Oldukça basit traducir portugués
399 traducción paralela
Ama oldukça basit bir açıklaması var.
Mas a explicação é muito simples.
- Oldukça basit.
- Bastante impessoal, - não?
Planları oldukça basit görünüyor, ama en basit planlar sık sık ters gider.
Era um plano bem simples, mas até planos bem simples podem fracassar, no momento em que Hawkins sofreu um atraso,
Cevap oldukça basit sevgili müfettiş.
A solução é elementar.
- Neden, aslında oldukça basit.
- Interessante, mas obscuro.
Ortanca size oldukça basit bir bitki gibi görünebilir ancak çok daha karmaşık olanları vardır.
Dito isto, pode parecer que a hortênsia é uma planta bastante simples, mas é um pouco mais complicado.
Oldukça basit bir kız efendim.
É uma rapariga bastante vulgar, Senhor.
Oldukça basit. Ben dosyayı istemiyorum, Sadece mikrofilmini istiyorum. Hm?
É muito simples - não quero o relatório, apenas desejo microfilmá-lo, sim?
Konu oldukça basit.
E a questão é muito simples.
- Şartlar oldukça basit.
- As condições são bastante simples.
- Ve oldukça basit.
E bem simples.
- Durumu oldukça basit bir hale getirdin.
- Simplificou muito a situação.
- Oldukça basit bir işlem.
- É uma operação bastante fácil.
Oldukça basit!
Foi bem simples.
Gerçekten de oldukça basit.
É simples, Sr. MacDonald.
Bu oldukça basit bir kara büyü örneği.
Isso é um exemplo bastante comum da magia negra.
- Doğru. Bu oldukça basit.
Bem, é relativamente simples.
Oldukça basit ama etkili.
Simples, mas eficaz.
Bay Heiniger'e şunu da sormadan geçemeyeceğim. - Oldukça basit bir soru. - Buyurun.
Gostaria fazer ao Presidente Heiniger... uma pergunta muito simples.
Oldukça basit, Anjin-san.
É tudo tão simples, Anjin-san...
İlk canlılar tabii ki oldukça basit ve ilkel bir yapıda, neredeyse moleküler seviyedeydiler.
Não, as primeiras tentativas de vida foram muito mais modestas, e passaram-se ao nível molecular.
- Bu oldukça basit.
- É simples.
Sanırım oldukça basit.
Acho que é muito simples.
Bunu yapmak oldukça basit.
Isto é o máximo que me posso aproximar.
Plan oldukça basit.
O plano é simples :
- Oldukça basit.
Foi muito simples.
Oldukça basit bir benzetme oldu ama cazibesi inkâr edilemez.
Um tanto simples, talvez, mas o seu apelo é inegável.
Sizden bir iş planı hazırlamanızı istedim. Oldukça basit bir ödevdi. Buna rağmen ödevlerinizi açıklayan bir tek kelime var ;
Eu pedi-vos para prepararem um plano de negócios, uma tarefa aparentemente simples, e contudo uma palavra descreve os vossos trabalhos.
Bence oldukça basit bir dava.
É um caso muito claro, devo dizê-lo.
Oldukça basit, Francis.
É muito simples, Francis.
Aslında oldukça basit.
É muito simples.
Uzun süredir tanımıyorum ama oldukça basit yaşıyor.
Não está aqui há muito tempo, mas é uma pessoa simples.
Bence oldukça basit.
Peço desculpa, senhor! Mas eu acho que é muito simples.
Oldukça basit.
É facil.
- Oldukça basit bir ifadeyle, hiçbir şey benim için komik değil.
- Simplesmente, nada tem graça pra mim.
Bu oldukça basit.
É muito simples.
Oldukça basit, Quark.
É muito simples, Quark.
Temelde, George, yaptığımız iş oldukça basit.
Portanto, basicamente, George, o lugar aqui é muito simples :
Aslında kurallar oldukça basit.
As regras são bem simples na verdade.
Fakat Joe'nun kuralları oldukça basit.
Mas as regras do Joe são extremamente simples :
Şu elimdekine. Şimdi bir düşündüm de Bayan Maretto'ya karşı yaptığın bu kabalığı affettirmenin oldukça basit bir yolu olabilir. Sen ne dersin?
Deve haver uma forma de compensares a Sra. Maretto pelo teu comportamento ofensivo.
Oldukça basit bir yöntem aslında.
É simples, afinal.
İnsanoğluna ait basit eşyalara, oldukça fazla değer veriyorsunuz.
São opiniões.
Şahsen, oldukça açık ve basit olduğunu düşünmüştüm.
Pensei que fosse clara e simples.
Oh, bu oldukça basit.
Todo cavalheiro joga jogos.
Hayır, basit ruhları var, ve sanırım basit taleplerimiz oldukça, onlara iyilik yapıyoruz.
Não, eles tem um espirito simples e acho que é melhor que eles fiquem assim só exigindo o básico para viverem.
Ben ölü bir kız arkadaşı olan bir tenisçiyim yalnızca. Bu oldukça basit bir bahis.
Sou apenas um tenista acabado...
Tempe'in oldukça dışında, basit bir ev için Ed'in babası destek oldu. Saç levhalara delikler açtığım bir iş bulmuştum.
O pai da Ed arranjou-nos uma casita nos arredores de Tempe e eu arranjei emprego a fazer buracos em folha de metal.
Bebek bakıcısı ile birlikte olan baba oldukça eski bir hikâye. Bana sadece çok basit geliyor.
- La achar patético.
Oldukça basit değil mi?
Bastante simples, certo?
Fakat basit planın oldukça zekiydi.
Mas o teu plano era de génio.
basit 264
basitçe 52
oldukça 284
öldük 27
oldukça güzel 42
oldukça iyi 200
oldukça fazla 23
oldukça iyisin 21
oldukça iyiyim 18
oldukça kötü 25
basitçe 52
oldukça 284
öldük 27
oldukça güzel 42
oldukça iyi 200
oldukça fazla 23
oldukça iyisin 21
oldukça iyiyim 18
oldukça kötü 25