Hayalet traducir portugués
6,643 traducción paralela
Matanga Zumbido, Stetson'sa Raymon, Wesen olduğunnu fark etmeden, hayalet gördüğünü sandı.
Então, se Stetson é o Matanga Zumbido, o Raymond pensou filmar um fantasma - não viu que era um Wesen.
Sen hayalet falan mısın?
É alguma espécie de fantasma?
Eski hayalet hikayeleri yüzünden.
Velhas histórias de fantasmas.
Sanırım ben de artık hayalet hikayelerinizden biri oldum.
Acho que agora me vou tornar numa das suas histórias de fantasmas.
- Leşçilerin hayalet hikayeleri.
- Histórias de fantasmas.
Daha önce de dediğim gibi saçma sapan hayalet hikayeleri.
Como disse antes, histórias de fantasmas.
Bu Naga Jolokia veya diğer adıyla Hayalet Biberi.
Isto é naga jolokia ou o pimento-fantasma.
Hayalet gibiydi. Bir şeyler fısıldıyorlardı.
Estava assustado.
Kızımız tam bir hayalet.
A rapariga é um completo fantasma.
Ne yapacağız hayalet mi kovalayacağız?
O que fazemos, perseguimos fantasmas?
Bir ses duydum. Hayalet gibi.
Ouvi uma voz... como se fosse um fantasma.
Krieg'e özel askeri şirket demek hayalet bombardıman uçağıyla kağıttan uçağı kıyaslamaya benzer.
Chamar ao "Krieg" uma empresa militar privada, é como comparar um caça com um avião de papel.
Hangi hayalet etten ve kemikten olur?
Que fantasma é de carne e osso?
Charleston'daki herkes iyi bir hayalet hikayesini sever, ve gerçekten şeytan çıkaran birini tanıyorum kasabaya da daha yeni taşındı.
Sei que em Charleston gostam de histórias de fantasmas, e tenho ouvido falar sobre um exorcismo genuíno - que aconteceu na cidade.
Sizi temin ederim hayalet değilim.
Asseguro-lhe, não sou nenhuma aparição.
Onu asla bulamazsınız, o bir hayalet.
Nunca vão encontrá-lo. Ele é um fantasma.
İblis de değil hayalet de.
Ele não é nenhum demónio, nem nenhum fantasma.
Eskiden planlardaki asansörlerde hayalet gibi gezinen adamları tanırdım.
Conheci uns gajos que faziam passeios fantasmas em elevadores nos projectos.
Hayalet görmek gibi.
É como estar a ver fantasmas.
Söylememin sakıncası yoksa hayalet görmüş gibisin.
Parece que viste um fantasma, sem ofensa.
Sadece Hayalet için biraz yakıt ve karnımızı doyurmaya yetecek yemek parası.
Só o suficiente para a comida e o combustível da Ghost.
Ve Hayalet hem sinyalini hem de imzasını gizleyebilir.
E a Ghost pode mascarar o seu sinal e assinatura.
Eğer Chopper bu kargo gemisindeyse, o zaman Hayalet'i kim kullanıyor?
Se o Chopper estava neste transportador, quem estava na Ghost?
Anka 1'den Hayalet'e, size bir geçit açtık.
Phoenix 1 para Ghost, tem o caminho livre.
Hayalet, geri çekilmek zorundayız.
Ghost, temos de nos retirar.
Hayalet'ten Anka filosuna, görev tamamlandı.
Ghost para Esquadrão Phoenix, missão cumprida.
Yani Hayalet'i almıyoruz ve Chopper'ın sürmesine izin veriyoruz öyle mi?
Então, não vamos levar a Ghost, e deixar o Chopper pilotar?
Belki de Hayalet'i alıp bir süre dikkatlerden kaçmalıyız.
Talvez possamos apanhar a Ghost e sossegar um pouco.
Anka Yuvası burası Hayalet ekibi.
Phoenix Home, aqui é a Equipa Ghost.
Eve hoş geldiniz Hayalet ekibi.
Bem-vindo, Equipa Ghost.
Hayalet çatışmak için ayrılıyor.
Ghost preparada para atacar.
Anka Evinden Hayalet'e.
Phoenix Home para Ghost.
Hayalet ekibi, kaçış kapsülleri güvende.
Ghost, as cápsulas de fuga estão seguras.
canım, hayalet gibi solgunsun evet, böcekten falan kapmış olmalıyım iyi olacağım dikkat etmen gerekiyor hepsinin tuhaf şehirleri var
Querida, estás palida pareces um fantasma. Sim, devo ter apanhado um bicho quando estive no sul. Eu vou ficar bem.
- Gemide bir hayalet Kara Şahin var.
Eles têm um helicóptero "BlackHawk" indetectável a bordo.
Her gece yatmadan önce bir iki mısra sadece, yanında da sıcacık hayalet kanı.
Só um ou dois versículos, à noite, antes de ir dormir, enrolado com uma caneca quente de sangue fantasma.
Bir şey olmuş çünkü hayalet gibi bembeyaz olmuşsun.
Bem, alguma coisa devia ter, já que está branco como cal.
Hayalet.
Oco.
Öldüğümü ve hayalet olduğumu bilmiyorlar.
Não sabem que estou morta e o meu fantasma anda cá.
Sadece dünyada boş boş gezinir vakitsiz bir zamanda, kaybolmuş hayalet gibi.
Ele só vagueia pelo mundo, vazio, como um fantasma, perdido num tempo sem tempo.
"Tepenin dibinde hayalet gibi dönüyorum. Sensiz geçireceğim dakikalar bana musallat oldu."
"A girar como um fantasma em cima de um pião, sou perseguido pelo espaço em que vou viver sem ti."
Biri Hayalet Avcıları'nı arasın mı?
Não deviam chamar os Caça-Fantasmas?
adam bir hayalet dostum.
- O tipo é um fantasma, meu.
Hayalet filmini hatırlıyor musunuz?
- Provavelmente? - Lembras-te do filme "Ghost"?
Hayalet Avcıları'ndan. - Ne oldu?
- O que houve?
Hayalet mi?
Um fantasma?
Bilirsin işte, bazı hayalet hikayeleri.
Algumas histórias de fantasmas.
- Burası hayalet kasaba.
É uma cidade-fantasma.
Aç hayalet. Sonsuza kadar.
Como um fantasma esfomeado...
Hükümette çoğu kişinin inanmadığı bir dosya vardı bunların sadece hayalet hikâyeleri olduğunu düşündüler geçmişte geri dönenler görüldüğünde, genellikle bir avuç dolusu en fazla bir yüzyılda bir kaç kez meydana gelmiş... kitlelerin dönmesi de çok nadir.
O Governo tinha um ficheiro. Muitos não acreditaram. Pensaram que eram só histórias de fantasmas.
Takip edilemez mükemmel hayalet askerler.
- O soldado-fantasma perfeito.