English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ L ] / Lânet

Lânet traducir portugués

848 traducción paralela
Gördüğüm en lânet şey, bu vida gibi dönerek açılması...
Nunca vi coisa assim, a maneira como se desaparafusa.
Ben Kofuyu olsaydım, böylesi bir Prensese lânet okurdum!
Se eu fosse Kofuyu, amaldiçoaria esta princesa.
Tanrı benim lânet kara ruhuma merhamet etsin.
Deus tenha piedade da minha alma negra e sangrenta.
Her lânet dakikasını hatırlıyorum.
Lembro-me do raio de cada minuto.
Burada oturarak lânet bir hasta oldum.
Doente e farto de viver aqui.
Lânet Kızılderili!
Maldito índio!
Lânet olası pis Kızılderili!
- Aquele maldito índio nojento...
Lânet olsun sana Kızılderili!
Índio de um raio!
Lânet olsun Sosyete, ben o hendeğe inmem.
Não quero ir para o fundo da vala.
Bu lânet camlar manzarayı bulandırıyor.
Não vejo nada com eles.
Haydi, şu lânet olası yumurtalardan çıkar öfkeni.
Continua!
Courtney'e bu lânet şeyi yağlamasını en son ne zaman söylemiştim?
Quando é que eu pedi ao Courtney para pôr óleo nesta coisa?
- Bana bu sabah attığın o lânet nutuğa ne oldu?
- E o discurso que me deste esta manhã?
- Lânet bir Meksikalı olmadığım kesin.
Bem, tenho a certeza que não sou o raio de um Mexicano.
Oh, lânet olsun.
Bolas.
Lânet olsun!
Raios!
Geçen hafta seni arayacaktım lânet olasıca!
"Ia ligar-te a semana passada."
- Lânet olası.
- Filho da mãe.
- Kime lânet olası diyorsun?
- A quem ê que chamaste filho da mãe?
Lânet olsun.
- Não.
Lânet olası sürtük.
Aquela vaca dos diabos.
Lânet olsun.
Que diabo.
Lânet olsun! Bu lânet olasıca dünyadaki sorun da bu işte. Ahlâk diye bir şey kalmadı.
Sabem... o mal deste mundo... é já não haver moral.
Lânet olsun, Chris!
Maldito sejas, Chris!
Lânet olsun.
Maldita seja!
Hayatta olmaya bile lâyık değilsiniz. Lânet domuzlar.
Vocês não merecem viver, seus porcos filhos da puta!
- O lânet şeyin bir aklı yok.
- Essa coisa não tem mente.
Hiçbir lânet şey.
Nada de nada. Digo-te mais.
Lânet ucuz boyalar.
Malditas colorações baratas.
Şu lânet televizyonları açma.
Não ligues essas malditas televisões!
Bu lânet ayakkabı tozlukları da düşüp duruyorlar!
As faixas das polainas estão sempre a caír!
Lânet olsun!
Goddamn!
Bir veteriner için Doc ne lânet bir isim.
Que raio de nome é esse, Doc, para um veterinário?
O lânet kadın oğlum için hiç bir şey ifade etmiyor, ve yedi yıl sonra gelip :
Que rica mãe. Nunca fez nada por ele, e agora ao fim de sete anos é :
Lânet olası kadın!
Que rica mãe!
Lânet bir atla ben ne yapacağım?
Que é que eu faço com um cavalo?
Bana 48 saat içinde 2000 dolar getiriyorsun yoksa o lânet atını alırım.
Trazes-me $ 2,000... nas próximas 24 horas... ou eu fico com o maldito cavalo.
Ne lânet şeyden bahsettiğini anlayamasam da orada çok iyi görünüyordun.
Não percebi nada do que estavas a dizer, mas... safaste-te bem..
O sadece işini yapmaya çalışıyordu ve ben lânet bir hayvan gibi onun beynini patlattım.
Ele estava só a fazer o trabalho dele e eu caí-lhe em cima como um... animal.
Sen lânet olası bir hata yaptın.
Fizeste um lindo erro.
Lânet olsun, ben gidiyorum.
Adeus, já estou a ir.
Gidip lânet doktoru buraya çağırın!
Ei, chamem o maldito médico!
O maskesini takarsa, lânet kapılarını uçurabilir.
Quando coloca a máscara, parte todas as barreiras.
- Lânet savcı nerede?
- Onde está o maldito legista?
Lânet köpek!
Não o façam!
Bence umursamayın. Açsınlar o lânet bayraklarını. Tuzunu yapsın.
Por mim, que mostre a sua bandeira ou produza sal.
Lânet bir asi.
Um maldito rebelde.
- Lânet olsun ki biliyordum.
- Raios, eu bem sabia.
- Lânet okumayi kes Luke.
- Deixa de praguejar, Luke.
Lânet Kızılderili!
Maldito índio.
Seni lânet Kızılderili!
Maldito índio!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]