English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ H ] / Hiç şüphem yok

Hiç şüphem yok traducir portugués

546 traducción paralela
Elbette, hiç şüphem yok.
Sim, não duvido disso.
Bundan hiç şüphem yok ama mahkemeyi ikna edecek... bir deliliniz yok.
Não duvido disso. Mas é a sua palavra contra a deles.
Hiç şüphesiz, bundan hiç şüphem yok.
Sem dúvida, indubitavelmente.
- Hiç şüphem yok.
- Sem dúvida.
Dikkatlice prova edilmiş, hiç şüphem yok.
Bem ensaiada, sem dúvida.
Korkarım bu konuda hiç şüphem yok.
Tenho medo que não haja qualquer tipo de dúvida sobre o assunto.
Buna hiç şüphem yok.
- Naturalmente.
Cesedi gördüm Marty. İntihar ettiğinden hiç şüphem yok.
Eu vi o corpo, não resta dúvida de que foi suicídio.
Hayır, hiç şüphem yok ama şehir morgundan şimdi geldim.
Não mesmo. É que acabei de chegar do necrotério.
Hiç şüphem yok, bir sabah, Komünist generaller savaş hakkında konuşmak için bir araya gelecek.
Acredito piamente que, uma manhã, os generais comunistas se reunirão para falarem sobre a guerra.
Bunların sahte elmas olduğundan hiç şüphem yok.
Não há dúvida, são imitações de boa qualidade.
Hiç şüphem yok.
E não admira.
Dediklerinden hiç şüphem yok, Bay Boyd.
E não duvido do que disse, Sr. Boyd.
Bundan hiç şüphem yok.
Pergunto-me se não nos teremos todos vendido.
Hiç şüphem yok.
Não tenho dúvidas de que está.
Bundan hiç şüphem yok.
A parte mais importante.
Evet, hiç şüphem yok.
É, não tenho dúvida.
- hiç şüphem yok
- Claro, não sou um monstro.
Hiç şüphem yok.
Sobre isso não me restam dúvidas.
Buna hiç şüphem yok.
Eu não tenho dúvidas.
Hiç şüphem yok ki, bir çoğu sizinle birlikte yola devam edecek.
Duvido que haja muitos que o acompanhem.
- Olacağından hiç şüphem yok.
- Sem dúvida que será.
- Hiç şüphem yok.
- Claro que não.
12. tamamen çıldırmıştı garip şeyler anlattı kocaman ateşten duvarlar, şiddetli depremler, aklını kaybetmiş gibiydi, hiç şüphem yok ki maymunluk dışı bir işkence görmüştü.
E o 12º voltou com histórias incríveis de grandes bolas de fogo, terramotos violentos e estranhos, louco, arrasado sem dúvida por alguma tortura não símia.
O Apaçi'yi yakalayacağımızdan hiç şüphem yok.
Vamos apanhar o mestiço e vamos queimá-lo.
Öyle olduğundan hiç şüphem yok.
Não duvido que o fará.
- Emin misiniz? - Hiç şüphem yok.
- Tem a certeza?
Hiç şüphem yok.
Não dúvido disso.
Hayır bayım, hiç şüphem yok.
Não, senhor, não dúvido.
Hiç şüphem yok.
Sem dúvida.
Buna hiç şüphem yok.
Não duvido disso.
* Ama hiç şüphem yok ki *
But I don't have any doubts
Bundan hiç şüphem yok ama bizim Toby...
Isso está claro, sr. Ames.. -... mas o Toby aqui...
Bundan hiç şüphem yok.
Eu nunca duvidei disso.
Söylediklerim bazılarına kabaca gelebilir ama sizin bu sözleri doğru şekilde anlayacak kişi olduğunuzdan hiç şüphem yok. Bu evlilikten hiç de hoşnut olmadığımı biliyorsunuzdur efendim. Beni nasıl bir duruma soktuğunuzu bildiğinizden adım gibi eminim.
Este discurso poderá parecer brutal aos olhos de alguns, mas sei que o entenderá, e posso dizer-vos que é um casamento que, como calculais, me repugna, sabendo agora quem sou e como ele choca com os meus interesses.
- Evet, hiç şüphem yok.
- Sim, sem dúvida.
Hiç şüphem yok, aynı çocuk. Esteban, oğlum. Tanrı sana bu tuhaf gücü vermiş.
Esteban, meu filho, Deus deu-te um poder misterioso, e esse poder deve ser usado para ajudar aqueles que precisam, num Novo Mundo, nunca te esqueças disso...
- Keyifli olacak, hiç şüphem yok.
- Tenho imenso gosto.
" Sevgili Watson : Sen üçüncü sınıftayken, beşinci sınıfta olan Kurbağa yavrusu Phelps'i hatırlayacağına hiç şüphem yok.
Caro Watson, acredito que se recorde do Phelps "inocente", que estava na terceira classe quando você andava na quinta.
O hala hayattaydı, elbette sadece bir süre için ve bu zengin adamın bir vasiyet bırakmadığı konusunda hiç şüphem yok.
Mesmo que ainda estivesse vivo, mas por pouco tempo, e sendo um homem rico que não deixou testamento.
Tamirata rağmen bir gece için orada kalabileceğinize hiç şüphem yok.
Decerto que, apesar das reparações, conseguirá passar lá uma noite.
Noelinin çok mesut geçeceğine ve kendisinin çok mutlu olacağına hiç şüphem yok.
Não duvido de que o Natal dele vai ser muito alegre e que ele estará feliz.
Hiç şüphem yok ki Avrupa'da kalmak senin için acılı olmuş.
Não duvido que a sua estadia na Europa tenha sido dolorosa...
ve bu sırrı ifşa etmek için kendini ikna edemedi. Bununla birlikte Adamcağız İngiltere Hukuku'nun koruma kalkanı altında yaşıyordu. Ve şundan hiç şüphem yok ki müfettiş bu kalkan, gelecekte de insanları korumakta başarısız olsa bile adaletin kılıcı, intikamını almak için hala orada duruyor olacak.
Por muito patife que ele fosse, vivia ainda a coberto do escudo da lei britânica, e não duvido, Inspector, que concorda comigo, que embora esse escudo possa não oferecer protecção, a espada da justiça está sempre pronta a actuar.
Kendisinin "Ortaçağın Karanlık Yolları" adlı inceleme kitabını bildiğinizden hiç şüphem yok.
Sem dúvida conhece as suas monografias em "Medieval Byways".
Grace bunun arkasında Ferris Bueller'in olduğundan hiç şüphem yok.
Grace, o Ferris Bueller está por detrás disto. Não tenho dúvidas.
Hiç süphem yok.
Nunca tive dúvidas.
Bu sefer benimdir, hiç şüphem yok.
Desta vez é meu, não há dúvida!
İyi niyetli olduğundan şüphem yok hiç.
De certeza que teve boas intenções.
Hiç şüphem yok, ama.
Mas näo tenho dúvidas.
- Buna hiç şüphem yok.
Sem dúvida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]