está contratada.
Ama biz 50 gün geç kaldık.
Mas temos 50 dias de atraso.
- Kalplerini kazanmak için geç kaldık, canım.
Acho que é um pouco tarde para isso, não é querido?
Uçağımıza biraz geç kaldık. Biz de buradan buluşup gideriz diye düşündük.
Estamos um pouco atrasados para nosso voo, e por isso pensámos em sair daqui.
Evet, hatta biraz da geç kaldık.
Sim! E já é um pouco tarde.
- Hadi geç kaldık.
Vamos, Joe.
Ah. Haydi, geç kaldık.
- Vamos, estamos atrasados.
- Kaldır kıçını ve geç söyle.
Volta lá. Arraste esse rabo lá para trás.
Pekala ufaklık, kaldır şu minik zengin kıçını da geç içeri.
Ok. Leve o seu cú rico para dentro. Vá em frente.
- Kıpırdama. Senin yüzünden geç kaldım işe.
Você está me atrasando.
Belki deliyim ama küçük bir kızken annem okula hep geç kaldığımı söylerdi. Bir gün nedenini öğrenmek için beni takip etmiş.
Talvez seja maluca, mas, quando era pequena, a minha mãe dizia-me que eu chegava sempre tarde à escola, e, um dia, seguiu-me para ver porquê.
O zaman çöl için geç bile kaldık.
Então, estamos atrasados para o deserto.
Daha geçen gece baban geç kaldığın için sana kızmıştı.
Mesmo ontem a o teu pai ralhou contigo por te teres atrasado
Kızlarla yemeğe geç kaldım.
Estou atrasada, vou jantar com as raparigas.
- Yani 1 milyon yıl geç mi kaldık?
Entao, estamos um milhao de anos atrasados?
Kıyafetin şahane, modaya uygun biçimde geç kaldın, herkes seni. bekliyor.
Estás impecavelmente bem vestida, estás atrasada como manda a moda e está tudo à tua espera.
- Sence geç mi kaldık?
- Achas que estamos atrasados?
Pekala, biraz geç kaldık.
Está bem.
- Geç bile kaldık.
- Estás pronto?
Ve biliyorum ki... Yaklaşık 6 sene kadar geç kaldığımı biliyorum.
E eu sei... sei que estou 6 anos atrasado.