English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ H ] / Haberiniz yok mu

Haberiniz yok mu traducir portugués

56 traducción paralela
Haberiniz yok mu?
Não sabe?
- Neler olduğundan haberiniz yok mu?
- Não sabe o que aconteceu? - Não.
Haberiniz yok mu?
Não ouviu?
- OPA'dan haberiniz yok mu?
- Não sabe da OPA?
Oyunun kurallarından haberiniz yok mu?
Não conhecem as regras do jogo?
Bruno Sacchi. Haberiniz yok mu?
- Você conhecia-o?
Haberiniz yok mu, fısıldaşmak ayıptır. Sadece kilisede ya da mahkemede fısıldaşılır.
Não sabem que isso é falta de educação... excepto na igreja, ou num tribunal?
Henüz dün gece birini daha öldürmüş, bundan haberiniz yok mu?
Sabe que ele matou outra pessoa na última madrugada?
- Haberiniz yok mu?
- Você não sabe?
Sokağa çıkma yasağından haberiniz yok mu?
Não ouviu falar do toque de recolher?
Haberiniz yok mu?
- Não ouviu?
Postacı'dan haberiniz yok mu?
Não lhe falaram do Carteiro?
Geçtiğimiz Aralıktaki çifte cinayetten haberiniz yok mu?
Então não sabe do duplo homicídio que lá ocorreu?
Carol dan haberiniz yok mu?
Não sabe nada da Carol?
Savaş başladığından haberiniz yok mu?
Não sabem que estamos em guerra?
Alman Ethel Merman'ım ben Haberiniz yok mu?
Sou a Ethel Merman alemã Não sabiam?
Oğlunuzun sokaklarda kendini sattığından haberiniz yok mu?
Tem noção que o seu filho tem corrido as ruas a trabalhar como prostituto?
Yaralanıp yaralanmadığından bile haberiniz yok mu?
Não fazem ideia se está ferido?
Haberiniz yok mu?
Não foram informados?
Sınırların açık olduğundan haberiniz yok mu?
"Sabiam que as fronteiras estão abertas?"
Sizin hiç şu duş denen kahrolası şeyden haberiniz yok mu?
Nunca ouviram falar de um duche?
Haberiniz yok mu?
Você não sabe?
A... k... duğumun 1999 yılının sıınıfı... 99, 93'ten haberiniz yok mu?
Classe da merda de 1999. Cara, isso é ridículo... 99, 93...
- Şehirdeki çatışmalardan haberiniz yok mu?
- Não sabias dos tiroteios na cidade?
Haberiniz yok mu?
Então não sabe?
- Haberiniz yok mu?
- Não ouviram falar?
Haberiniz yok mu?
Não ouviu falar?
Los Angeles'tan haberiniz yok mu sizin? Hollywood'un başkenti gibidir.
Não sabem que L.A. é a capital de Hollywood?
1980 öncesi üretilmiş süper lüks yataklı yolcu trenlerinin süspansiyon özelliklerinden haberiniz yok mu?
Não estão familiarizados com as características da suspensão da cabine de passageiros de um Pullman Superliner Deluxe anterior a 1980?
- Sizin bundan haberiniz yok mu?
- Não tem conhecimento disto?
Kan bağının yaratacağı tehlikelerden haberiniz yok mu?
Não conheces os perigos das relações consanguíneas?
- Haberiniz yok mu?
Mas, não sabe? Ela morreu.
- Yoksa hala olanlardan haberiniz yok mu?
- Não sabes nada sobre eles? - Não.
Patronunuzun burada sizi beklediğinden haberiniz yok mu?
Não sabiam que o vosso chefe estava aqui à vossa espera?
- Aşağıda ne olduğundan haberiniz yok mu?
Não sabem o que tem lá em baixo?
Bu şehirde olanlardan hiç haberiniz yok mu sizin?
Jura? Sabem o que acontece nesta cidade?
Neler olduğundan haberiniz yok mu?
Não sabes o que se passa?
- Bu paradan haberiniz yok mu yani?
- Não sabem nada do dinheiro?
- Haberiniz yok mu?
- Não sabia?
İlacı kullanan kişiden haberiniz yok mu? Neyse ne.
Não tem conhecimento de quem na verdade usa esta droga?
Haberiniz yok mu?
Sim? Não ouviram?
- Evet. Haberiniz yok mu?
Você não sabe.
Haberiniz yok mu?
Não sabia?
- Sizin haberiniz yok mu bir şeyden?
- Vocês não sabem nada?
İlk siz öleceksiniz Haberiniz yok mu
Não sabem que são os primeiros a ir
Gümüş ya da ultraviyole ışıktan haberiniz yok mu?
Não sabias da prata ou da luz ultravioleta?
Bugün, haberiniz var mı yok mu bilemem ama... Beyzbol Liginin açılışı var.
Hoje, como deve saber, ou talvez não, tanto faz, é a abertura do campeonato de basebol.
Haberiniz yok mu?
Não sabiam?
Harrington ailesine karşı olan saldırıların hiçbirinden haberiniz yok mu?
Não tem conhecimento de nenhum ataque à família Harrington?
Tehlikeden haberiniz yok mu?
Não sabem que é perigoso?
Yaşadığınız yerde olan bitenden haberiniz yok mu yoksa?
Podes metê-los no rabo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]