Kolay olmadı traducir portugués
1,249 traducción paralela
- Hiç kolay olmadı.
- E não foi fácil.
İnan bana, alması hiç kolay olmadı. O yüzden...
E acredita-me, não foi fácil consegui-lo.
Aslında, ne kadar mutsuz olduğunu düşünce... bunu yapmanın senin için çok kolay olmadığını anlıyorum.
Sabes, devido à tristeza que pareces ter... posso ver que essa não era a coisa mais fácil de conseguires fazer.
Seni bulmak hiç de kolay olmadı.
Não é nada fácil encontrar-te
Bunun senin için kolay olmadığını biliyorum.
Sei que não é fácil para você
Abla olmanın kolay olmadığını biliyorum, ama yapabileceğini de biliyorum, tamam?
Sei que não é fácil ser a irmã mais velha, mas sei que o consegues fazer, está bem?
- Dün öğleden sonra girdi. Onu hücreye atmak kolay olmadı.
Eu trouxe-o para cá ontem à tarde... vou-te dizer... não foi fácil colocá-lo dentro da cela.
Basit değil Açıklamanın kolay olmadığı gibi...
Não é simples Nem é fácil explicar
Seni bulmam kolay olmadı.
Tive muito trabalho para te encontrar.
İşim yüzünden babamın katiliyle çalışmak zorunda olmayı kabul etmek kolay olmadı.
Não me tem sido fácil aceitar a ideia de que o meu trabalho me exige trabalhar com a assassina do meu pai.
Kolay olmadığını biliyorum.
Sei que não é fácil.
Hiç kolay olmadı tatlım.
Não foi fácil, querida.
Her zaman kolay olmadı.
Nem sempre foi fácil.
Kolay olmadı ama hallettim.
Não foi fácil, mas consegui.
Yetenekli bir insanın hayatının kolay olmadığını biliyorum.
Sei que a vida de uma pessoa talentosa nunca é fácil.
Kolay olmadı.
Bem, não foi fácil.
Kolay olmadı.
Não foi fácil.
Bu parçayı bulmak hiç kolay olmadı ama Diego'ya borçluyum.
Levei algum tempo a encontrar a peça, mas devo muito ao Diego.
Kolay olmadığın biliyorum ama en azından güvende olursun.
Sei que não vai ser fácil, mas pelo menos estarás a salvo.
Senin için kolay olmadığını biliyorum.
Não é a maneira mais fácil, eu sei, para ti.
Buraya gelmem kolay olmadı Peter.
Não me foi fácil vir até aqui, Peter.
Bu kadar kolay olmadığını biliyorsun.
Sabes que não é assim tão simples.
Kolay olmadı, ama Führer'le mutlaka konuşmalıyım.
Não foi fácil, mas tenho que falar com o Fuhrer.
Sen eyaletten tüyünce kolay olmadı.
Não me facllltaste a vida, ao mudar de estado.
Bizim için asla kolay olmadı.
Nunca foi fácil para nós.
Ama üzülme. Kazanmak kolay olmadı.
Mas não fiques mal, nunca ganhei por tão pouco.
Üstadın dediği ustalığın kolay olmadığı.
O patrão disse isso? O patrão tem razão. Nenhum dos meus alunos luta bem muay thai.
Sana yaptıklarını bildiğim için ona gitmek benim için hiç kolay olmadı.
Não foi fácil para mim, ir falar com ele, Julga que me esqueci do que este homem tem-lhe feito?
Ama bütün sızıntıların sorumluluğunu üstlenip ölmesi biraz kolay olmadı mı?
Não achas conveniente que tenha morrido assumindo a culpa pelas fugas de informação?
- Bizim için hiçbir şey hiç kolay olmadı.
Sabes, nunca nada foi fácil para nós.
Veda etmek benim için de kolay olmadı.
Nem foi fácil para mim dizer adeus.
Pek kolay olmadı, ucuza da gelmedi. Önemli olan burada olmam.
Não foi fácil nem barato, mas o mais importante é que estou aqui.
Ben sadece sizi ve mürettebatınızı tehlikeye atmanın benim için kolay olmadığını söylüyorum.
Digo apenas que não foi fácil para mim pô-los numa situação de perigo.
- Ben gittikten sonra kolay olmadığını...
- Sei que não foi fácil, quando parti.
Kolay olmadı!
Não tem sido fácil!
- Kolay olmadı.
- Não foi fácil.
Çok kolay çünkü hamileyim ve sen başka şansım olmadığını düşünüyorsun. - Lily.
É muito fácil, porque estou grávida, e pensas que não tenho escolha.
Öğrenmem kolay olmadı.
Eu aprendi isso da pior forma.
Bunun kolay anlaşılır bir şey olmadığını biliyorum... o yüzden sana bunu getirdim.
Sei que isto é difícil de compreender, por isso trouxe-te isto.
Sen olmadığın için kolay oldu...
Foi fácil de conseguir o lugar sem tu lá estares.
General, bu kolay verdiği bir karar olmadı.
General, essa não foi uma decisão fácil.
Kolay olan cevap siyah birisinin Loewen'ı öldürmüş olması, ama içgüdülerim böyle olmadığını söylüyor.
A resposta fácil é que um negro assassinou ao Loewen mas meu instinto me diz que isso não foi o que ocorreu.
Benim kolay bir hayatım olmadı. Savaş yorgunu bir ülke devraldım ailemin trajedisini de biliyorsunuz. Ve daha sonra hayır için ampul satışına giderken aracıma bu zat çarptı.
Não tenho tido uma vida fácil, vi o meu país devastado pela guerra, a minha família atingida pela tragédia, e, depois, enquanto estava inocentemente a fazer o caminho da loja para comprar lâmpadas, fui atingida por esta grande besta careca.
O kadar kolay olmadı.
Nao tem sido fácil.
Kolay biri olmadığımı biliyorum.
Sei que não tenho sido fácil.
Bu kent, tarih boyunca hiç kaçması kolay bir yer olmadı.
E sabes que mais? Eu nem queria aqui vir, sabias?
Kolay bir kara olmadı ve hala da değil.
Não foi uma decisão fácil e não o é todavia.
Eskiden olduğun kişi olmadığını ne kadar çabuk kabul edersen, bu iş o kadar kolay olur.
Quanto mais cedo aceitares que já não és quem costumavas ser, mais fácil isto será.
Julia hiçbir zaman kolay arkadaş edinen biri olmadı. Arkadaş edinince de gardını indirdi ve Ava'yı ailemize aldı. Ama ihanete uğradı.
A Julia nunca fez amigos facilmente... e quando finalmente baixa as defesas e convida a Ava para nossa casa, acaba por ser traída?
Bu yaz, çok kolay bir insan olmadığımı biliyorum.
Sei que não fui uma pessoa fácil de conviver este Verão.
Bunu söylemeyi istemiyorum ama kolay ilişki kurulacak bir ailen olmadığını düşünüyorum.
Odeio dizer isto, mas está a custar-me relacionar-me com a tua família.
olmadı 215
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
kolay gelsin 78
kolay 211
kolayca 28
kolaydı 20
kolaydır 22
kolay iş 26
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
kolay gelsin 78
kolay 211
kolayca 28
kolaydı 20
kolaydır 22
kolay iş 26