English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ H ] / Her zamankinden

Her zamankinden traducir portugués

1,864 traducción paralela
Barmen, her zamankinden olsun.
Empregado! O costume e rápido.
SPRINGFIELD MİLLİ PARKI Artık her zamankinden daha küçük
PARQUE NACIONAL DE SPRINGFIELD AGORA MAIS PEQUENO DO QUE NUNCA
Her zamankinden bile fazla.
Lois, eu sei que é tarde, mas eu e a malta vamos guardar abelhas.
Tanrım, herkes karakteri hakkında çok sinirli. Sen bile her zamankinden beter durumdasın. Bu da her şeyi açıklıyor.
Meu Deus, estão todos a ficar tão chateados com as suas personagens, até tu pareces mais em baixo do que o normal e isso já é muito.
Şu an için önemli olan kızınızın sizi her zamankinden daha yakın görmesi, onun yanında olmanızdır.
O que importa é que a tua filha... vos veja mais fortes e unidos do que nunca, formando uma corrente com ela.
" Her zamankinden daha duyarsız hissediyordum.
" Sentia-me mais firme do que costume.
Belki her zamankinden biraz daha fazla yardım edebilirim ona.
Talvez a pudesse ter ajudado um pouco mais do que ajudei.
Her zamankinden fazla müşterim var..
Tenho mais clientes que nunca.
Her zamankinden daha fazla.
Agora, mais do que nunca.
Her zamankinden istediğini söyledim.
Disse-lhe que ias querer o habitual.
Her zamankinden, Bay Morgan.
O habitual, Sr. Morgan.
- Her zamankinden mi?
- O costume? - Sim.
Ve sen de şimdi, her zamankinden daha güçlü olmalısın.
E você tem que ser forte... agora mais do que nunca.
Kim aynı eski barımıza inmeyi her zamanki locamızda oturmayı ve her zamankinden içmeyi ister?
Quem quer ir até ao nosso velho bar de sempre, sentar-se na nossa mesa habitual e pedir o costume?
- Her zamankinden!
O meu preferido!
Bu yüzden de Lily'le olan arkadaşlığına her zamankinden çok değer veriyordu.
Portanto ela valorizava a amizade dela com a Lily mais do que nunca.
Bu dünyada, her zamankinden daha yanlız hissediyorum.
Sinto-me mais sozinho neste mundo como nunca antes estive.
Evet, her zamankinden.
Sempre.
Tavan meselesi yüzünden karıniçini, her zamankinden daha ayrıntılı incelememiz gerekti. Sonuç olarak, pankreasında malign bir tümör saptadık.
Por causa desta coisa do tecto, tivemos de explorar o seu abdómen mais exaustivamente do que teríamos feito normalmente, e... como resultado, encontrámos um tumor maligno no seu pâncreas.
Adamım, o pelerini taktığın zaman her zamankinden daha havalı görünüyorsun.
Ficas muito mais fixe quando tens uma capa, meu.
- Sen de her zamankinden daha yakışıklısın.
- E tu nunca estiveste tão bonito.
Hepimiz için zor bir yıl olduğunu biliyorum, ve düşünüyordum... yani her zamankinden daha fazla demek istiyorum.
Eu sei que tem sido um ano muito difícil para todos nós, e tenho andado a pensar... Quer dizer, mais do que o normal.
Her zamankinden daha mutluydu.
A Keisha estava comigo. Parecia mais feliz do que costume.
O işi başarınca da, her zamankinden daha iyi bir dönüş yapmış olacaksın.
E quando arrasares nele, vais estar de volta melhor do que sempre.
Kadınları tanıdığını söylüyorsun ve kadınlar kızgın olmadıklarını söylediklerinde her zamankinden çok mu kızgın olurlar?
Diz que conhece as mulheres e quando elas dizem que não estão chateadas, estão mais chateadas do que nunca?
Hayır. Neden? Her zamankinden fazla görmedim.
- Não mais que o normal.
Kendine duyduğun öfke bugün her zamankinden de yoğun adamım.
O auto-ódio está forte em ti hoje, meu amigo.
Ve her zamankinden daha sağlıklı.
E mais saudável que nunca.
Annene gelince, o kadın şu anda, her zamankinden daha da canlı.
Mas a tua mãe... aquela mulher, está mais viva do que nunca.
Her zamankinden daha fazla ihtiyacın var bana, Tom.
Agora, precisas mais de mim do que nunca, Tom.
Bu gece çok güzelsiniz, Bayan Queenie. Her zamankinden daha da güzel.
Está muito linda esta noite, Menina Queenie, nunca a vi tão linda...
Bir gece her zamankinden daha fazla tırlattı.
Certa noite, entusiasmou-se mais do que o costume...
- Durum her zamankinden kötü. - Aynen.
As coisas nunca estiveram tão mal!
Pilav Kasesi ölmüştü, ama ben her zamankinden canlıydım.
O Prato de Arroz estava morto, mas eu nunca estive mais vivo.
Her zamankinden güçlüyüz.
Somos mais fortes do que nunca.
Bu kadın, elli yıldır bana katlanıyor ve onu her zamankinden çok seviyorum.
Esta senhora atura-me há cinco décadas e amo-a mais agora do que nunca. Obrigado, querida.
Hayır, her zamankinden.
Não, o costume...
Casa Cristo için güvenlik her zamankinden fazla önem taşıyor. Özellikle son senelerde. Doğru.
A segurança tem sido a principal preocupação para os oficiais da Casa Cristo, especialmente, nos últimos anos.
Her zamankinden daha çok garip gözüküyorsun.
Tu pareces mais bizarro do que o habitual. Oh...
"Sevgileri her zamankinden derinlere ulaştı."
"sendo o seu amor mais profundo e verdadeiro que nunca."
Her zamankinden de çok.
Mais do que nunca
Her zamankinden daha kötü bir şekilde.
Ah! E pior que nunca.
- Bana her zamankinden çok ihtiyacı var.
- Mais do que nunca, ela precisa de mim.
Canım, bana her zamankinden getir, ona da içtiği şeyin aynısından ver, hesabıma yaz.
Querida, dá-me o costume e dá-lhe outra do que ele estava a tomar.
Her zamankinden daha sessiz.
Mais calado do que o habitual.
Ama inan bana, seni her zamankinden çok istiyorum.
Mas acredita em mim, quero-te ainda mais.
Bir aralar seni her zamankinden daha mutlu görüyordum.
Por algum tempo, vi-te mais feliz do que nunca.
Sen de biraları söyle, her zamankinden.
Trás a cerveja do costume.
Ayrıca Memur DeAngelo'yla birlikte bu sefer her zamankinden daha önemli bir şey yaptınız bu yüzden buradasın.
E com a partido do agente DeAngelo é mais importante do que nunca que esteja aqui.
Böyle bayram günlerinde, Bay Scrooge yoksullar için her zamankinden daha fazla erzak temin etmemiz icap ediyor.
Nesta quadra festiva do ano, Sr. Scrooge, é ainda mais oportuno arrecadar algum dinheiro para os pobres e indigentes.
Konu açılmışken, her zamankinden alabilir miyim?
A propósito, posso levar o habitual?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]