English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ N ] / Noktası

Noktası traducir portugués

7,673 traducción paralela
Bu onun zayıf noktası.
- É o ponto fraco dele. - Certo.
Tüm bu yerlerin ortak noktası neydi biliyor musunuz?
Quer saber o que estes lugares têm em comum?
Gemi gidilecek varış noktasına kendisi gidecek.
E a nave voaria automaticamente até ao seu destino original.
O noktaya yoğunlaşacağım, belki sizi çıkış noktasında görebilirim.
Vou-me concentrar nele. Depois, vou tentar encontra-vos uma saída. Aguardem.
Birinin ilk aşkı onun zayıf noktasıdır.
O primeiro amor é o ponto fraco de qualquer um.
Ya da Galavan'ın zayıf noktasını bulmuşumdur.
Ou talvez tenha encontrado a fraqueza do Galavan.
- G noktası!
Olá, ponto G.
Bu 7 kadının diğer tek ortak noktası sizin kuruluşunuz.
A outra coisa que as sete mulheres têm em comum é a sua organização.
Ve buluşma noktasına varamayınca,... muhtemelen onun öldüğünü varsaydılar.
E quando ele não conseguiu regressar ao ponto de encontro, provavelmente, presumiram que ele tinha morrido.
Hayattayken, öfkemin odak noktasında o vardı.
Vivo, ele era o alvo, o foco da minha raiva.
Güvenlik noktasını aş, yüzde yüz yirmi beş güç ver.
Exceder segurança máxima, 125 %!
Birisi çıkış noktasında basınç yükseltiyor.
- O quê? - Alguém está a pressurizar a câmara estanque.
Wexler köprüde, Cain çıkış noktasında.
O Wexler está na Ponte e o Cain foi até à câmara estanque.
Başlangıç noktası.
É um ponto de partida.
Durun, Elia'ya gönderdikleri dosyanın çıkış noktasını bulabilirsek merkezlerinin nerede olduğu konusunda bilgi edinebiliriz.
Se localizarmos o ponto de origem do arquivo que enviaram, talvez consigamos a localização deles.
Dünya güçlerinin dengesinin değişmesinde devrim noktasıydı.
Era o ponto de inflexão no balanço do poder do mundo.
- Şaka yapıyorsun, değil mi? - Sen ne diyorsun? Orası dünyadaki en büyük country müzik turizm noktası.
É só o maior destino turístico mundial de música country.
Buradayız çünkü, bu cafe bize en iyi gözlem noktasını sağlıyor.
Estamos aqui porque este café tem o melhor ponto de observação.
Daniel buranın her noktasında senin için canını verdi.
O Daniel deu a vida por si, naquele local.
Yani bana bir referans noktası lazım anlıyor musunuz?
Dêem-me, um ponto de referência.
Kopma noktasına geldi.
Ela chegou ao limite.
O yüzden buluşma noktası olarak seçildiğinden eminim.
E por isso foi escolhida como ponto de encontro.
Bina yangını. 984 Kuzey Noktası.
Incêndio urbano na rua North Point, 984.
Bu, Jobs için, teknik çalışmaları başkalarına bıraktığında bile önemli bir satış noktası olacaktı.
Este também seria um ponto importante na estratégia de venda de Jobs, embora deixasse o trabalho técnico para outros.
Ama benim duyduğum şey şu "Bir Mac sahibinin bağlantı noktasından başkasını boş ver".
Mas o que ele está a dizer é : "Isso é impossível, esqueçam."
Pam Hodges ve Daniel Santos öldürüldü ve onların tek ortak noktası sizsiniz.
A Pam Hodges e o Daniel Santos foram assassinados e a única pessoa que tinham em comum era você.
Dizler ve omur, dayanak noktasıdır.
Os joelhos e a coluna são fulcros.
Varış noktasına ulaşıldı.
Ponto de verificação completo.
Orası belirlenmiş bir çıkış noktasıydı.
Era um ponto de extracção pré-estabelecido.
Evet, evet. Siktiğimin bir kör noktası var sende.
É como um ponto cego.
Pekâlâ, ağacın açısı ve ağırlık dağılımından yola çıkıp ağırlık merkezi denge noktasına göre bir tahmin yürütsek tabii Nehir Meşesi'nin göreceli olarak zayıf gerilme direncini de hesaba katarsak ki bu güç bir otunkinden çok da fazla değil...
Baseado no ângulo da árvore e na distribuição de peso, estimado pelo centro de equilíbrio como também a força elástica relativamente fraca da Allocasuarina, que não aguenta nada...
En uygun kurtarma noktası şurası.
O único ponto de evacuação é aqui.
Tek uygun kurtarma noktası.
O único ponto de evacuação.
Doğrudan odak noktasına ulaşmalısınız.
Devem chegar directamente no foco.
Haklısın. Burası dünya ve Kütüphane arasındaki tek bağlantı noktası olan çalışma odası. - Bu yüzden yeri hiç değişmemiş en büyük oda bu.
Estás certa, este é o anexo, é o único ponto de ligação entre o mundo e a Biblioteca, portanto fica estável.
Cassandra, Washington'ı başlangıç noktası olarak alırsan iki saat içinde ne kadar uzağa gitmiş olabilirler?
Cassandra, começa em Washington. Até onde podem ter ido em 2h?
Bunları daire şeklinde yerleştirince boyutsal bariyerin en zayıf noktasında manyetik bir alan yarattım.
Ao coloca-los num círculo eu criei um campo magnético no ponto mais fraco da barreira dimensional.
Burada üç farklı tali boru ve tek bir bağlantı noktası var.
- Vamos! Há 3 ligações diferentes e uma tubagem frágil!
Burası güvenlik noktası
Isto é um Ponto de Memoria!
Çünkü burası onun tetiklenme noktası.
É um ponto de ataque.
Kendi kendini yönetemeyecek kadar aptal karakterleri A noktasından B noktasına götürmeye çalıştığın oyun şeklidir.
Só o jogo mais chato de sempre, onde levamos varias personagens controladas pelo computador demasiado burras para cuidarem de si próprias do ponto "A" ao "B".
Sinyal frekansını farklı güç noktasına tekrar kablolayacağım.
Igualar a frequência do sinal noutro ponto de energia, certo?
Güvenlik noktasına gelememiştin.
Ele não chegou ao Ponto de Memoria.
Buluşma noktasında görüşelim.
Nos encontramos no local combinado.
Püf noktası aradaki dengeyi bulmakta o zaman zorlayıcı olmuyor.
O truque é não lutar, mas encontrar o equilíbrio.
Zhang'ın püf noktasını görmek istedim. Bunca şeyi nasıl başardığını, bu belki benim ileriye gitmem de yardımcı olabilir.
Castle, eu queria ver o que faz a Zhang perfeita, sabes, como conseguiu tudo o que tem, talvez isso pudesse ajudar-me a seguir em frente.
Karşılaşmamızın ilgi çekici noktası bu olabilir, Oscar.
Isto deve ser o ponto alto deste encontro, Oscar.
Üç yıl önce, varlığımın en dip noktasından kurtulmama yardımcı oldun.
Há três anos atrás, ajudaste-me a chegar ao ponto mais baixo da minha existência.
Hafıza etkin noktası.
Parece um ponto quente de memória.
Sanırım bu ailemi artık birşeyler yapmaları gerektiği noktasına getirdi.
Isso convenceu os meus pais à fazerem algo drástico.
Kontrol noktasına geçin, lütfen.
Aproximem-se para verificação, por favor.
nokta 194

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]