Itirazım yok traducir portugués
210 traducción paralela
Hayır, bir... bir itirazım yok.
Não... eu... não tenho objecções.
Bir itirazım yok.
Eu... não tenho objecções.
Öldürülmeye bir itirazım yok ama bunu kuş kadar akıllı birinden duymak gücüme gidiyor.
Não me importo de ser morto, mas custa-me sabê-lo por um sujeito cuja cabeça acaba em bico.
Hayır, benim itirazım yok.
Não, não tenha nada contra.
Paraya bir itirazım yok.
Não tenho nada contra o dinheiro.
- O halde itirazım yok.
- Sem objecções, então.
Teyze'nin yaşının küçük olmasına bir itirazım yok, ama niye bir teyze, yaşı ne olursa olsun, kendi yeğenine amca diye hitap eder, işte bunu anlayamıyorum.
Não há objecção, eu admito, para uma tia ser uma pequena tia... mas porque é que uma tia, não interessa o seu tamanho... chama ao seu próprio sobrinho de tio... eu não consigo entender.
Arkadaşıma ne söyleyeceğimi bilmek istemene itirazım yok.
Não faço objecções a que saibas o que eu ia dizer à minha amiga.
Ona itirazım yok.
Não faço qualquer objeção.
Bir şey daha : O sürüngeni yemeğe götürmene itirazım yok. Ama 6,60 dolar tutmak zorunda mı?
Não me importo que leves aquele imbecil a almoçar, mas tem de custar $ 6,60!
Er Brady'nin onursal ünvanına bir itirazım yok.
Não tenho nenhuma objecção ao honrável título de "Soldado Brady".
Yemin edebilirim. Tanrı için yemin etmeye itirazım yok.
Posso prestar, não vejo nenhum inconveniente de jurar perante Deus.
Şöyle deki : "Başbakanım, bu kadar hasta ruhlu olmanıza itirazım yok."
Ele disse, "Chanceler... " Não me oponho a que seja tão mal-educado. "
Bir itirazım yok.
Não tenho objecções.
Evde hiç oda yok, ama ahırda kalmak isteseniz itirazım yok.
Não tenho espaço em minha casa. Mas podem dormir no celeiro.
Buna itirazım yok.
Tudo bem comigo.
Evet, buna bir itirazım yok ama ben...
Sendo assim, nao quero ofender, mas eu...
Kimsenin mutlu ya da neşeli olmasına itirazım yok.
Nao faço objeçao nenhuma a ser alegre ou agradavel.
Buna bir itirazım yok.
Não tenho nada contra.
Sizde ya da oğlunuzda dini anlamda eksiklik olmasına itirazım yok.
Mas não tenho nenhuma objeção à sua falta de religião ou a do seu filho.
Onun kullanmasına bir itirazım yok.
Estou disposta a aceitar que ele conduza.
Sizinle yumruklaşmaya bir itirazım yok.
Não me importo de treinar consigo.
Öncelikle, şunu söylemek istiyorum, şey... Bir Amerikalı olarak, sayımda yer almaya itirazım yok.
Primeiro, quero dizer que não me importa que me contem como um americano.
Anlaşmaya itirazım yok.
Eu não gosto é de sócios.
Buna itirazım yok.
Näo me oponho.
Buna itirazım yok.
Não me oponho a isso.
Kısa olması kaydıyla itirazım yok.
Não tenho objecções, desde que a visita seja curta.
- Benim buna bir itirazım yok.
- Não faço qualquer objecção.
Adama bir itirazım yok.
Uh, bem, ahm... Nõo tenho objecções quanto e ele.
Deli bir papağan gibi giyinmenize, bir ineğin sindirim sisteminden çıkış yolunu müzakere eden bir tabak fasulye gibi konuşmanıza da bir itirazım yok.
Nem incomoda que vistais, como um papagaio doido e falais como um conjunto de feijões a negociar a sua ida para o sistema digestivo de uma vaca.
Deli bir papağan gibi giyinmenize, bir ineğin sindirim sisteminden çıkış yolunu müzakere eden bir tabak fasulye gibi konuşmanıza da bir itirazım yok.
- Nem que vos vistais como um louco e faleis como um feijão a tentar sair do estômago de uma vaca.
Hayır, taşınmaya itirazım yok.
Não, não sou contra a ideia.
Sevişiyor olmalarına bir itirazım yok.
Näo tenho nada contra uma boa queca.
Güzel kadınlarla dolu bir eve itirazım yok.
Eu não me importo de ter uma casa cheia de mulheres bonitas.
Arkadaş olduğumuz sürece, bir tür akraba olmaya itirazım yok.
Não me importo de ser "meio da família". Desde que sejamos amigas.
Benim bir itirazım yok.
Não tenho objecções.
Hiçbir itirazım yok.
Não me oponho.
Gitmek için para alıyorum. Buna itirazım yok.
É como se eu estivesse sendo pago para isso, to louco por isso
İtirazın yok umarım.
Espero que não ponhas objecções.
İtirazın yoksa, Bayan Hunt ile biraz konuşmak istiyorum. İtirazım yok.
Se não se importa, queria ter uma palavrinha com a menina Hunt.
Sorumuz ve itirazımız yok.
Sem perguntas ou objecções.
İtirazımız yok.
Não temos objeções.
- Yüzbaşı Shattuck'açılış konuşmasındaki sinsi taktiğin ön yargı yaratmamasını diliyorum, İtirazımız yok.
Desde de que a corte declare estar ciente da tentativa do capitão Shattuck... prejudicar o acusado, nenhuma objeção.
İtirazım yok, efendim.
Sem objeções, senhor.
- İtirazım yok efendim.
- Não tenho objeções, senhor.
İtirazım yok.
Não discuto isso.
İtirazım yok Sayın Yargıç.
Não tenho objecções, Sr. Dr. Juiz.
- İtirazımız yok.
Nenhuma objecção.
Fotoğraflara itirazımız yok, yalnızca parmak izleri konusunda tanıklığı reddediyoruz.
Não contestamos as fotografias de impressões digitais.
İtirazım yok, Sayın Yargıç.
Não me oponho.
İtirazımız yok.
- Problema nenhum.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73