English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ O ] / Onu yakaladılar

Onu yakaladılar traducir portugués

223 traducción paralela
Onu yakaladılar mı?
Eles prenderam ele?
Onu yakaladılar.
Atingiram-no.
Sence onu yakaladılar mı? Sadece ölmüş olmasını umuyorum. Haggerty.
Se não nos tira de esta, morrerão todos, percebe?
Onu yakaladılar.
Foi detida.
Onu yakaladılar.
- Eles a possuíram.
- Onu yakaladılar.
- Eles o apanharam.
Onu yakaladılar mı?
Apanharam-no?
Babam bankayı soymaya çalışmıştı, ama onu yakaladılar.
Ele tentou roubar o banco, mas foi preso.
Onu yakaladılar!
.. Eles fazem
Onu yakaladılar!
Apanharam-no!
Ama onu yakaladılar.
Mas apanharam-no...
Onu yakaladılar ve astılar.
Apanharam-no e enforcaram-no.
Onu yakaladılar.
Apanharam-no.
- Onu yakaladılar mı?
- Apanharam-na? Apanharam-na?
- Onu yakaladılar.
- Acertaram-lhe.
Nasıl olduysa açığa çıktım... ve onu yakaladılar...
De alguma forma, escorregámos e apanharam-no.
Onu yakaladılar mı acaba?
- Será que o apanharam?
Ve öldürülen çocukların anne babaları onu yakaladılar ve öldürdüler.
Então, os pais das crianças mortas... juntaram-se e mataram-no.
Onu yakaladılar.
Eles têm-no.
Onu yakaladılar mı?
Já o apanharam?
- Sanırım onu yakaladılar.
- Acho que o apanharam.
Onu yakaladılar.
Parece que o apanharam.
Onu yakaladılar!
O Smith! Apanharam-no!
Krusty'nin tarihin en büyük vergi kaçakçılarından biri olduğu ortaya çıktı. Ve onu yakaladılar, senin sayende.
Queria dizer-te que, afinal, o Krusty cometeu uma das maiores fraudes fiscais da História e eles apanharam-no, graças a ti.
Görünüşe bakılırsa, onu yakaladılar!
Parece que o apanharam!
O Sam'in oğlu değil. Onu yakaladılar, bütün haberlerde gösteriyor.
Ele é lá o Filho de Sam, a esse já o apanharam!
Onu yakaladılar.
E eles apoderaram-se dele.
Araplar onu yakaladı ve konuşturmak için işkence yaptılar.
Os árabes a capturaram e a torturaram para descobrir coisas.
Buraya gelirken kasabanın dışında yakaladılar onu.
Apanharam-no à saída da vila. Vinha a caminho desta mina.
- Evet, onu yakaladılar.
- Sim, têm-no cativo.
Bu fanatik hırsızlar, Mao Tse-Tung denen kişi liderliğinde, Bayan Johnson'ı kısa ama ölümcül bir an için savunmasız yakaladılar ve onu ortadan kaldırdılar.
Sim, esses ladrões fanáticos, sob a liderança do dito Mao Tse-tung, tinham apanhado Ms. Johnson desprevenida por um momento breve mas fatal e destruíram-na, tal como estão prontos para o fazer a qualquer altura,
Yok birşey. Yakaladılar onu.
Calma, jà o prenderam.
Onu üç gün önce yakaladılar.
Apanharam-no há três dias.
Orada, avcılar onu yakaladı ve köle yaptılar.
Lá, esclavagistas apanharam-no... e venderam - no para ser escravo.
Onu yakaladılar.
Não é uma coincidência.
Saatte 50 mil yaptığını tespit ettikleri için onu aşırı hızdan yakaladılar.
O dela era alcoolizado. Uma vez, prenderam-na por excesso de velocidade. Cronometraram-na a ir a 80.
Yakaladılar mı onu?
Apanharam o tipo?
- Helikopterler geldiği sırada uçağını göle indirmek üzeriydi böylece onu da yakaladılar.
E o comprador? - Estava a aterrar no lago quando o helicóptero chegou, está preso.
Bir çift O'Charlotte polisi, onu bir markette yakaladılar. Elinde bir çuval para, kıçında bir parmak, suratında koca bir gülümseme varmış.
Chama a polícia, e vais acabar preso, uma arma na mão, a raiva estampada no rosto.
Ya bir tuzağa yakalandıysa Ya da avcılar onu yakaladıysa?
E se ele está preso numa armadilha? Ou um caçador disparou sobre ele?
Onu öldürüp, 13. Teyze'yi yakaladılar.
Eles mataram o homem e capturaram a Prima Yee!
Onu merkezde yakaladılar. Olay sarhoşken araba sürmekle başlayıp, ruhsatsız silah bulundurmakla bitti.
Começaram por prendê-lo por "condução em estado de embriaguez"
Billy onu vurdu, ama beni yakaladılar.
O Billy matou-o e eu fui apanhado.
Clark, bilmiyor musun ki onu 60 sene önce böyle yakaladılar.
Clark, não sabias que foi assim que o apanharam há 60 anos?
Sence onu da yakaladılar mı?
- Achas que também o apanharam?
Yakaladılar onu.
Apanharam-na.
Onu merkezde yakaladılar. Olay sarhoşken araba sürmekle başlayıp, ruhsatsız silah bulundurmakla bitti. - Lanet pislik bir silah taşıyormuş.
Conduziu com álcool, mas aplicaram-lhe também o porte clandestino de armas.
- Onu yakaladılar!
Pegaram ele!
Düşmanlarımızdan biri onu yakaladı. Adama işkence ederek bizim birimimiz hakkında bilgi aldılar.
Um dos nossos inimigos localizou-o, torturou-o e extraiu informação sobre uma das subestações.
Onu yakaladılar.
Apanharam-na.
- Onu birkaç kez yakaladılar.
Nós apanhámo-lo algumas vezes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]