English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ H ] / Hamilton

Hamilton traducir portugués

1,265 traducción paralela
Hamilton ne yaptı?
O que fez o Hamilton?
Hamilton hiçbir şey yapmadı.
Hamilton não fez nada.
Bence Hamilton'a anlatmalısın.
Olha, eu acho devias dizer ao Hamilton.
Slim, buna bir bak.
Slim, vê isto! A vítima é Roy Hamilton.
Kurban Roy Hamilton gibi görünüyor.
O corpo foi encontrado no estacionamento perto do emprego.
Listenin başında siyaset bilimi doktoralı Andrew Hamilton var, Oxford'da politika ve felsefe okudu, okul birincisi oldu.
No topo da lista há o Andrew Hamilton, doutorado em Ciências Políticas, por Oxford, com distinção.
Kaç tane kötü adamı Hamilton Eyalet hapishanesine yolladın?
Quantos criminosos prendeu no condado de Henipen?
Hamilton'lar güzel bir parti vermişti.
Os Hamiltons sabem dar uma festa.
Hamilton'lar?
Os Hamiltons?
Valiler, senatörler, savaş kahramanları yetiştiren meşhur Hamilton ailesi mi?
Os governadores, senadores e heróis de guerra?
Evet. Tyler Hamilton'la Vanderbilt Üniversitesinde işletme okumuştuk.
Andei na faculdade de Vanderbilt com o Tyler Hamilton.
Adam Hamilton'ların dostuymuş.
Este tipo é amigo dos Hamiltons.
- Hmmm - Hamilton'ların hala burada olmalarına şaşırdım.
Os Hamiltons ainda cá estão?
Bay Hamilton mülkünüzün sınırlarının hemen dışında korkunç bir şey yaşandı.
Sr. Hamilton, um crime terrível ocorreu mesmo junto à sua propriedade.
Hamilton'ların tuttuğu avukatım.
Represento os Hamiltons.
Hamilton'ların tuttuğu avukatım. Aile dostları olduğun için seni temsil etmemi istediler.
Pediram-me que o representasse como amigo da família.
Paul, bu numaraya kanarsan... Hamilton'lar seni hiç düşünmeden kurban eder.
Paul, se alinhar nisto, os Hamiltons atiram-lhe as culpas em dois segundos.
Tyler Hamilton
- O Tyler Hamilton.
Fark etmez... çünkü bir maktulün kanı, Hamilton'un evine doğru ilerlemiş.
Pouco importa, porque o sangue da vítima leva-nos até à casa do Hamilton.
Hey, arkadaşlar... ister inanın ister inanmayın Hamilton erkekleri... fermuarlarını saklayamıyor.
Pessoal? Os homens da família Hamilton, por mais que tentem, não conseguem esconder os fechos e correr.
Evet, ama odun ateşinin sıcaklığı en fazla 500 dereceye kadar çıkar. Hamilton'ların bunu bilmesine imkân yoktu.
Sim, mas um incêndio atinge apenas os 500 e os Hamiltons não podiam saber isso.
Başka bir deyişle plaj kumu. Hadi gidip genç Bay Hamilton'la konuşalım.
Vamos falar com o jovem Sr. Hamilton.
Ama o barmen parçasının... seni başından savan kızla öpüştüğünü görünce köklü Hamilton kibrin hiddete dönüştü.
Mas quado viu um reles empregado a beijar a miúda que o tinha rejeitado, a velha arrogância dos Hamiltons transformou-se em fúria.
Ne oldu? Tyler Hamilton gözlük kullanmıyor.
- O Tyler Hamilton não usa óculos.
Biliyorum. Ama Tyler Hamilton gözlük kullanmadığı için gözlük pabucu Tyler'a ait olamaz.
Eu sei, mas o Tyler Hamilton não usa óculos, portanto não pode ser dele.
Bay Hamilton? Hamilton? !
Sr. Hamilton?
Bay Hamilton? Bay Hamilton?
Sr. Hamilton?
Televizyonlar Hamilton haberinden geçilmiyor. Deja vu
- Os Hamiltons estão em todos os canais.
Drake Hamilton'un feci bir kaza geçirmiş arabasını yolun kenarında buldum.
Encontrei o carro do Drake à beira da estrada, após um acidente brutal.
Hamilton'ların konağına gittiğimde diplomat gibi karşılandım.
Fui a casa dos Hamilton onde fui recebido como um diplomata.
Doktor Hamilton.
Dr. Hamilton.
Adım Doktor Steven Hamilton.
Sou o Dr. Steven Hamilton.
Sen Doktor Hamilton'sın.
É o Dr. Hamilton.
Hamilton, 17. İlçe Anayolu'nun güneyinde büyük bir alana yığılmış meteor parçaları bulduğunu yazıyor raporunda.
Hamilton diz ter encontrado um elevado número de fragmentos de meteoro espalhados por uma zona a sul da auto-estrada 17.
Yani Doktor Hamilton'a olan ani ilgin sadece bir tesadüf müydü?
O teu interesse pelo Dr. Hamilton foi uma mera coincidência?
Hamilton bir tür disk bulduğunu ve onun sende olduğunu söyledi.
Hamilton disse que encontrou uma espécie de disco e que tu o tinhas.
Doktor Steven Hamilton.
Dr. Steven Hamilton.
Pete yardımsever davranıyor, Doktor Hamilton hastayı ziyaret ediyor...
O Pete arma-se em bom samaritano, o Dr. Hamilton visita o doente e...
Hamliton'a bakacağım.
Vou investigar o Hamilton.
Bu olayın başında biraz öfkelendiğimi biliyorum ama Hamilton'a olandan sonra neden söylemediğini anladım ve özür dilerim.
Eu sei que me descontrolei quando isto começou mas depois do que aconteceu ao Hamilton percebi por que nunca me contaste e peço desculpa.
Hamilton beni öldürecekti, ve sırrını açıklayabilirdi yine de onu kurtarmak istedin.
O Hamilton tentou matar-me e ele podia ter contado tudo sobre ti mas tu tentaste salvá-lo.
Hamilton'ın tarif ettiğine benziyor mu gerçekten?
Corresponde à descrição do Hamilton?
Doktor Hamilton.
Dr. Hamilton...
Görülüyor ki bana pek dürüst davranmamışsın Doktor Hamilton.
Parece que não foi totalmente sincero, Dr. Hamilton.
Sanırım bu Doktor Hamilton.
Acho que é o Dr. Hamilton.
Doktor Hamilton, selam.
Dr. Hamilton?
Bunun bir kopyası Doktor Hamilton'ın ahırında vardı.
O Dr. Hamilton tinha um no celeiro.
Hamilton'ın ne alakası var?
Que faz o Hamilton?
Yani Nicodemus'u geri getiren Hamilton.
Acham que ressuscitou a Nicodemus.
Nicodemus Günlüğü'nü Doktor Hamilton almamış.
Não foi o Dr. Hamilton quem requisitou o livro.
Hamilton pürüz çıkarmaya devam mı ediyor?
Uma dose de arrogância dos Hamiltons?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]