Ne var ki traducir portugués
4,163 traducción paralela
Ne var ki bunda?
A bateria morreu. E depois?
Parmak izi tarayıcısı ve VİCAP veri tabanı yoksa başka ihtiyacımız olan ne var ki?
A menos que ele tenha um scâner de digitais e a base de dados do FBI, o que tem ele que precisamos?
Ne var ki yani?
Qual é o problema?
Ne var ki, ben her zaman sonunda ne bileyim biraz daha kırmızı ve sarı takılacağını düşünüyordum.
- Achas? - Sim. Apesar de, honestamente, sempre imaginei que usarias uma coisa... com mais amarelo e vermelho.
Ne var ki Adalet Birliği Odayı zaten tam da bu amaçla korumaları altında tutuyor.
Mas a Liga da Justiça já está a tratar da Câmara para esse propósito.
- Ne var ki Erişenlerin tüm Savaşçıları gibi...
Mas, como todos os guerreiros da Trincheira...
- Ne var ki, birbirimize asla bundan daha fazlası olamayacağız.
Excepto que jamais seremos um para o outro...
- Ne var ki Kord çabucak Böceğin uzaylı teknolojisi olduğunu anladı.
Mas o Kord percebeu que o escaravelho era alienígena.
Ne var ki gerekliydi.
Mas foi um mal necessário.
- Gergin olacak ne var ki?
- Porque hás de estar nervoso?
Açıklanacak ne var ki?
O que há para explicar?
Ne var ki bunda?
Sobre o que é isto?
Ne var ki?
- Não quero ir. - Mas qual é o problema?
- Ne var ki, bu adamın kim olduğunu ve nereden geldiğini bulmaya çalışacağımı ona söylemedim.
- Ainda assim, não lhe disse que iria tentar descobrir de onde é que esse tipo veio.
O yüzden korkmamı gerektirecek ne var ki?
Portanto, o que tenho eu a temer?
Bunda öğreticek ne var ki?
O que há para ensinar em um beijo?
Beğenmeyecek ne var ki?
- Como poderiam não gostar?
- Ne var ki bunda?
O que tem isso de mal?
Bay Locke, ne yazık ki bir sorun var bebeğin göbek bağı boynuna dolanmış.
Sr. Locke, desculpe, estamos aqui com uma situação em que o cordão umbilical está enrolado no pescoço do bebé.
- Mumlarını üfle hayatım. - Ne anlamı var ki?
- Sopra as velas, querida.
Ne yazık ki olay yerine yakın ne trafik ne de güvenlik kamerası var.
Infelizmente, não havia câmara de tráfego ou segurança perto da cena do crime.
Süper gözüküyor ama ne yazık ki Doğu Nehri'nin altında ve ne yazık ki yazmam gereken bir kompozisyon var.
- Parece-me um estouro, mas, infelizmente, é no fundo do rio, e, infelizmente de novo, tenho um trabalho de casa para fazer.
Onun ne mükemmelliği var ki böyle riske girmeye değecek?
O que tem ela de tão bom que valha o risco?
- Ne var? - Niye gelin dergisi okuyorsun ki?
Porque é que estás a fazer isto?
Ne zararı var ki?
Que mal faria?
Bu noktada ne önemi var ki?
- Que diferença faz nesta altura?
- Katie sensin, ne farkı var ki?
Tu és a Katie. Qual é a diferença.
Burada ne işi var ki bunun?
O que está ele a fazer aqui?
Sen yanımdayken sosyal olmama ne gerek var ki?
Porque haveria de ser uma pessoa social, quando te tenho a ti?
Soru şu ki, yapılacak ne var?
O que se há de fazer?
Ne anlamı var ki Tony?
De que serviria, Tony?
Bilmiyorum. Ne önemi var ki.
- Não sei, mas não deve ser nada.
Soğan kırıntıları falan var. Bunların amacı ne ki?
Como as raspas de cebola, para quê isto?
Bu yer ve tarihin belli ki onda özel bir anlamı var ama ne?
Localização e data obviamente significam alguma coisa, mas... o quê?
Evet, ne yazık ki ben biliyorum, bu bilginin tabletlerinizde resimleri var.
Sim, infelizmente. E essa informação está no teu tablet em forma de imagens.
Başka ne şansımız var ki?
Que opção tens?
En azından insanlara yardım etmeyi denemeyeceksek elektriğe sahip olmanın ne anlamı var ki?
Mas.. Qual é a vantagem de se ter energia senão podemos tentar ajudar as pessoas?
Burada yaşanan trajediye rağmen, ne yazık ki Amiral'in hâlâ yakalaması gereken bir programı var.
Apesar desta tragédia, o Almirante ainda tem uma agenda para cumprir.
Bizim akraba toplantımızda ne işi var ki zaten?
Porque foi ele à nossa festa?
- Yeni olan ne var ki?
- Qual é a novidade?
Ne yazik ki, bundan böyle hazir giyim isinde kendimi kanitlamayacagim, günlük yasamimda en iyisini yapmama ihtiyacim var.
Infelizmente, encontro-me numa situação em que deixei de ser capaz de me prover as roupas que preciso para estar no meu melhor na vida do dia-a-dia.
Ne yazık ki ihtiyacımız olan bir madde var.
Há um ingrediente infeliz de que precisamos.
Başka- - Başka ne işleri var ki?
O que estão eles a fazer?
Başka ne seçeneğimiz var ki?
- Não temos outra escolha.
Artık ne önemi var ki?
E o que importa isso agora?
Ne yazık ki ortadabir sorun var ve Charlie'nin ev ortamına uyumunu etkilemesinden endişe ediyoruz.
Infelizmente, ainda há um problema e preocupa-nos que ele possa implicar com a adequação de um ambiente apropriado para o Charlie.
Ne farkı var ki?
Qual é a diferença?
Hem burada ne işi var ki?
O que faz exactamente ele aqui?
Ne yazık ki, bana söylemediğin bir şey var.
A não ser que tenhas alguma coisa que não estás a contar-me.
El ele tutuşmayla yoğun olmanın ne ilgisi var ki?
O que isto tem a ver com dar as mãos?
Ne önemi var ki?
De que adianta?
ne var ki bunda 23
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var bunda 130
ne var orada 75
ne var burada 20
ne varsa 17
ne var yani 22
ne var biliyor musun 75
ne vardı 185
ne var ne yok 320
ne var 4237
ne var bunda 130
ne var orada 75
ne var burada 20
ne varsa 17
ne var yani 22
ne var biliyor musun 75
ne vardı 185