Mesaj traducir portugués
28,508 traducción paralela
Bir keresinde sarhoşken ona mesaj bile çekmişti.
Na verdade, ela uma vez chegou a enviar-lhe uma mensagem bêbada. Era...
Mesajını alayım.
Deixe um recado.
Sanırım Swagger bana bir mesaj gönderdi.
Acho que o Swagger me mandou uma mensagem.
Bu bir mesaj.
Isto é uma mensagem.
Mesajında bahsettiğin.
Certo, a tua mensagem de ainda há bocado.
Devlete hepimizin koyun olmadığı mesajını iletmek istediğinizi. - Doğru.
Que uns homens de bem decidiram mostrar ao governo que não somos todos carneiros.
SİLAH SEVERLER KULÜBÜ KOLEKSİYONCU MESAJ PANOSU
CLUBES DE AMANTES DAS ARMAS MENSAGENS DE COLECIONADORES
Jackson Oz'dan bir mesaj getirdim.
Tenho uma mensagem do Jackson Oz.
Bip sesinden sonra mesajınızı bırakın.
Por favor, deixe mensagem depois do sinal.
Sesli mesajın niye bu kadar berbat?
Porque a tua caixa de correio está uma confusão?
Kanepede sevişelim. Açık bir mesaj vermiş oluruz.
Manda uma mensagem clara para todos saberem.
- Mesajını aldım.
- Finalmente.
Shepherd mesaj attı.
A Shepherd mandou mensagem.
Pierce, mesajı gördün mü?
Pierce, viste a chamada?
- Mesajını aldım. Bu kadar acil olan ne?
- Qual é a emergência?
- Mesajında param yok, demiştin.
A mensagem dizia que não tinhas o dinheiro.
Bir mesaj bırakın.
Deixe mensagem.
Mesajınızı bırakın.
Deixe mensagem.
Pardon, Todd'la Dirk'ü aradım ama sesli mesaj çıktı.
Tentei ligar ao Todd e ao Dirk, mas foi para o voice-mail.
Bir mesaj.
Uma mensagem.
Sanırım mesaj "Öleceksiniz."
Acho que a mensagem é : "Vão morrer."
Festival'de olanlardan sonra bana birkaç tane mesaj göndermişti.
Ele mandou-me vários SMS após o que aconteceu na feira.
Mecbursanız sesli mesaj bırakın ama mesaj atmanızı tercih ederim.
Deixe mensagem se for preciso, mas prefiro que me enviem um SMS.
Kieran'a mesaj atacağım.
Vou mandar um SMS ao Kieran.
Mesaj bırakın.
Deixe mensagem.
O mesajı ben göndermedim.
Não enviei esse SMS.
Mesajını aldım.
Recebi a tua mensagem.
Ben... Regina. Mesajını aldım.
Regina, recebi a tua mensagem.
Brian Phillips, Cullen'ın daha önceki kurbanlarına uymuyor, ayrıca bu seferki mesaj "DAB", ama ilk yakalanışıyla ilgimiz yok.
O Brian Phillips não corresponde a anterior vitimologia do Cullen e a mensagem desta vez é "BAU" quando não tivemos nada a ver com a sua detenção inicial há 3 anos atrás.
Ne gerekiyor? * telefon mesajı * : Yüzyüzeyken açıklarım.
O que implica isso?
Ona dün ve bu sabah mesaj attım.
- Não confiou em nós.
Ben daha mesaj yazarken bile yarısında sıkılıyorum.
Eu ficava aborrecida enquanto escrevia uma mensagem.
Bu mesajı da sen gönderdin.
Enviaste isto para ti mesma.
Babam mesaj attı. Çoktan başlamış.
O meu pai mandou SMS, já começou.
Selam David. Bir mesaj bırakın.
Deixa uma mensagem, ligo-te quando puder.
Birileri mesaj göndermeye çalışıyor.
Alguém está a tentar enviar uma mensagem.
Birileri mesaj gönderiyordu.
Os corpos pendurados daquela maneira?
Mesajımı aldın mı?
Tive que fazer.
Mesajın sonu.
- O homem a quem ias vender as bolachas?
Mesajın sonu.
Fim de mensagem.
Bu mesaj ölmek üzere olan bir adamın ağzından döküldü bu koordinatlarda bir gezgin ekibinin yardıma ihtiyacı var.
A mensagem veio de um homem moribundo. Uma equipa precisa de ajuda nessas coordenadas.
Bu koordinatlara yardım getirmemi söyleyen bir mesaj aldım.
- Quem entregou a mensagem? - Um dos russos.
Mesajı kim iletti? Ruslardan biri.
Não pode ser, a mensagem mataria um adulto.
Evet, mesaj atmıştım. Evet, attın. Çok romantik.
Bem, já passou muito tempo.
Mesajı mı aldın mı?
Recebeste a minha mensagem?
Burada bir mesaj var.
- Qual porta usamos? - Há uma mensagem.
Mesaj alındı!
Ganhaste.
Sanırım şapşal bir mesaj bırakma sırası bende.
Olá, David, sou eu.
Mesajını yeni aldım. Jeffrey iyi olacak.
Obrigada, mas deixa estar, tenho uma reunião.
Sesli mesaj atıp bugün işe gelmememi bugünün hesap günü olduğunu ve herkesin ödeyeceğini söyledi.
Com licença.
Geç kalacağını söylediğin mesajı aldık.
Recebemos a sua mensagem, o David está a abrir o vinho.