English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ H ] / Harbiden

Harbiden traducir portugués

1,315 traducción paralela
Dostum, seni harbiden kiralıyorum.
Meu, vou ter mesmo de te contratar!
- Harbiden mi?
- Estás a gozar?
- Harbiden.
- Não estou.
Şu anda harbiden bir seans yapabilirim. Biraz yatışmak için.
Porque estava-me mesmo a apetecer fumar um pouco para descontrair.
Çıktığından beri harbiden işi sıkı tutmuşsun.
Tens-te tratado bem, desde que saíste.
- Çok tatli. - Harbiden...
- A sério, devias mesmo...
Harbiden bak, yeniden içmeye başlamanı isterdim.
Eu sério, a sério desejo você poderia começar de novo.
Harbiden nerde kaldı bu herif?
Você sabe, quando é ele afinal?
Dostum, sen harbiden kafayı yemişsin.
Perdeste o juízo.
Harbiden öyle.
Claro que sim.
- Harbiden. İğrençleşmeyelim.
- Foi repugnante.
- Ahbap, bekle, bekle, toplarını harbiden traş ettin mi?
Mano, espera. Rapaste os tomates?
Şimdi harbiden başım belada.
Agora estou oficialmente em sarilhos.
Yani, harbiden iyiymiş.
Bem, isso é fantástico. Quero dizer, isso é, simplesmente fantástico.
Bu harbiden...
É mesmo...
Sue harbiden acayip gaz veriyordu.
A Sue arrasava.
Harbiden beyzbol oynadın mı?
A sério que jogaste softbol?
Harbiden Edie, nasıl olur da bir adamla evlenir ve bu şeyleri bilmezsin?
Sinceramente, Edie, como podes estar casada com um tipo e não saberes estas coisas?
Siz kafadan sakatsınız harbiden.
Vocês são uns anormais de merda.
Harbiden!
A sério!
Harbiden öyleyim.
A sério.
Benim avukat halleder. Herif harbiden çok sıkı.
O meu advogado trata disso.
Şimdi siz harbiden kaçak mısınız amına koyayım?
- Então, vocês são foragidos.
Öyle biri kara derinizi yüzeceğini söylerse, harbiden derinizi yüzer.
É o tipo de pessoa que, quando diz que nos vai dar uma tareia, é uma tareia a sério.
Harbiden ciddi misin?
Achas? Quer dizer, a sério?
Harbiden?
A sério?
Harbiden polisin sen ve senin küçük aptal West Ham'lı arkadaşlarını aramayacağını mı düşünüyorsun?
Francamente, acreditas que a polícia não virá atrás de ti e dos tolos dos teus amigos do West Ham?
Cennetteki ebeveynlerinin tanrıdan ricada bulunup kendilerine yardım edebileceğine harbiden inanıyorlar.
Acreditam piamente, de alguma forma, que os seus falecidos pais no céu podem intervir com Deus em nome delas de forma a fazer favores para os vivos.
Harbiden, Bay Üryan Cankurtaran.
Agora a sério, Sr. Salva-Vidas Nu?
Harbiden o kafayla böyle şeyler düşünebiliyor musun?
Tu pensas realmente nestas coisas?
- Salak herif harbiden aradı.
- O idiota ligou.
Adamın her zamanki mekanını araştırdım adam harbiden de kayıpmış.
Investiguei o local habitual deste tipo e está desaparecido há uns dias.
- Bu harbiden boktan bişey.
Isso é bom como o caralho!
Daeldo'nun Kılıcı harbiden çok güçlü bir silahmış.
A espada do Dildo é do caralho mesmo.
Harbiden beni anladı mı?
Ele percebe-me mesmo?
Çünkü şuan ekonomi harbiden sıçtı.
Neste momento, a economia está a ir pelo cano abaixo.
Şimdiye gelince harbiden, bana bunu sorduğun için kızgınım.
Mas agora... sinceramente... estou com raiva por me teres perguntado.
Denemek? Harbiden, bu konuda konuşmak istemiyorum artık.
Sinceramente, não quero falar mais disso.
- Harbiden çok seksi.
- Esses são muito sensuais. - Bonitos.
Bu harbiden iyi yemek.
Esta comida está muito boa.
Gördünüz, Ustura'nın taktikleri harbiden tuttu.
O jodo do Razor's realmente resulta.
Harbiden öyle.
- Estás a gozar! Vai. Sem agente...
Neslinizin basit kelime dağarcığına uygun olarak ifade etmek gerekirse ; şans bana "harbiden" güldü.
Como tu e a tua geração diriam : 'Dei uma sorte total'.
Kardeşim, harbiden de başarmışsın.
Bem, meu irmão, conseguiste mesmo. Vai lá, diverte-te.
Harbiden bizi arabanla götürmeyi mi teklif ediyorsun?
Estás mesmo a oferecer-nos uma boleia agora?
- Harbiden bayıldım.
- Gostei.
Yani harbiden, bu adam hayatta her şeye sahip.
Ele é o tipo de homem que tem a sua vida, família e essas merdas. Vá lá, a sério!
Harbiden mi?
E uma miuda.
Harbiden sadece tepemi attırmaya çalışıyorsun.
- Estás a tentar irritar-me.
Harbiden açmışsın.
Estavas com fome.
Harbiden bilmiyorum.
- Não sei onde ela está.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]