English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ O ] / Onu görüyorum

Onu görüyorum traducir portugués

895 traducción paralela
"Onu görüyorum - her gece...!"
"É assim que o vejo - todas as noites...!"
Onu görüyorum, ama nereye gittiler?
Eu sei, mas para onde?
Onu görüyorum.
Estou a vê-lo. Vá para casa.
Galiba onu görüyorum Memnet.
Acho que o consigo ver, Memnet.
Bütün mağazalarda onu görüyorum.
O vejo em todas as lojas.
Evet, onu görüyorum.
Já o vi.
- Onu görüyorum.
- Estou a vê-la.
Sürekli onu görüyorum ve Kamakura'nın Büyük Buddha'sı da sürekli bana bakıyor.
Eu ainda o vejo a cores, ele fica a observar-me. O grande Buda de Kamakura.
Onu görüyorum!
- Ali! Vejo-o!
- Elbette onu görüyorum.
- E claro.
Onu görüyorum mankafa. Elinde ne var?
Eu sei, mas no conjunto, minha besta?
Sensörlerde onu görüyorum.
Apanhei-a nos sensores.
Ekranda onu görüyorum.
Tenho-o no meu ecrã.
Onu görüyorum.
Estou a vê-lo.
Onu görüyorum.
Isso vejo eu.
Onu görüyorum.
Estou vendo.
- Onu görüyorum.
- Estou a ver.
Şimdi onu görüyorum.
- Sim. Já vejo.
Her yerde onu görüyorum.
Vejo-o em todo o lado.
Yıllardır onu ilk defa görüyorum.
Não o via há anos.
Görüyorum, sence balina mı sandım onu?
Não pensaste que o pudesse confundir com um tornado, pois não?
Ama görüyorum ki daha hızlı davranıp kaptın onu,
Mas vejo que chegaste primeiro.
- Evet, görüyorum. Ve şimdi, sonunda, sen de onu görüyorsun.
E agora, por fim, tu também o percebes.
- Görüyorum onu!
Estou a vê-lo! - Eu também!
Hep üniformalı görüyorum onu.
Vejo-o fardado.
Ağlatsa da onu her gün görüyorum.
Ela ainda me deixa comovido e a vejo todos os dias.
Ben Apache Wells'i düşündüğümde güzel bir kadın görüyorum. Bir adama, onu sevdiğini söylemişti ama kaçtı.
Quando penso em Apache Wells... revejo uma bela mulher... que amou um homem, disse ela.
Onu erkek olarak görüyorum.
Criei-o para ser um homem.
Evet, görüyorum onu!
Sim, vejo-o!
Tahta bir balyoz, ve ben onu büyük yüksek bir kanepede görüyorum.
Vejo-o numa grande e elevada cadeira.
Onu görüyorum.
- O jardim já está.
Umarım, duymamışsındır, onu oldukça sık görüyorum da.
Bem, espero que não, mas tenho-o visto muito.
Henry Reeger de silahı beline takmış, onu ilk kez silahlı görüyorum.
E o Henry Reeger anda com um revolver. É a primeira vez que vejo isso.
Ama bir şeyi rüyanda sık görürsen gerçek olur derler ve ben onu o kadar sık görüyorum ki.
Mas dizem que quando temos o mesmo sonho mais do que uma vez, ele vai realizar-se ; e já o vi tantas vezes.
Birkaç kez oraya girdiğimde... Bay Weiss, aklımı kaçırdığımı falan düşünmenizi istemem ama yemin ederim onu o perdede görüyorum.
E algumas vezes, quando entro ali... digo-Ihe Sr. Weiss, não quero que pense que enlouqueci, mas... juro que a vi naquela tela...
Nerede dursam görüyorum onu.
Aonde quer que eu parasse, eu via-o...
Şahsen onu ilk defa görüyorum.
É a primeira vez que o vejo em pessoa.
- Ben onu çok iyi bir genç olarak görüyorum.
No rondo é uma muito belo pessoa.
Arada sırada onu etrafta görüyorum. Merhaba anne!
Então, eu vejo-a de vez em quando.
Luisa, bilmiyordum. Onu ilk defa görüyorum, senin gibi.
Luísa, não sei de nada, vejo-a pela primeira vez, como vocês.
Daha da ötesi, ne zaman eve gelsem, onu burada görüyorum.
Sempre que venho a casa, encontro-a aqui metida.
Onu ayda bir kez görüyorum.
Vejo-a uma vez por mês.
Onu sadece bu kadar görüyorum.
É isso. Não a vejo mais.
Hey, onu şimdi görüyorum.
Eh, estou a vê-lo agora.
- Şu anda görüyorum onu.
- Queres que o descreva agora?
Ve düşünüyorum acaba onu son kez mi görüyorum?
E pensar que talvez seja a última vez que o vejo vivo.
Onu her Perşembe, kasapta görüyorum. Ve üstümde çok iyi bir izlenim bıraktı.
Eu a vejo todas as quintas no meu açougue... e gosto muito dela.
Tabi ki onu çok sık görüyorum.
Naturalmente que o vejo.
Onu görüyorum Drew.
Está ali! Eu estou a vê-lo.
Onu çok sık rüyamda görüyorum.
Ainda sonho com ela.
"Onu baba gibi görüyorum."
"Sabeis que penso nele como..." - Como um pai.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]